Terlemekten sıvı mı kaybediyorsunuz, nemden nefes alamıyor musunuz, eliniz kolunuz bağlı bu sıcak havalara boyun mu eğiyorsunuz? Yapmayın, şu listeye bir göz atın! Lakin övünmek gibi olmasın ama listemiz sıcak savar niteliği taşımakta; çünkü buralar İstanbuldaki en serin yer denilince ilk akla gelenler!
“Ay boynum tutulur, ay nezle olurum” deyip anne tribine bağlanıp klima kullanmayı reddettiğimiz ama AVM’lerden de geri kalmadığımız şu günlerde elimizden gelen tek şey şu liste. Canımızı okuyan yaz sıcaklarında boş verin AVM’yi! İşte İstanbuldaki doğal klimalı en serin 15 mekan.
Gülhane Parkı
Akıllara ilk gelen yerlerden. Hem serin hem de gölgeli. Turistlerin akınına uğrayan bu parkta çimenlerin üstünde uykuya dalabilir, kitap okuyabilir, simit-çay yapabilirsiniz.
İstanbul Üniversitesi Havuzlu Bahçe
Ana kampüste yer alan Hukuk Fakültesi önündeki bahçedir. Ana kampüsün her köşesi her bankı serindir ama dört taraftan da çevrili olan bu bahçe gibisi yoktur. Ortada havuz, jonglörlük yapan öğrenciler, sohbet edenler, sırnaşan kediler, ayakkabıları çıkarmış enerjisini boşaltan genç gibi figürler hep buradadır.
Akıntıburnu
Küçücük bir deniz fenerinin olduğu bu burun Boğaz’ın dizilere, filmlere her daim meze olan mekanıdır ve her daim serindir. Bu fazla güzel manzarada oturabileceğiniz banklar da boldur o yüzden çekinmeyin sabah akşam burada keyfinize bakın.
Parkorman
Burada tıkış tıkış konser izlemekten pek keyif almayabiliriz ama hiçbir etkinliğin olmadığı bir günde giderseniz burası size rüzgar cenneti gibi gelebilir. Şöyle kollarınızı kaldırdığınızda yüzünüzde beliren o huzurlu sırıtışı şimdiden görebiliyoruz.
Yıldız Parkı
Serin bir yer arıyorsak bu kuşkusuz yıllanmış ağaçları olan parklardır. Bunlardan biri de Yıldız Parkı. Genelde gençlerin öpüşme, sarılma, baş başa huzur bulmak için gittiği bu park gerçekten çok amaçlı. Yokuşu olduğundan yürümeyi pek önermiyoruz ama bir bank bulup efil efil yayılabilirsiniz.
Ada Vapuru
Ne zaman sıcak ne zaman soğuk olacağını bilemeyen şuursuz metrobüsle otobüs yolcuklarını pek sevmeyiz. Vapur ise yaz kış candır. Keyif yapılası yerler içinde birinci sıradadır. Manzara o biçim, dalga sesleri üstüne bir martılar… Ohh miss! Sonunda varacağınız yer ise ada, daha ne olsun!
İTÜ Gölet
Şu sıralar konsere konser demeyen İTÜ Maslak Kampüsü, pöfür pöfür esen yerlerimizden. Hele bir de buranın küçük bir göleti (şu sıralar içinde pek bir su kalmasa da) yok mu fenaa. Ağaçlarla çevrili bu gölet serinlemek için birebir. Doğa harikası mekanda yürüyüşten ziyade burada piknik yapmak çok daha mantıklı.
Şemsi Paşa Camii
Şemsi Paşa Camii’nin diğer camilerden farkı nedir diye sorarsanız şöyle efendim;
bir rivayete göre Şemsi Paşa çok titizmiş bu sebeple Mimar Sinan’a gidip kuşların hiç konmayacağı bir cami yapıp yapamayacağını sormuş. Sinan da Üsküdar’da kuzey ve batı rüzgarlarının kesiştiği bir derya kıyısı bulunduğunu ama denize doğru kayma riskinden dolayı bir mekan inşa etmenin zor olduğunu söylemiş. Ama paşanın ısrarını kıramamış ve Şemsi Paşa yani nam-ı diğer Kuşkonmaz Camii’ni yapmış. Rüzgardan kuşların bile konamadığı bu cami ve etrafı size sonbaharı getirecek.
Rumeli Feneri Kalesi
İstanbul Boğazı’nda bir tarafı Karadeniz’e bir tarafı Marmara denizine bakan bu serin yerimiz 17. yüzyıldan kalma. Dondurucu rüzgar nedeniyle kışın değil yazın gitmenizi öneririz. Muhteşem manzara eşliğinde içki içmeye giden gençlerimiz çoğunlukta. Ulaşımı çok kolay değil o yüzden özel araç şart. Yanınızda bir de foto makinesi bulundurmalı.
Bakırköy Botanik Parkı
Bakırköy Belediyesi’nin hemen E5 otoyolu kenarındaki misler gibi rant kokan 96.000 metrekarelik araziyi halk için ücretsiz bir botanik parka dönüştürmesi hepimizin gözlerini yaşarttı. Son yıllarda bir belediye tarafından yapılmış en şık hareketlerden olan bu icraat keşke tüm İstanbul’a yayılsa. Parkta, 11 adet tematik bahçe, çocuk oyun alanları, Atatürk ve çocuk temalı bir heykel, 50 metre yüksekliğinde bir bayrak direği, 3 adet rüzgar türbini, sosyal tesis, 8 metre yüksekliğe sahip bir çağlayan, içinde 5 adet uçan at pegasus heykeli bulunan havuz ve manzara seyir terasları bulunuyor.
Sarayburnu
Diğer sahil kıyılarına göre daha az popüler olsa da -ki bunun cafe, restoran vs. olmamasına bağlıyoruz- oturup efil efil keyif yapabileceğiniz yerlerden. Balık tutanıyla, deniz feneriyle, tarih kokusuyla gönlümüzün birincisi. Sarayburnu, fotoğrafçı ve balıkçıların da her daim uğrak yeridir.
Arkeoloji Müzesi Bahçeleri
Gülhane’de yer alan bu müzemizin serinliği içerideki eserlerin değerleriyle yarışır. Bol yeşillikli bol ağaçlı, bol huzurlu bir yer arıyorsanız burası tam size göre!
Sadece serinlemek için buraya bir de giriş ücreti mi ödiyim derseniz, haklısınız ama bizce yaz başı bir tane müze kartı çıkartmak en iyisi.
Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü
Büyükçekmece Gölü’nde yer alan ve Mimar Sinan tarafından inşa edilen bu köprü ve çevresinde rüzgarın kralı vardır. Hatta o kadar ki burada son 10 yıldır rüzgar sörfü bile yapılıyor. Ayrıca Mimar Sinan bu köprü hakkında baya iddialı konuşmuş: “Köprü, eserlerimin içerisinde şaheserimdir” Nokta.
İsteyen sandalla gezebilir, isteyen yakınındaki kafelere oturabilir isteyen de muhteşem göl manzarasına dalabilir.
Emirgan Korusu
Baltalimanı ve İstinye arasında yer alan bu mekanımızda hem serinleyecek hem de kendinizi Avrupa’da hissedeceksiniz. Romantik İngiliz bahçe anlayışıyla düzenlenen bu koruda iki tane de gölet mevcut. Serinlemenin dışında buranın atmosferine de bayılacaksınız.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Bahçesi
Türkiye’nin en eski akıl hastanesine yıllarca ürkülen bir yer olarak bakıldı. Bakırköylüler içinse hastane nefes almak, sabah yürüyüşlerini yapmak ve yıllanmış ağaçların altında gizemli bir tarihi koklamak demek. Hastane doksanlı yıllarda Bakırköy sokaklarında çizgili pijamalarıyla dolaşan tatlı hastalarıyla sürekli gündeme gelirdi. Bu hastalar serbest zamanlarında sokaklarda dolaşır, akşam olduğunda ise hastaneye geri dönerlerdi. İstanbul’un şehir merkezinde kalan en eski yeşil alanlarından olan bahçe, ünlü düşünen adam heykelinin replikasıyla biliniyor.
Naile Sultan, Mihrabad, Beykoz korularını, Pierre Loti Tepesi’ni ve Atatürk Arboretumu’nu da unutmamak lazım tabii, bunları da ajandanıza not edin efendim!