Amerikalı yazar Maya Angelou, “Hayatta başınıza gelen her şeyi kontrol edemezsiniz, ama başınıza gelenlerin sizi eksiltmemesine karar verebilirsiniz” der. İşte bu sözün canlı temsili Jeyza Gary, hayatını doğuştan sahip olduğu balık derisi hastalığıyla geçiriyor. Ancak hastalık, onun için bir avantaj! Derisinin iki haftada bir dökülen Jeyza Gary’nin hayatı boyunca hastalıkla nasıl mücadele ettiğine hep beraber bakalım.
Jeyza Gary, yalnızca 100 bin kişiden birinde görülen ve balık derisi olarak bilinen “iktiyozis” hastalığıyla doğdu
Henüz tedavisi bulunamayan iktiyozis, kalıtsal olarak nesilden nesile aktarılan bir hastalık.
Doğduğunda doktorlar Jeyza’nın ne hastalığı olduğunu anlayamadı bu sebeple 1 hafta hastanede kaldı ancak teşhis konulamadı
Birkaç aylıkken büyükannesi Duke Üniversitesi Hastanesi’ne götürdü ve orada bir doktor tarafından iktiyozis tanısı kondu
Teşhisten sonra annesi, Jeyza’e karşı çok dikkatli davrandı ve ona destek oldu
Jeyza: “Ailemin bana çok korumacı davrandığını fark edecek yaşa geldiğimde diğerlerinden farklı olduğumu da anladım.”
Annesiyle dışarı çıktığında insanlar Jeyza’e bakıyordu ve bu durum annesini rahatsız ediyordu
https://www.instagram.com/p/B0WYAXQlIzd/
Jeyza bu konu hakkında şöyle dedi: “Annemi rahatsız ettiğini hatırlıyorum. O, dik dik bakmanın doğru bir hareket olmadığını söylüyordu. “Sormaktan çekinmeyin ama dik dik bakmayın” diyordu. Bazen bana bakan çocukların ailelerine de söylüyordu çünkü çocuklar yalnızca ailelerinden gördüklerini yapar.”
Jeyza’nın okula gittiği ilk gün annesi sınıfa girerek öğrencileri ve öğretmenleri onun hastalığı hakkında bilgilendirirdi
Annesi, Jeyza’nın hastalığını anlatırken o da annesinin yanında duruyordu. Annesi, “Bu benim kızım Jeyza ve bir cilt hastalığı var. Kaçınız kertenkele veya yılan gördünüz? İşte Jeyza’nın derisi de onlarınki gibi. Her 10-12 günde bir dökülüyor. Bu bulaşıcı değil. Jeyza tıpkı herkes gibi.”
Jeyza: “Annem bana asla farklı olduğumu hissettirmedi. Eğer alnım soyuluyorsa kafama bandana takıp okula gönderirdi. Eğer kardeşim şort giyiyorsa ben de giyerdim” dedi
Jeyza hastalığında kendini nasıl savunacağını bilmediği zamanlarda annesi en büyük savunucusu oldu.
Jeyza; çok sıcak havalarda dışarı çıkamıyor, her zaman şemsiye kullanıyor, su ve nemlendirici kremi olmadan bir yere gitmiyor çünkü derisi oldukça hassas
Lise zamanlarında derisini saklamak için çok fazla makyaj yapan Jeyza, daha sonra derisinin gerçek bir sanat olduğunu düşünüp makyajı bıraktı
Jeyza: “Kaşlarımı doldurdum çünkü kaşlarım yok, gözlerime far ve rimel sürdüm, bazı zamanlar dudaklarıma ruj sürdüm. Artık makyaj yapmak zorundaymışım gibi hissediyordum. Bir gün makyaj yapmadım ve “Bu kim?” dedim. Daha sonra makyaja ihtiyacım olmadığını düşünmeye başladım çünkü cildim zaten bir sanat. Cildimin parlak, turuncu ve kahverengi olduğu anlar var. Hepsini eşit derecede seviyorum ve derimle gurur duyuyorum.”
Lisedeki son sınıf arkadaşı Jeyza’nın yıllığına model olması gerektiği notunu ekledi ve Jeyza’nın modellik yolculuğu bu öneriyle başladı
Arkadaşının önerisiyle cesaretlenen Jeyza, üniversiteye girmeden önce birkaç fotoğrafını ajanslara gönderdi. Ajanslardan hiçbir geri dönüş alamayınca birkaçını aradı ve “Eğer bir geri dönüş almadıysanız, bu sizin cevabınız” yanıtını aldı.
Bekleyişin sonunda “We Speak Model Management“, Jeyza’yı New York’a davet etti ancak yaşadığı yerde büyük bir kasırga olduğu için davete katılamadı
Ona verilen şansı değerlendiremediği için endişelendi ancak daha sonra böyle olması gerektiğini düşündü. “Eğer böyle bir şey olacaksa 10 yıl sonra da olabilir” dedi ve birkaç ay sonra aynı ajans, Jeyza’e mesaj attı. Her şey ayarlandıktan sonra anlaşma sağlandı.
“En iyisi olmak istiyorum. “Vogue”da olmak istiyorum. Beni geri çeviren herkes tarafından aranmak istiyorum” diyen Jeyza, “Vogue İtalia“da insanlara tanıtıldı
Kendine güveni ve cesaretiyle herkese örnek olan Jeyza, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla diğer insanlara güç veriyor
Jeyza, bu cesaretiyle diğer insanlara da cesaret verdi. Sosyal medyadan ona, iktiyozis hastası olan bir kadın ulaştı ve “Şort giyecek cesaretim yoktu. Sen bana bu cesareti veriyorsun.” dedi.
Kaynak: 1