Kış ritüellerinin, hoş sohbetlerin, hayal gücünün vazgeçilmezidir Türk Kahvesi.
Daha önce “Kahve içilebilecek güzel tatlı mekanları” derlemiştik. Şimdi ise konuyu daha da spesifikleştirmek istedik. Türk kahvesi nerede içilir, 40 yıllık hatır hangi mekanlarda gizlidir sizin için araştırdık.
Mandabatmaz
Yaz-kış oturacak bir yer bulamayıp, ayakta içmemize rağmen gönlümüzün birincisidir kendisi. Kendini kalabalıklığından belli etse de Beyoğlu’nda Olivia Geçidi’nin hemen orada.
Kahveler, makine kullanılmadan cezvede kısık ateşte yapılmasına rağmen servis gayet hızlı.
Her ne kadar oturup keyif yapabileceğiniz bir ortam olmasa da lezzetli ve bol köpüklü bir kahve içmek istiyorsanız burayı aklınıza yazın.
Şark Kahvesi
Eğer bir gün şöyle bir tarihi yarım ada turu yapıyım derseniz Kapalı Çarşı’daki 60 yıllık bu mekanda bir kahve molası verebilirsiniz.
Kum ateşinde pişen leziz kahveler lokum ile servis ediliyor. Benim için İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olmanın gerekliliklerinden biri de burada yatıyor. Mekanın otantik ve tarihi dokusu bana ne kadar iyi gelse de sarı ışık ve loşluğu bir o kadar boğucu geliyordu. Ama amaç güzel bir kahve içmekse sorun yok.
İster dışarıdaki iskemlelerde ister içeride oturabilirsiniz. Ama Kapalı Çarşı’nın kalabalık olma hali normal değil bu sebeple içerisi daha sakin.
Latife
Tünel’den Galata’ya inerken solda kalıyor kendisi. Keyifli ve şirin bir mekan. Küçük olmasına rağmen gözünüzü gönlünüzü açacak cezve içinde duvara asılmış minik kaktüsler, resimler, evladiyelik dekoratif ürünler bulunuyor.
Lokum ve su ile servis edilen Türk Kahvesi de pek bir şahane. İsterseniz yanına ev yapımı kurabiyelerden gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.
Mekan daha çok Galata Kulesi’nden çıkan turistlerin gözdesi. Bohem Galata’da kahve keyfi yapılabilecek en iyi yerlerden.
Niyazi Bey’in Türk Kahvesi
Niyazi Bey’in pek kıymetli Türk Kahvesi mekanındayız şimdi. Aman da aman! Kadıköy ve Türk Kahvesi denilince aklımıza hemen burası düşüyor. Mekanda lokum ve su yanında getirilen bol köpüklü Türk Kahvesi dışında öyle her yerde bulup içemeyeceğimiz Dibek Kahvesi de var. Önerim onu da denemeniz.
Tarihi Bağdat Kuru Kahvecisi
Mekanımız isminden de anlaşılacağı gibi Bağdat Caddesi’nde. Bu sebepten midir bilinmez sunumları pek bir gösterişli pek bir şaşalı. Küçük bir kasede sakız lokumu, drajeler ve su ile sunulan kahve günlük çekiliyor. Bu yüzden tadı gayet başarılı. Ayrıca diğer mekanlardan farkı çeşitli olması; Sakızlı, çikolatalı, sütlü -ki şu sıralar kimi görsem sütlü Türk kahvesi içiyor- en çok tercih edilenlerden.
Kahve yanına su değil de ev yapımı likörlerden de tercih edebilirsiniz.
Sade Kahve
Rumelihisarı’ndaki deniz manzaralı bu mekanın bir serpme kahvaltısı bir de kahvaltı sonrası içilen Türk Kahvesi’nin namı almış başını yürümüş.
Kahvenin bu kadar lezzetli olmasının sırrı közde yapılması.
Boğaza, mis gibi deniz kokusuna, azcık da olsa yeşile doyabileceğiniz bu mekanda saatlerce kahve keyfi yapabilirsiniz.
Çorlulu Ali Paşa Medresesi
Bu mekanda iki şey var biri nargile ikincisi Türk Kahvesi. Her ne kadar nargile kokusu yüzünden benim tercihim olmasa da üniversite zamanında arkadaşlarla bir arada olma not toplama adına gitmişliğimiz çok.
Küçük havasız odaları, fazla kalabalık oluşu dışında, tarihi bir mekanda, kocaman bir çınar ağacının altında içilen Türk Kahvesi’ne diyecek hiçbir şeyim yok. Kömür ateşinde pişen kahveler, çok köpüklü çok lezzetli.
Bebek Kahve
Bebek’te yürüyüşler yapıldıktan, parkta oturup kitap okuduktan sonra alınan huzuru ve enerjiyi yarıda kesmiyoruz. Doğruca buraya gelip en köpüklüsünden bir kahve söylüyoruz.
Önünüzde Boğaz gibi bir gerçek var, bu sebeple bu kahvenin keyfini artık siz düşünün.
Okkalı Kahve
Telvesi dişinize yapışsa bile havanızdan ödün vermeyeceğiniz samimi bir mekandayız şimdi. Ev sıcaklığındaki bu yer Beşiktaş’ta.
Kahve seçenekleri çok; Yumuşak içimli, yandan çarklı, damla sakızlı, kakuleli, sütlü ve Okkalı Türk kahvesi menüde olan seçeneklerin sadece birkaçı. Kahve yanına yakışır havuçlu kek ve tiramisu da ağızlara layık.
Pierre Loti Kahvesi
Boğaz kadar güzel bir manzaraya sahip olmasa da yeri farklıdır bizim için. Sonuçta İstanbul’un en keyifli tepelerinden.
Tepeye ister teleferikle isterseniz de mezarlığın içindeki merdivenlerden yürüyerek çıkabilirsiniz. Servisten ya da kahveden öyle büyük şeyler bekleyerek gitmeyin. “Kahve kahvedir” deyip geçin yoksa üzülürsünüz.
Çınaraltı Çay Bahçesi
Aslında burayı Türk Kahvesi başlığı altında vermek ne kadar doğru bilmiyorum. Buranın çayı da enfes kahvesi de atmosferi de.
Bu sebeple buraya her gidişimde benim yaptığım şey şu şekilde; kafenin girişindeki fırından simit, poğaça vs. bir şeyler alın, sonra keskin bakışlarınızla bahçede denize en yakın masayı seçin ve hedefe koşa koşa gidin (narin narin giderseniz kaparlar o sandalyeyi) sonra tazesinden bir çay söyleyin, için için… Karnınız doydu bunun üstüne bir de keyif yapmak, denize bakıp uzun uzun hayal kurmak, kitaba boğulmak, arkadaşla dedikodunun dibine vurmak lazım tabii. İşte tam bu sırada devreye köpüklü lezzetli bir Türk Kahvesi giriyor. Afiyet olsun!
Bonus: Yolunuz buralara da düşerse diye
Cunda Taşkahve’de, Bozcaada Çınaraltı Kafe’de, Safranbolu’da Boncuk Arasta Kahvesi’nde, İzmir Kemeraltı’ndaki Şükrü Bey’in Yeri’nde, Gökçeada’daki Madam’ın Dibek Kahvesi’nde Türk Kahvesi içmeden dönmeyin.