Tatil dediğin birkaç gün bir şey. Bitiverdi hemen. Boş günlerin ağır aksak Akdeniz iklimli havasından bir an önce silkinip hayata karışmak gerek. Nasıl olacak peki? Çok kolay.
Güneşli günlerin yerini rüzgarlı bir serinliğe bıraktığı şu günlerde, mevsim geçişiyle harap olan bünyemizin yegane tesellisi sayfalara sığmayan İstanbul ajandası. Takip edeyim derken başınızı döndürtecek cinsten hem de.
Bir festival bolluğu ki sormayın. Çeşit çeşit film festivalleri, kukla festivali, klarnet festivali… Ne ararsanız ve hatta aradığınızdan fazlası var bu hafta İstanbul’da. Tadını çıkarınız efendim.
1- Festival – İstanbul Sessiz Sinema Günleri / 09 – 12 Ekim
İstanbul Modern
Tam da biz Türkiye’de sinemanın 100. yılını kutlarken; Kino İstanbul sinemanın en erken zamanlarına odaklanan heyecanlandırıcı bir sessiz film seçkisi ile hem haftamızı hem de hafızamızı renklendiriyor.
Filmlerin gösterimlere özel canlı müzik eşliğinde gösterileceği festival programında Orson Welles’in ilk defa geçen sene ortaya çıkan kayıp filmi ‘Too Much Johnson’ da mevcut. Bundan iyisi Orson Welles’i canlı görmek olabilirdi pek tabii ki.
2- Konser – Future Islands / 10 Ekim
Salon İKSV / saat 22.00
Asla modası geçmemiş olsa da son yıllarda retrolaşan müzikal akımların yükselen ivmesi ile alternatif listelerde altın günlerini yaşıyor New Wave. Gün geçmiyor ki hayranı olduğumuz müzik blogları yeni bir ‘synthpop’ keşfi ile 80’lere göndermeler ve güzellemeler yapmasın.
Bu müstesna janrın en yeni ve başarılı uygulayıcılarından biri de şüphesiz ABD’li Future Islands. TV görünürlüğü ile orantılı olarak artan şöhretlerinin müziklerini etkilememesini temenni ettiğimiz topluluk Cuma akşamı Garanti Caz Yeşili organizasyonu ile İstanbul’da sahne alıyor.
3- Tiyatro – Roberto Zucco / 9 – 12 Ekim
Moda Sahnesi
Fransız oyun yazarı Bernard-Marie Koltès’in gerçek bir seri katil olan Roberto Succo’dan ilham alarak yazdığı, ölümünden evvelki son oyunu Roberto Zucco; 90’lı yıllardan beri dünyanın çeşitli sahnelerinde uyarlanıyor.
Annesini, babasını ve bir de polis memurunu soğukkanlı bir şekilde katleden Succo; dışarıdan bakıldığında her gün yanınızdan geçen, metroda karşınızda, sınıfta önünüzde oturan ‘sıradan’ vatandaştan farklı bir profil çizmiyor.
Kışkırtıcı içeriği ile izleyiciyi ahlaki ve manevi sorulara boğan Roberto Zucco, yıllardır üzerinde en çok tartışılan tiyatro oyunlarından biri olarak gösteriliyor.
4- Müzik – Jan Blomqvist / 10 Ekim
Cue İstiklal / saat 22.00
Hep söylüyoruz; Berlin’in havasından mıdır yoksa suyundan mı bilinmez, bu şehir son yıllarda içine aldığını değiştiriyor, dönüştürüyor. İçinde azıcık sanat olan kim varsa ilham vermek için ağına çekiyor.
Jan Blomqvist kardeşimize bakalım şimdi. Kendisi, Almanya’nın kuzeyinde faal olan rock grubunda yıllarca grunge vb. takıldıktan sonra Berlin’e taşınmaya karar vermiş. An itibarı ile elecro-pop ve minimal techno’nun tabiri caiz ise anavatanı gibi işleyen Berlin ortamı, Blomqvist’in başını döndürmüş. Sonra ne olmuş? Genç kardeşimiz, yıllarına yaren canım gitarını bir çift elektronik desk ile takas etmiş. Elektronik müzik aleminde ben de varım artık demiş.
Berlin’in gelecek vaat eden bu genç ve cesur müzisyeni Cuma akşamı İstanbul’u da hareketli turnesine ekliyor. Bir Berlin havası almak isteyenlere.
5- Festival – 3. Uluslararası Klarnet Festivali / 08-15 Ekim
Nefesli çalgıların isim babası, insan sesine benzeyen tınısıyla nice duyguların tercümanı… Sadece içinde yaşadığımız kültürün değil, doğudan batıya nice medeniyetin de kültürüne şekil veren enstrümanlardan biri klarnet.
İlki 2012 yılında Edirne’de gerçekleşen Klarnet Festivali’miz bu sene de yerli ve yabancı birçok sanatçıyı şehrimizde buluştururken sınırları yok etmeye, klarnetin büyüsünde nefes aldırmaya devam ediyor.
Büyük konser salonlarından şehir hatları vapurlarına, rengarenk etkinliklerle şehrin atar damarlarına yayılacak festivalde; Ömer Faruk Tekbilek, Serkan Çağrı, Balkan Clarinet Summit ve Burhan Öcal gibi sanatçılar sahne alacak.
6- Tiyatro – Mikado’nun Çöpleri / 10, 15, 22, 29 Ekim
Gri Sahne
Yazdıkları ile çoğumuzu heyecanlandıran ve de gururlandıran Melih Cevdet Anday’ın ilk kez 1967’de sahneye koyulan efsane oyunu Mikado’nun Çöpleri; yıllar içinde nice nice farklı sanatçının faklı yorumlarıyla hiç eskimeden sahnelenmeye devam etti.
Var olmak ile yok olmayı, somut ile soyutu, gerçek ile sanalı ustaca sorgulayan oyun absurd tiyatronun başarılı örneklerinden biri olarak gösteriliyor.
Türkiye Tiyatrosu’nun bu kült oyunu, yepyeni prömiyerini bu Cuma akşamı Gri’de gerçekleştiriyor. Tiyatro salonlarında yeni soluk arayanlara duyurmuş olalım.
7- Festival – FilmEkimi / 11 – 17 Ekim
Ekim ayının dört gözle bekleneni, ajandamızın yıldızı, Film Ekimi başlıyor. Önümüzdeki bir haftayı göz açıp kapayana kadar geçirmişiz gibi hissettirecek festivalde yine dünyanın dört bir köşesinden huzurumuza taşınacak çeşit çeşit filmler, rengarenk partiler olacak.
Bu arada belirtelim; 11-17 Ekim olarak anons edilen resmi festival tarihi yoğun talepler neticesinde koyulan ek gösterimlerle 10-18 Ekim’e genişlemiş gibi görünüyor şimdiden. Acele edin, programınızı yapın diyoruz yani.
Hala filmlere göz atamamış biçare okurlarımıza da dev hizmetimiz olsun. Buyurunuz, fikir edininiz efendim: http://listelist.com/filmekimi-2014-programi/
8- Konser – Suuns / 11 Ekim
Salon İKSV / saat 22.30
Kanada’nın Montreal müzik sahnesine ne kadar müteşekkir olsak az. En leziz müzisyenleri yıllar yılı üzerimize yağdırmaktan bir an olsun vazgeçmedi Kuzey’in kocaman beyazlığı. İşte bu leziz güzelliklerden biri de Suuns. Sevenlerinin gururla Joy Division ile aynı cümle içinde kullanabildiği bir grup bir kere onlar.
Amerika ve Avrupa’da neredeyse turlanmamış bir bölge bırakmayan Suuns, ortamları alt-üst eden ‘Images du Futur’ albumu ile ‘en iyi’ listelerini de kendine mesken tutmuş oldu. Bu Cumartesi akşamı kendilerini canlı canlı izleyebileceğimizi düşününce heyecanlanmamak elde değil. Beklemedeyiz.
9- Festival – Ekim’de İki Gün / 11 – 12 Ekim
Arkaoda
Bantmag ve Arkaoda ekibinin 2012 yılından bugüne Mayıs ve Ekim aylarında gerçekleştirdikleri mini ‘İki Gün’ festivallerinin sonbahar ayağı bu haftasonu gerçekleşiyor.
Festivalin butikliğine yaraşır şekilde özenle seçilmiş rengarenk isimlerin ağırlanacağı etkinlik, Kadıköy’ün Arkaoda’sında, evinizin salonunda verdiğiniz bir partiyi aratmayacak sıcaklıkta olacak gibi. Jerusalem In My Heart, Grup Ses Beats ve Heidemann ‘Ekim’de İki Gün’ün ağırlayacağı isimler arasında.
10- Festival – Canlandırma Sineması Bayramı / 13 – 16 Ekim
Fransız Kültür Merkezi
Hayallerin sınırsız, sınırların sanal, çizgilerin gerçek, duyguların esnek olduğu Canlandırma Sineması sevdalıları… Hazır olun. Bayramınız başlıyor.
‘Hilda Teyze’, ‘Kurbağaların Kehaneti’ ve ‘Paris’te Bir Kedi’ filmlerinden tanıdığımız canlandırma sinemasının sevdiğimiz abilerinden Jacques-Rémy Girerd’in onur konuğu olarak katılacağı festivalde özenle belirlenmiş bir film seçkisi ile gözlerimiz bayram ediyor.
11- Sergi – Burası Sakin Karşı Kıyıda Cephe Var / 14 Ekim – 10 Aralık
Fransız Kültür Merkezi
Birinci Dünya Savaşı’nın yüzüncü yılı anma etkinlikleri kapsamında İstanbul Fransız Kültür Merkezi, Bozcaada Yerel Tarih Araştırma Merkezi ve Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü anlamlı bir sergi için işbirliği yapıyor.
Osmanlı Donanması’nın 1915 Çanakkale Zaferi’nin ardından Bozcaada’ya çekilen Fransız askerlerinin adadan gönderdikleri kartpostalların sergilendiği etkinlikte; savaşın sıradışı ve sert dünyasında sıradanlaşan gündelik hayatlar göz önüne seriliyor.
12- Konser – Enter Shikari / 15 Ekim
garajistanbul / saat 22.00
Metal müziği electronica ve dubsteb tınısında melodilerle harmanlayan İngiliz dörtlü Enter Shikari kısa zamanda bu çeşitlemenin meraklıları nezdinde favorileşenlerden. Hardcore’a getirdikleri deneysel yorumun canlı peformanslarına da renk kattığı söylenenler arasında. Aranızda meraklı olanlar, ‘benim kafam kaldırır’ diyenler vardır belki diye kendilerinin ilk İstanbul konserlerini biz buradan duyurmuş olalım.
13- Konser – Marissa Nadler / 16 Ekim
Salon İKSV / saat 21.30
Marissa Nadler’i; melankoli’nin müzikte, edebiyatta ve resimde hayat bulmuş hallerinden biri olarak tanımlarsak fazla muhalefet görmeyiz sanırım.
Resim ve heykellerine şekil veren derin yaratıcılığı, Amerikan edebiyatının en içli örneklerinden ilham alan iç dünyası, Amerikan folk müziğinin hem dününe hem bugününe selam duran atmosferik vokalleri… Sosyal medyada Marissa Nadler aşkını sayfalara vuran binlerce müzik severin bir bildiği var elbette.
Yaptığı müziğe siz ister ‘new weird America’ deyin, ister ‘dream folk’ deyin hatta isterseniz sadece folk deyin. Biz bu etiketlere fazla takılmayalım diyenlerdeniz. O masalsı vokallere daldığınızda her şeyleri unutacaksınız nasılsa!..
14- Konser – Hercules and Love Affair / 16 Ekim
Babylon / saat 21.30
2008 yılında çıkardıkları ilk albumleri ile aşırı övgüler toplayan New York’lu dans müzik projesi Hercules and Love Affair; canımız ciğerimiz Antony Hegarty ile yaptıkları işbirliği ile başarılarını dans-müzik komunitelerinin de çok ötesine, evrensel boyutlara taşımıştı.
Evvelki yıllarda da İstanbul’da coşku ile ağırlanan Hercules and Love affair, müstesna ritimleri ile Perşembe akşamınızı şenlendirmeye geliyor. Ne ala!
15- Festival – 17. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali / 16 – 26 Ekim
1998’den beri kukla sanatını hem büyüklere hem de küçüklere tanıtmaya, sevdirmeye devam eden Uluslararası Kukla Festivali’nin onyedincisi bu ay yapılıyor. Toplam 14 ülkeden 30 oyuncunun katılacağı festival kapsamında; film gösterimi, sempozyum ve sergi gibi farklı etkinlikler de yer alacak.
Bu senenin ayrı bir özelliği de, festivalin kısa bir zaman önce kaybettiğimiz Karagöz ustası Tacettin Diker anısına gerçekleşecek olması. Ayrıntılı programa bir göz atmanızı temenni ederiz.
16- Festival – Aşkın Halleri / 16 – 26 Ekim
İstanbul Modern
Baştan uyarmıştık bu hafta filmlerin sonu yok diye. Peki bitti mi? Henüz değil. Bir film etkinlik haberi de Alman Sineması’ndan gelsin o zaman.
Goethe-Institut ve İstanbul Modern Sinema işbirliği ile altı yıldır sürdürülen ‘Almanya’dan Yepyeni Filmler’ seçkisi bu sene ‘aşk’ temalı film gösterimleri ile Alman Sineması’nın son zamanlarda en çok beğenilenlerini ayağımıza getiriyor. Bu kalabalıkta aman gözden kaçmasın. Duyurmadan geçemezdik.