Bu yazımız son dakika bayram tatili yapmak isteyip otobüs/uçak bileti bulamayan ya da aile ziyaretleri yüzünden tatilini İstanbul’da geçirmek zorunda kalan arkadaşımız için gelsin.
“İstanbul’dayım ama keyfimden de geri kalmam, şezlonga uzanıp o D vitaminini alıcam” diyorsanız bu listeye göz atın. İstanbul’un dişe dokunur plaj ve havuzlarından ilk aklımıza gelenleri seçtik.
Neden mi? Alaçatı’daki, Bodrum’daki, Kabak’taki arkadaşından eksik kalma diye! Hem şu sıralar İstanbul’da herkes aynı cümleleri kuruyor: “Ay nasıl bi şey bu?”, “Vallahi yapış yapışım!”, “Çok bunaldım!” O yüzden sizi anca buralar paklar.
Huzurlarınızda ilk 11’ini sayabileceğimiz İstanbuldaki plaj ve havuzlar.
Suma Beach
Şu sıralar herkesin dilinde “Hadi, kalk buraya gidelim!” muhabbeti var. Neymiş efendim modern hippiler oradaymış. Öncelikle modern hippilik durumunu anlamış değiliz bir de üstüne üstlük giriş ücreti içecek yemek ücreti normalin bayağı üstündeyse hippilerin orada ne işi var bunu hiç anlamış değiliz.
Neyse İstanbul’da gidilebilecek çok az iyi plaj varken çok daha fazla üstüne gitmeyelim buranın. Şu sıralar çok hareketliymiş diye duyduk! Konser üstüne konser, parti üstüne parti. Mekanın rengarenk dekorasyonu ise tam Instagram’lık! İyi müzik, güneş vs. için haftasonunuzdan bir günü buraya ayırabilirsiniz ama daha fazlasını önermeyiz. Mazallah sonra sizin de “tek amacınız kapitalist komün hayat kurmak” olur. 🙂
Suada
Suma’dan sonra buraya saygımız büyük, en azından dürüstler. “Buraya gelince cebinizdeki tüm paraları alacağız ama sizi özel hissettireceğimizden emin olabilirsiniz” diyorlar. Ofiste bilgisayar başında aklına bir anda tatil düşenler, “denizde kum sizde de paraysa” sizi böyle alalım. Denizin tam ortasında havuzda olmanın tadını çıkarın. Muhteşem manzarası ile şehrin tam göbeğinde, kulaç atabileceğiniz bundan daha güzel bir yer de bilmiyoruz.
Havuz başında DJ performansları da oluyor bilginize…
Clup Ada Sedef
Burası diğer adalara göre henüz daha sakin o yüzden fırsat bu fırsat deyip kolları sıvayın ve şuraya el değmemişken bi’ gidin deriz. Büyükada’dan aktarma ile yaklaşık 20 dakika sonra oradasınız. Denizi de Büyükada’ya göre daha az yosunlu ve daha az denizanalı. Martı sesleri eşliğinde okuyacağınız kitap, etrafınızdaki sedir ağaçlarının arasında bulacağınız huzur size bir hafta yetecektir. Sanırsınız İstanbul’dan çook uzakta Marmaris’te, Asos’tasınız, atmosferi on numara yani. Giriş ücreti, yemekleri biraz pahalı tabii. Ama bununla kalmıyor size Sedef Adası’nda bir alternatif daha sunuyoruz; Sedef Adası Plajı! Deniz aynı deniz siz karar verin.
Burada yapabileceğiniz çok fazla aktivite yok; yemek, yüzmek, okumak, müzik dinlemek. Zaten başka bir aksiyon beklediğinizi de düşünmüyoruz!
Baykuş Plajı
Öğrenci dostu plajdır. Ama rahat rahat denizine giriyim yüzeyim, boy göstereyim, bacak arasında geçeyim derseniz yalan olur. Denize adımınızı attığınız anda cankurtaran düdüğü çalmaya başlar hatta bazen daha da ileri gider ve elindeki megafonla sizi tüm Kilyos’a rezil eder “Hanfendi görmüyor musun akıntı, dalga var, ölmek mi istiyorsun! Denizi boşalt, boşalt o denizi!” O yüzden buraya dinlenmek, bronzlaşmak, fotoğraf çekmek, arkadaşınla denize karşı sohbet etmek için gidilir. Beach Club mantığını, bangır bangır çalan pop müziği burada bulamazsınız! Ayrıca cep de yakmıyor! Bi’ düşünün!
BURCBeach
Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği’ne ait olan bu mekanımız dışarıdan gelen misafirlere de açık o yüzden içiniz rahat olsun. Buraya geldin mi öyle boş boş oturmak yok. Plajda, denizde yapabileceğin bi sürü aktivite var. Sörften kiteboard’a, voleyboldan futbola… Akşam olunca da DJ performansı ile çılgın partiler… Anlayacağın boş durmak yok! Yazın kurtlar öyle kapalı mekanlarda dökülmemeli hem, bi’ kuma basmak lazım, deniz havasını içe çekmek lazım.
Kalpazankaya Plajı
Bu plajımız Burgazada’da saklanmış bir cennettir. Burgazada bildiğiniz gibi diğer adalara benzemez, deyim yerindeyse tam bir huzur adası! Huzurdan öte burayı iyi yapan iki şey vardır. Biri Sait Faik, bir diğeri de adanın en eski mevkisi: Kalpazankaya. Bu iki değerli şey bir plajda buluşunca tabii oraya gitmemek olmaz. Adaya geldikten sonra isterseniz kavurucu sıcak altında yarım saat yürüyebilir ya da fayton sefası yaparak ulaşabilirsiniz plaja.
Geldiğinizde nefis bir manzara bulacaksınız karşınızda. Sait Faik Abasıyanık zamanında bu huzurlu yerde epey bir vakit geçirmiş. Siz de onun anısına hamağınıza uzanıp kitabınızı okuyabilir hayallere dalabilirsiniz.
Yüzüp güneşlendikten sonra tam günbatımında rakı-balık keyfi için Kalpazankaya Restoranı’na da uğrayın. Tam tepede doğayla iç içe olan bu yerde yemekler nefis, fiyatlar uygun ama gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızda fayda var.
Uzunya Plajı
Demirciköy’de yer alan bu plaj favorilerimizden. Özel araçla gidilmesini tavsiye ettiğimiz bu yerin doğası desen ayrı güzel denizi desen ayrı güzel. İstanbul’da çok az yerde bulabileceğiniz bu plajın en büyük özelliği koy olması, bu sebeple denizi dalgasız. Kilyos’taki plajlaraın aksine yüzünebilitesi yüksek bir yer. Hasır şemsiyeleri derseniz bizi bizden alıyor sanırsın Bozcaada’da Ayazma plajındasın. Buranın şöyle bir de avantajı var; denizden çıkınca kumlu kumlu güneşlenmek istemiyorum (artık kim böyle bir şey söylerse) derseniz çimlerin üstünde de kavrulabilirsiniz.
Hemen yanında da salaş bir restoran var. Rakı-balık için harika bir yer. Bizce oraya kadar gitmişken dönüşte de Belgrad’da bir mola verilmeli.
Green Beach Club
Heybeliada’da güneş ve denizin tadını çıkarabileceğiniz eli yüzü düzgün yerlerden biri. Hatta iddialı olunacaksa olalım adanın en şık plajı ama Bodrum-Çeşme tipi bir beach club performansı bekleyerek de gitmeyin. Beklentiyi yükseltmenin manası yok.
Buranın en büyük avantajı ağaçlar. Aramızda güneşten köşe bucak kaçan arkadaşlarımız illa vardır. İşte burası tam onlara göre.
Hafta sonu bangır bangır çalan müzik ile ana baba günü haline gelen plajda hafta içi huzura boğulabilirsiniz. Plajda giriş ücretleri, yiyecek içecek fiyatları uygun, ulaşım da Heybeliada’dan ücretsiz motor servisleriyle yapılıyor.
Parkorman
Buraya genelde konserler partiler için gideriz ve kalabalıktan, penguenler gibi hareket etmekten ormanın tadını tam anlamıyla çıkaramayız. Ama konser falan olmasa da gidin şu ormana. Piknik için, havuz için. Hem metronun hemen dibinde. Fiyatlar Suada’ya göre bayağı bir uygun. Eğer “İstanbul’da denize girmem, ben klorlu su balığıyım” derseniz, burayı çok beğeneceksiniz.
Büyük Liman
“İstanbul’un Ölüdenizi” diye de bilinir ve yine İstanbul’un en güzel denizine sahiptir kendileri. Öyle otobüsle ya da özel araçla gidilmez bu nefis koya sadece deniz yolu seferleri vardır ama aranızda enerjik arkadaşlarımız varsa onlara Garipçe Köyü’nden gelen dağ yolunu kullanmalarını tavsiye ederiz (ayaklarına kuvvet). Şimdiden söyleyelim gittiğinizde denizden başka (restoran, tuvalet, duşakabin vs.) hiçbir şey bulamazsınız o yüzden hazırlıklı gitmenizde fayda var.
3. Köprü yapılmadan ne yapın edin görün bu yeri. Çünkü böyle temiz huzurlu kalacağından kuşkuluyuz.
Ada Beach Club
Heybeliada’da Çam Limanı’nda yer alan, ortalamanın üstünde bir deniz temizliğine sahip olan plajdır. Her adada olduğu gibi buraya da hafta sonu gitmenizi önermeyiz. Giderseniz de paranızla rezil olmak nasıl bir şey onu görmüş olursunuz. Yemek konusuna değinecek olursak pek bir şey beklemeyin. Küçük bir hamburger yanında patates kızartması açlığınızı bastırır.
Not: Deniz, huzur, güneş için bize fazla kurallı gelen bu plajda yanında bir kadın arkadaşın yoksa içeri giremiyormuşsun diye duyduk ey erkek, ona göre!