Hep aynı formül üzerine oturtulmuş, birbirine benzeyen Hollywood filmleri izlemekten sıkılmış olabilirsiniz; açıkçası biz biraz sıkıldık. İmdadımıza ise İspanyol sineması yetişti. İzlerken kafanızı kullanıp parçaları birleştirmeye teşvik eden, şaşırtan, geren ve hatta dumur eden İspanyol filmleri, sonunu daha en başından tahmin edebildiğiniz sıradan filmlerden bıkanlar için biçilmiş kaftan. Öyleyse huzurlarınızda, klasik Hollywood sinemasından bıkanlar için listelediğimiz gerilim ağırlıklı 10 İspanyol filmi…
1. The Invisible Guest (2016) / Contratiempo IMDB Puanı: 8.1
Kariyerinde hızla yükselen evli iş adamı Adrian’ın hikayesine odaklanan The Invisible Guest yani orijinal adıyla Contratiempo, The Body ile sinemaseverlerin gönlünü kazanan Oriol Paulo’nun dört yıl aradan sonra çektiği film… Başarılı kurgusuyla da öne çıkan Contratiempo, sevgilisini öldürmekle suçlanan Adrian’ın, kendine tecrübeli bir avukat tutmasıyla gelişen olayları merkeze alıyor. IMDB kullanıcılarından aldığı puanı sonuna kadar hak eden film, şüpheci ve dikkatli sinemaseverlerin gözdesi.
2. Cell 211 (2009) / Celda 211 IMDB Puanı: 7.7
Başrollerini Luis Tosar, Alberto Ammann ve Antonio Resines’in paylaştığı, bir izleyenin bir daha unutmadığı ve insana gözünü kırpması için bile fırsat vermeyen Celda 211, sinema tarihinin en sağlam hapishane filmlerinden biri. Gardiyan olarak işe başlayacağı hapishaneyi gezmeye gelmiş olan Juan’ın, hapishanede bir anda isyan çıkmasıyla kendisini içinden çıkılmaz bir durumda bulmasını konu alan Celda 211, katıldığı festivallerden övgü ve ödülle dönmüş, Goya Ödülleri’ni de silip süpürmüştü. Juan rolündeki Alberto Ammann’ı, yıllar sonra Netflix’in gözdesi Narcos’taki Pacho Herrera olarak izlediğimizi de hatırlatalım.
3. The Body (2012) / El cuerpo IMDB Puanı: 7.6
İspanyol sinemasının yükselek değeri Oriol Paulo’yu bize tanıtan yapım olan The Body, cinayete kurban gitmiş güzel, zeki ve hırslı bir iş kadınının cesedinin morgdan kaybolması ile başlayan gizemli ve karanlık olayları konu alıyor. Olayı araştıran dedektifle birlikte izleyici de pür dikkat davayı çözmeye çalışıyor. 1 saat 50 dakika süren bir heyecan fırtınası desek yanlış olmaz. Jose Coronado, Hugo Silva ve bol ödüllü The Orphanage ile kalbimize taht kuran Belén Rueda’yı başrollerde buluşturan The Body, gizemli cinayet filmlerinden hoşlananlar için başyapıt niteliğinde.
4. Marshland (2014) / La isla mínima IMDB Puanı: 7.3
San Sebastian Film Festivali’nde büyük beğeni kazanan ve En İyi Erkek Oyuncu ile En İyi Sinematografi ödüllerini evine götüren La isla mínima, 1980 İspanya’sında geçiyor. Birbirine zıt iki dedektifin, kırsalda vahşice işlenen cinayetleri soruşturmaları üzerine kurulu olan film, her detayına kadar dikkatle düşünülmüş, göndermeleriyle izleyicisini avucunun içine alan, görselliğiyle mest eden harika bir gerilim. Yönetmen Alberto Rodriguez’in döktürdüğü filmin, 2015 yılında 34. İstanbul Film Festivali kapsamında izleyici ile buluştuğunu da hatırlatalım.
5. Magical Girl (2014) / La niña de fuego IMDB Puanı: 7.3
Katıldığı festivallerden ödülle dönmeyi ve eleştirmenler tarafından bolca alkış almayı başaran Magical Girl, Japon anime karakterine hayran, ölüm döşeğindeki 12 yaşındaki kızının son isteğini yerine getirmeye çalışan işsiz, öğretmen bir babanın karanlık yolculuğunu merkeze alıyor. Durağan diyebileceğimiz kadar sakin ama bir o kadar gergin ve tedirgin edici bir atmosfere sahip olan film, iyi ile kötünün iç içe geçtiği, klişelerin çok uzağında, etkileyici bir gerilim. Yönetmen koltuğunda Carlos Vermut’ın oturduğu Magical Girl, İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti.
6. Sleep Tight (2011) / Mientras duermes IMDB Puanı: 7.2
Gelmiş geçmiş en iyi hapishane filmlerinden biri olan Celda 211’de “Malamadre” olarak izlediğimiz Luis Tosar’ın başrolde olduğu Mientras duermes, insanı iliklerine kadar geren ve gözünüzü kırpmadan izleyeceğiniz bir gerilim. Korkmaktan bitap düştüğümüz Rec ve [Rec] 2’yi yazıp yöneten Jaume Balagueró imzasını taşıyan Mientras duermes, insanları acı çekerken gördüğünde mutlu olan psikopat apartman görevlisi Cesar’ın, musallat olduğu genç kadının hayatını kabusa çevirmesini anlatıyor.Türkçeye Ölüm Uykusu adıyla çevrilen filmde Luis Tosar’a Marta Etura eşlik ediyor.
7. The Fury of a Patient Man (2016) / Tarde para la ira IMDB Puanı: 6.8
Soygun nedeniyle hapse giren ve sekiz yılını parmaklıklar ardında geçiren bir adamın, özgürlüğüne kavuştuktan sonra kendisini bekleyen acı gerçeklerle yüzleşmesini ve yaşadığı tatsız olayları merkeze alan film, 2017’de Goya Ödülleri’ni silip süpürmüştü. Çok sevdiğimiz La isla mínima’nın başrolünde yer alan oyuncu Raúl Arévalo imzasını taşıyan Tarde para la ira, gerilim ile dramı ölçülü bir şekilde harmanlıyor. Sabırlı Adamın Öfkesi adıyla Türkçeye çevrilen filmi, Netflix’te izleyebilirsiniz.
8. The Uninvited Guest (2004) / El habitante incierto IMDB Puanı: 6.8
El habitante incierto, karısından yeni boşanmış, sakin bir muhitte, kendi dizayn ettiği evde yaşayan mimar Felix’e odaklanıyor. Bir gün tanımadığı birinin Felix’in kapısında belirip, telefonu kullanmak için izin istemesiyle genç adamın hem hayatı hem de ruh durumu alt üst oluyor. Tek mekanda geçen, tansiyonu ve gizem unsuru hiç eksilmeyen film, Julia’s Eyes’dan tanıdığımız Barcelona’lı yönetmen Guillem Morales imzasını taşıyor. Andoni Gracia ve Mónica López’in başrolleri paylaştığı film, 90 dakika kesintisiz gerilim vadediyor.
9. Julia’s Eyes (2010) / Los ojos de Julia IMDB Puanı: 6.7
Belén Rueda’nın başrolde yer aldığı bir diğer film olan Los ojos de Julia, gözündeki ciddi rahatsızlık yüzünden operasyon geçiren ve iki hafta boyunca gözünde bir sargı ile yaşamak zorunda olan Julia’nın ikiz kardeşi ile ilgili sır perdesini kaldırmaya çalışmasını konu alıyor. The Shape of Water ile Oscar heykelciğini kucaklayan Guillermo del Toro ‘nun yapımcılığını üstlendiği film, sürükleyici senaryosu ve gizemli atmosferiyle İspanyol sinemasının son dönemde çıkardığı başarılı gerilimler arasında gösteriliyor. El habitante incierto ile kendi takipçi kitlesini yaratan Guillem Morales imzalı film, Belén Rueda’nın performansıyla da öne çıkıyor.
10. The Bar (2017) / El bar IMDB Puanı: 6.3
Madrid’in göbeğinde tanık oldukları cinayetler sonrasında dışarı çıkmaya korktukları için bulundukları barda mahsur kalan bir grup insanı merkeze alan El bar, listenin en zayıf halkası olsa da ilgiyle izlenebilecek bir gerilim. The Oxford Murders ile tanınan Álex de la Iglesia’nın yönettiği film, absürt öğeleriyle zaman zaman güldürürken her daim gerdiği izleyicisini bolca tedirgin ediyor.