Yeni nesil et restoranlarını boş verelim. Yeter artık her köşeden çıktıkları. Elin Güney Amerikalı Jose’sinin 100 yıldır pişirdiği dinlendirilmiş eti, yok şöyle Steak yok böyle Steak diye pazarlamanızdan bunaldık yahu.
Tamam güzel et yapıyorsunuz anladık. Türke az – orta pişmiş et sevdirdiniz ona da tamam, önemli bir iş. E ama et işte nihayetinde. Edirne’den öteye çıktığınızda her ülkede bir köşebaşında bulabileceğimiz restoranların burada eti kendileri icat etmiş gibi davranıp hesap olarak da yarım dana ücretini itelemelerinden sıkıldık. Bu yüzden et ocakbaşında yenir diyor ve İstanbul ocakbaşı rehberimize geçiyoruz. Mekanların adresleri için isimlerine tıklamanız yeterli.
Kurtuluş Adana Ocakbaşı
Vedat Milör’ün bile ünlenir de bozar diye televizyon programında yer vermediğini itiraf ettiği kral mekan. 1978 yılından beri açık olan Adana Ocakbaşı 3-4 senedir bir semt durağı olmaktan çıkıp tüm İstanbul’da tanınır hale geldi. Kebap işinden anlayanların kıstası haliyle Adana’dır. “Adana’dakine en yakın kebaptı” diye anlatırlar İstanbul’da yiyip beğendiklerini. İşte o kebabın yeri Kurtuluş Adana Ocakbaşı’dır.
Burada diğer meyhane – ocakbaşı karışımı mekanlardan farklı olarak onlarca çeşit meze bulamazsınız. Gerek de yoktur hani. Zaten et ya da balıktan önce mideyi 10 çeşit mezeyle doldurma görgüsüzlüğünü ne ara adet edindik belli değil. 90’larda oldu galiba. Adını da serpme koydular. Serpiyorlar masaya gidiyorlar. Masada dirsek koyacak yer yok. 🙁
Kurtuluş Adana’da böyle bir abartı göremezsiniz; zaten isteseler de yapamazlar küçücük mekan. Ne o fincan kadar meze tabaklarını getir götür ile uğraşabilirler ne hesabı kitabıyla. Ama ellerindeki bi iki parça mezenin de hakkını verirler. Yoğurtlu köz patlıcan klasiktir, kuyruk yağıyla gelen köz soğan ve sarımsak efsane. Burada kebabın yanına garnitür diye gelen soğan – maydanoz bile diğer yerlerden farklıdır. Soğanın acı suyu tam olarak alınmış gelir masaya.
Çöpmüş – ciğermiş gibi şiş usulü siparişlerinizi yarımşar porsiyon sipariş ediniz. Hatta üç – dört şiş bile yeter. Hem adanaya hem de mekanın pamuk gibi küşlemesine yer kalsın. Kuzunun sırtından çıkan yumuşacık küşleme için zaten fazladan bir işleme gerek kalmıyor. Küşleme Adana Ocakbaşı’ında üzeri baharatlanarak geliyor. Bizden tavsiye baharatını az attırın, etin tadını perdelemesin. Gitmeden 2 gün önce rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Öğle saatlerinde ya da çok erken ararsanız açmayabilirler. Darlamayın adamları, sonuçta hâlâ semt mekanı. 🙂
Beyoğlu Ocakbaşı
1990 yılından beri Beyoğlu Bekar Sokak’ta yer alan mekanımız ocakbaşı camiasının bilindik köşelerindendir. Bekar Sokak’a İstiklal yönünden girdiğinizde sağ kolda kapısında Joe Dalton’a benzeyen şef garsonu görene kadar ilerleyiniz. İşte Beyoğlu Ocakbaşı orası.
Hafif agresif bi abi olan Joe’yu çok sinirlendirmeyiniz. Biz gittiğimizde telefonun kumanda uygulamasıyla izlediği kanalları tam bir liseli gibi değiştirip onu yeterince geriyoruz. Allahtan bizi seviyo da çok kızmıyor. 🙂 Çok güzel sinirleniyor naapalım…
Servisten önce fındık lahmacun ve tereyağlı puf mekanın vazgeçilmezi. Arada bir adanayı fazla pişirebiliyorlar bazen tuzun da ayarı kaçıyor. Sipariş verirken bunlara dikkat etmelerini söyleyebilirsiniz. Mekanda lig maçları da yayınlanıyor. Beyoğlu Ocakbaşı’na yazar çizer tayfa da uğruyor. Hesaba dikkat ediniz. Türkiye’ye mahsus bir uygulama olan “kafa hesabı” şekli burada da bazen devreye alınabiliyor. Yazın çok bulundurmuyorlar ama kışın böbrek denemenizi de tavsiye ederiz.
Yusuf Usta’nın Yeri Suadiye
Eminalipaşa’da bir apartmanın altındaki Yusuf Usta, Kadıköy yakasının sahil şeridi boyunca sıralanmış hormonlu mekanlardan biri değil. Şirin bir bahçesi ve sakin bir kapalı salonu var. Etlerden önce gelen çiğköfteyi es geçmeyiniz.
Önden gelenlerle karnınızı doyurmamanız gereken yerlerden biri burası o yüzden mezelere fazla prim vermemekte fayda var. Adana kebap öyle serçe parmağı kalınlığında değil afedersiniz kol gibi geliyor. Zırh çekimi olduğu için suyunu kaybetmeyen kuzu etinin içi de dışı da tam kıvamında pişiyor.
Buranın bir de Adana tavası var. Ortaya esnaf yemeği gibi bir tava geliyor. Öyle İstanbul işi uyduruk saç tava özentisi bir şey değil. Masaya gelen bu yarı sulu ve lav sıcağı yemeği yerseniz başka bir şey yemeye fırsat kalmayabilir.
Yeterli sayıda değilseniz Adana tavadan uzak durun; yani usturuplu olmak lazım yakınlarda hastane yok. Masada ölüp kalma ya da bayılma gibi durumlarda künefeyle hayata döndürülebilirsiniz. Diğer mekanlarda genelde tırt olan tatlı çeşitleri Yusuf Usta’nın Yeri’nde künefeyle akıl uçuruyor.
Zübeyir Ocakbaşı
Zübeyir için ocakbaşı müdavimliğini popüler hâle getiren yer diyebiliriz. Özellikle zamanında Hürriyet’ten Kanat Atkaya’nın yazılarıyla gaz verdiği mekan kısa sürede haklı bir üne kavuştu. İçeride o klişe tabirle sanat, spor ve siyaset dünyasının önde gelen isimleriyle karşılaşabilirsiniz. Biz en çok Uğur Yücel’i görüyoruz. Bi başına gelir, güzelce etini yer, rakısını içer ve gider Uğur Abi.
Zübeyir’in patlıcan salatası meşhurdur. Etlerden kuzu şiş, ve tarak mutlaka denenmeli. Külbastı sevenler buranınkini çok beğeniyorlar. Yer bulmanız imkansıza yakındır. Uzun süredir 3. kat da açık olmasına rağmen rezervasyonsuz yer bulamazsınız. Hele hafta sonu için en az 2 gün önceden aramalısınız.
Fiyatlar haliyle diğer mekanlara göre bir miktar daha tuzludur; ama ne yediğinizi bilirsiniz. Hesaba %10 da kuver eklenir. Taksim ocakbaşılarının toplandığı yer olan Süslü Saksı – Bekar Sokak hattındaki en iyi mekan Zübeyirdir. Diğerlerine fazla prim vermeyiniz. Daha az gidin ama Zübeyir’e gidin. Giderseniz Hamit Abi’ye selam söyleyin.
Selimiye Birtat
Geçen seneye kadar Selimiye’de hemen kışlanın yanındaki çıkmaz sokakta bulunan tarihi meyhane malum içkili mekan kısıtlarından ötürü taşınmak zorunda kaldı. 50 yıl boyunca aynı sokakta kışla, cami, meyhane ve bir de kütüphane birlikte güzel güzel geçinmişlerdi. Huzur rahatsız ediyor demek ki birilerini diyelim ve Birtat’ın emsali olmayan tatlarına geçelim.
Birtat artık Kadıköy ve Koşuyolu’nda iki şubeyle hizmet veriyor. Oh olsun, yerinden edince daha güçlü döndüler. 🙂 Koşuyolu şubesini tecrübe etmedik ama Kadıköy için rahatlıkla atıp tutabiliriz.
Bu mekanda balık hariç her şeyi bulabilirsiniz ve hepsinde de iddialılar. Her yerde bulamayacağınız uykuluk ve kokoreç gibi sakatatlar konusunda uzmanlar. Sakatat seven kişi için çok tehlikeli bir yer. Ama ciğer konusunda ayrı bir parantez açmak gerekir. Net konuşalım. Ciğer sevmem, hayatta ağzıma koymam diyen bir arkadaşınızı alın götürün. Sonuca siz de şaşıracaksınız. Birtat bırakın İstanbul’u memleketin en iyi ciğer yapan mekanlardan biridir denilebilir. Bak abartmıyoruz, deneyin hak vereceksiniz.
Kebaplarla birlikte üzerinde un kalmış uyduruk lavaş ya da kurumuş tırnak pide değil hemen o anda hazırlanan, içi domatesli tam kıvamında kalın lavaşlar geliyor. Adana kebabı da İstanbul’un en iyileri arasında. Kaburga çizgi film Taş Devri’nden çıkmış gibi kalın ve etli.
Aslında Birtat’ın etlerinin yanına rakı bile açtırmamak gerek. Eğer şarap seviyorsanız bu muhteşem lezzetlerin tadını şarapla çıkarmalı. Ocakbaşı kültürümüz haliyle rakıyla kol kola bugüne kadar gelmiş; ama onca sıcak yağ ve buzlu rakı aslında birbirlerine şarap kadar yakışmıyorlar. Keşke mekanlarda şarap fiyatları akıl dışı rakamlarda olmasa ve bir iki çeşitten fazlası bulunsa.
Güler Ocakbaşı
1981 yılından beri Elmadağ’daki yerinde hizmet veren Güler Ocakbaşı’nın bir de Gayrettepe’de (Esentepe) şubesi bulunuyor. Elmadağ şubesi daha eski ve geleneksel meyhane havasında. İki katlı mekanın nostaljik tadını yakalamak için ilk katında oturmayı tercih edin. Ocakbaşında tavuk pek tercih edilmez ama buranın fıstıklı kaşarlı tavuk kebabından ortaya bir porsiyon attırın. Tadına bakmakta fayda var.
Kebaplardan önce gelen fındık lahmacun da Beyoğlu Ocakbaşı’nda olduğu gibi parmakları yedirecek cinsten. Güler Ocakbaşı’nda fazlaca meze var. Yoğurtlu kabağı es geçmeyin ama önceden de dediğimiz gibi meze olayını abartmayın. Onca et, meze ve alkolden sonra en sonunda gelen ballı kaymaklı meyve nedeniyle karaciğerinizden sağlam ayar yiyeceksiniz.
Yirmibir Kebap
Diğerlerine göre daha yeni bir mekan. Olsun bu açığını bulunduğu tarihi Hazzo Pulo Pasajı sayesinde kapatıyor. İki katlı mekanın alt katındaki ocağın çevresinde hayli geniş bir mermer var. Böylece ocakbaşında oturmak isteyen müdavimlerin sıkça karşılaştıkları alan darlığı, ocaktan yayılan sıcak gibi sorunlardan yırtıyorsunuz. Mekanın tasarımı şık ama etler arasında mutlaka şunu deneyin – bunu kaçırmayın diyeceğimiz bir örnek yok. Unutmadan sigara içmiyorsanız alt katta oturunuz.
Umut Ocakbaşı
Beyoğlu Hasnun Galip Sokak’ta (Büyükparmakkapı Sokak’tan girince ilk sağ) koca bir binanın tümü Umut Ocakbaşı. Özellikle ilk katı konukların üzerinde yüksek tavanı ve duvardaki dev Atatürk resimleriyle nevi şahsına münhasır etkiler bırakıyor. Sadece giriş katında oturmak bile ayrı bir deneyim.
Son yıllarda binanın üst katına modern bir konstrüksiyon yapıldı ve Umut Ocakbaşı daha da yükseldi. Giriş katı ayrı bir dünya teras ayrı. Her kafaya göre seçenek var. Yazın teras iyi bir seçenek. Yukarıdan bakınca Beyoğlu’nun aşina olduğunuz yerlerine bile “a orası aslında şurasıymış” diyerek şaşıracaksınız.
Gelelim şanlı Umut Ocakbaşı’nın şanına. Yani… Müdavim mekanıdır, bizler de severiz ama eğri oturalım doğru konuşalım eski bir işletme olmasından başka çok da bir numarası yoktur. Metal tabakları, örtüsüz masaları bunlar hoş sayılabilecek, eski meyhane tadına uygun durumlar. Ama sağda solda duyduğunuz kadar abartılacak yanı pek de yok.
Meze seven insansanız çok bir beklentiniz olmasın. Et seviyorsanız şiş diyelim. İkisiyle de alakanız yoksa ama mekanı merak ediyorsanız tavuk kanat + bira. Buranın gerçekten de en güzel iki ürünü bunlar diyebiliriz. Bir de uzun yıllardır mekanda çalışan garsonları da işlerinin ehlidir. Bu maalesef her yerde bulunmayan bir özellik.
Adana İl Sınırı
Duvarda delikanlı futbol taraftarının neden oraya asıldığını hemen anlayacağı atkıları ve derli toplu oturma düzeniyle son yıllarda hayli popüler olan bir mekan burası. Şu anki yeri İstiklal Caddesi’ne meydan tarafından girdiğinizde hemen ilk soldaki Meşelik Sokak’ta. Adana İl Sınırı ilk açıldığında Meşelik Sokağı kesen İpek Sokak’ta giriş altı 8-10 masalık bir yerdi.
Yeni yerleri Hayal Kahvesi’nin. Aralarında mini bir ortaklık var. İlk açıldığı yerden farkı daha çeşitli ve lezzetli mezeleri. Ama Hayal ortaklığından sonra özellikle Cihangir tayfasının abartması ve ünlü oyuncu, fotoğrafçı, gazete köşecilerinin verdiği gazla Adana İl Sınırı’nda fiyatlar uçtu.
Kebabı lezzetli ve güzel. Mideyi hiç rahatsız etmiyor ve yedikçe devamını istiyorsunuz. Masadaki kişi sayısına göre ortaya tek parça ama büyük porsiyonlar şeklinde servis ediyorlar. Sahibi Adnan Abi uzun süre Show Tv’nin personel yemeklerinden sorumluydu, kendisini bizler de basın camiasından yakınen tanırız. Buradan ses edelim, fiyatlar uçtu Adnan Abi! Sakin olun biraz.
Peymane
Önceleri Asmalımescit tarafında ikamet eden, sonra bir dönem Ghetto’nun terasına çıkan Peymane sonunda yerini buldu. Galatasaray’dan Tophane’ye inerken taksi durağını geçince hemen sağda. Jazz ve ocakbaşını aynı mekanda sunarak yola çıkan mekan son yerinde de yenilik peşinde denemelerle açıldı.
Kocaman bir binada bulunan Peymane’nin güzel de bir bahçesi var. Bu bahçe hemen bitişikteki eski Fransız Yetimhanesinin duvarlarına ve pencerelerine bakıyor. Kırım savaşı döneminde Bebek ve Tophane’de Katolik çocuklar için açılan bu binaların bugünkü köhne kaderi insanın içini sızlatıyor.
Peymane’ye geri dönecek olursak yenilik olarak açtıkları en alt kattaki İtalyan restoranı artık hizmet vermiyor. Bunun yerine giriş kata bir pizzacı açtılar. Binanın tümüne yayılan Peymane’de diğer ocakbaşılarda sık rastlanan sıkışık düzen yok. Rahat rahat oturabilirsiniz. Alt kattaki eski İtalyan restoranının olduğu bölümde arada bir şarap markalarının tadım geceleri düzenleniyor. Bu bölümün yeni adı Mahrem Bar olmuş. Adı üzerinde diğer katlardan daha izole.
Peymane’de mezeler çeşitli ve güzel. Sıcak gelen humus denenmeli. Etler ortalamanın üstü. Fıstıklı kebap denenmeli. Şişhane’deki ikinci şubelerine henüz gitmedik bilemiyoruz; ama var orada da bir şubeleri de, biliniz.
Pala Ocakbaşı
Eski yeri Taksim’in en güzel sokak isimlerinden olan Süslü Saksı’daydı. O zamanlar hem ismiyle hem fiyatlarının uygunluğuyla çok tercih edilirdi. Pala da işi büyüttü ve artık Balık Pazarı’nın hemen karşısında ikinci kattaki yeni yerine taşındı.
Yeni yerlerinde metrelik kebap en popüler siparişlerden biri. Dört kişiden fazlaysanız tercih edebilirsiniz. Biz kebapta santimetre, metre, kilometre hesabına pek ısınamıyoruz. Öyle olsa dev kapasiteli Kadıköy yakası sahil şeridi kebapçılarını da yazardık; ama yazmayacağız. O tip yerler bize biraz fabrikasyon geliyor.
Pala’da böbrek denemelisiniz. Et çeşitlerinde kaburgayı çok öneriyorlar. Kaburga güzel ama Birtat, Kurtuluş Adana ya da Zübeyir’in tarakları kadar efsane değil. Mekanın en büyük sorunu sigara dumanı.
Ali Ocakbaşı
Ali Ocakbaşı, Karaköy’ün fetiş mekanlarından Tarihi Karaköy Balıkçısı’yla ayın handa; yani İstanbul mekanlarının en güzel manzaralarından biri burada. Menüsü geniş. Bir meyhanede bulabileceğiniz her çeşit meze burada da var. Diğer yerlere göre Ali biraz Peymane gibi; yani iş yemeği için de gelebilirsiniz arkadaşlarla goygoy yapmak için de.
Ali kebap, kaburga, şaşlık ve fıstıklı kebap denenebilir. Diğer mekanlara göre fazlaca tatlı ve salata çeşidi var. O manzaraya haliyle biraz turistik bir mekan; önceden mutlaka arayıp yer ayırtmanız gerekli. Bir de onun adı “küşneme” değil küşleme sevgili Ali Ocakbaşı. Şu işin doğrusunu bi bulalım artık lütfen. Alla alllaa…
Musa Ustam Ocakbaşı
Taksim’in en eski mekanlarından olan Musa Ustam’ın açılışı 1972. Saygı! Kırmızı beyaz örtülerine kurban olasıca mekanın sağlam bir müdavim kitlesi var. Malatyalı olan Musa Usta işi tabii ki küçük yaşlarında gittiği Adana’da öğrenmiş. Kuzu fileto denenmeli. Diğer çeşitlerin de gitmişken azar azar tadına bakınız.
Çamlık Restaurant & Ocakbaşı
Etiler’in en eski mekanlarından olan Çamlık listenin en derli toplu yeri; hatta fazla derli toplu denilebilir. İnsan ocakbaşında biraz da is duman arıyor. Kısaca burası janti bir yer. Zaten Etiler’de…
Çamlık restoran isminden de anlaşılacağı gibi sadece ocakbaşı değil aynı zamanda bir restoran. Bahçesi de olan Çamlık’ta, Fırın Beyti ve Çamlık Kebap yanında künefe de tercih edilebilir. Ayrıca kiremitte çoban kavurmada da iddialılar.
Bonus: Mini hikaye / Ocakbaşının olmazsa olmaz siması “aşırı” delikanlı Fevzi
Beyaz gömleğinin kolunu sıvayan Fevzi, altın saatli bileğini kıvrak bir hareketle şişlerin arasına daldırdı. Lavaşla kavradığı kuzu etini şişten ustaca sıyırdı…
Fevzi’nin et, şiş, alev derken iyice kabaran maço egosu, acemi turist masalarına hafif alaycı bakışlar bıraktı. Daha 10 dakika önce metrodan çıkmıştı; ama yine de ocakbaşına girdiği anda atını – kurdunu han kapısına bağlamış Tarkan tribine bağladı.
Az sonra Fevzi’nin bileğine kazayla sıcak bir şişin ucu değecek. Büzülen dudağından acı bir “fuuu” efekti atmosfere yayılacak. Fevzi’nin kurtlar vadisi karizması, o “fuuu” sesiyle birlikte ocakbaşının dev davlumbazından çekilecek ve bacadan atılarak İstanbul semalarında kaybolacak. Hay aksi peçete de yok! Fevzicik göz kenarında biriken yaşın aşağıya kaymaması için yüzüne lavaş bile basabilir. Turist masasındaki kız da gördü zaten… 🙁
Yapma Fevzi. Adam ol. Ateşi, şişi görünce gaza gelme evladım. Bak üstat Vefa Zat ne diyor: Rakı bu dünyada uğruna mutfak yapılan yegane içkidir. Edepli ol az.