Genova; İtalya’nın kuzey batısında yer alan Kristof Kolomb’un memleketi ve kent dokusunu korumayı başarmış minnoş bir şehir. Tipik İtalyan kültürünü diğer turistik kardeş şehirleri gibi yozlaştırmadan koruduğu için diğerlerinden sıyrıldığı düşünülüyor. Eh, bunda birkaç etken daha olabilir…
1. Genova’da şehir içerisinde yürüyerek her yere ulaşabilirsiniz. Dilerseniz bisiklet kiralayabileceğiniz gibi trafikten korkmanıza da gerek yok. Aksine, trafik dediğin Vespa motorların oluşturduğu bir gökkuşağı!
2. Sokak aralarında gezerken kendinizi mis gibi el yapımı makarna kokularını takip ederken bulursunuz. Pestonun tutkunu olmayan İtalyan değildir!
3. Makarnanın tahtı o kadar da sağlam değil. Ne kadar lezzetli olsa da, odun ateşinde pişen çıtır pizzalara kim hayır diyebilir?
4. Her restoranda masaya yine el yapımı şaraplardan servis edilir. Kendilerine özgü yüksek alkollü içecekleri Limoncello ise bu İtalyan havasının herkesin harcı olmadığını gösteriyor deneyenlere.
5. Genova halkı genellikle nesiller boyu orada bulunan yerlilerinden oluşur ve orada turist değil gerçek İtalyanların hayatlarına dokunursunuz.
6. Güvercinleri ise başka bir dünyadan olmalılar. Hiçbir zaman havada göremeyeceğiniz gibi karşıdan karşıya geçerken yaya geçidini kullanırlar.
7. Frank Sinatra’nın yaşadığı ve Vittorio Palentieri’nin dillere pelesenk olmuş “I found my love in Portofino” şarkısındaki Portofino da Genova’ya bağlı bir koy.
Renkli binaları ve sandallarıyla İtalya’nın yüzlerinden biri olan Portofino’da tarih boyunca otel olarak kullanılmış ve birçok ünlü isme hizmet vermiş, şimdi ise müze olarak ziyarete açılmış kalesinin manzarası ise muhteşem.