Doğu komşumuz İran ile yüzlerce yıllık ilişkilerimiz var. Genelde kavga etmişiz. Ortaasya’dan Anadolu’ya girerken normal olarak kimse bize buyur kardeş geç, yolun açık olsun dememiş. Biz de zaten kimseye, rica etsek devletinizi gönül rızasıyla bize verir misiniz, noolu noolur çok istiyoruz! diye bir talep iletmemişiz.
Karşımıza İranlı bir moda blogu olan the Tehran Times çıktı
Yurtdışında The Sartorialist ve Face Hunter gibi örneklerinin olduğu günlük hayat içinden moda temalı bu blog hayli ilgimizi çekti. Biz de mini bir İran turu eşliğinde İran Sokak Modası renklerine bir göz atalım dedik.
Aslında Anadolu’ya bizden önce gelmişler Kapadokya’yı kurmuş boğazlara kadar ilerlemişler
O dönemlerden beri akılları batıda. Halkın bir tarafı son derece modern takılıyor. Biraz bizim tarihimize de benziyor asında. Hep karşılaşmışız İran’la. Sürekli bir didişmemiz olmuş.
Biz sünni onlar şii, doğuya gitsek önümüze çıkıyorlar, batıya gitsek fırt hemen arkamızdan Anadolu’ya giriyorlar, dedik ya kafa aslında batıda
Bi rahat vermemişiz birbirimize. Sonunda modern Türkiye kurulduğunda işler düzelir gibi olmuş; hatta Şah da çok özenmiş modern bir cumhuriyete.
Ama onlar başaramamış molla tayfası izin vermemiş
Uzun zamandır alttan alta kaçamaklar yaşıyor İranlılar. Hatta kadınlarının tesettür anlayışı bizim buradakinden daha sıkı da değil. Tabii onlar Türkiye’yi dizilerdeki Dallasvari ailelerden ibaret sanıyorlar o ayrı konu. Aslında yakın tarihleri onların da çok karışık.
Batının da desteğiyle bir İslam Cumhuriyeti kuruldu
Batı İslam düşmanı denir ya hani. Alında pek öyle değil. Batı işine geldiğinde İslam dostu gelmediğinde düşmanı olur. Sıkı bir İslamcı olan Humeyni, Fransa’dan kalkan bir Air France uçağıyla İran’a inmişti.
Bundan sonrası hep olduğu gibi aynı hikaye, İran sokakları şahane
Başa gelenin bir gerici olduğuna ayılması ve dünyanın farklı bölgelerine mülteci olarak kaçmaca… Evini, barkını, arkadaşlarını, ülkeni bırakarak can derdinde hayatının peşinde koşmaca. 1979 sonrasından bahsediyoruz. Zaten sonrasında da Irak – İran Savaşı başladı.
İran o dönemlerden beri modernleşme ve gericilik arasında gider gelir
Kimi İranlı şah döneminden şikayetçiydik ama Humeyni daha beter çıktı der; kimisi mollasız olmaz yoksa yoldan çıkarız düşüncesine inanır; kimisi de şah zamanı şahaneydi ortalığı karıştırmasalardı mutlu, zengin ve modern bir ülkeydik der durur.
İslam devrimi öncesi dönemden İran’da bir moda çekimi
Bu resimler 1969 yılında ünlü moda dergisi Vogue tarafından 1969 yılında Persepolis yakınlarındaki ünlü Şiraz (Shiraz) şehrinde çekilmiş. Hani şu dünyaca ünlü şaraplık üzümlerin “Syrah” ana vatanı.
Hatemi aracılığıyla başlayan reformcu hareket
Günümüzde İran’ın Ortadoğu’da güçlenmesinin altı çizilir oldu. Ülkemiz de biliyoruz ki aynı amaç peşindeydi. Biz sünni mezhep kozunu kullanırken içeride ve dışarıda radikalleşmeyi seçtik. İran bir süredir dışarıya karşı uzlaşmacı bir politika uyguluyor.
Şu anki Devlet Başkanı Ruhani özellikle Obama ile hayli yakın ilişkiler içinde
Amerika ve İran nükleer müzakereler konusunda nihai anlaşmaya varamasalar da tarihlerinin altın çağlarını yaşıyorlar. Ruhani toplumsal reformlar konusunda da adımlar atıyor. Bu adımların mollalar kanadında memnuniyetle karşılandığı söylenemez.
İran bugün Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen’de hayli etkin konumda
Ortadoğuyu ne Türkiye’ye, ne İran’a, ne de İsrail’e tek başına yedirmeyecekleri kesin. Mezhep odaklı bir liderliğin o topraklarda yürümeyeceği yüzyıllardır aşikar. Batı tarafından aranan petrol idaresi için lider bir ülke. Deneme yanılma usulü takılıyorlar. Olan tüm o coğrafyanın masum insanlarına oluyor. Petrol meselesinin ortadoğuya uzanan tarihini bu listemizden de takip edebilirsiniz.
İran’dan sokakta rejim adına adam dövme görüntüleri yerine yaşama dair şeyler görmek ne güzel
Bu yüzden The Tehran Times sitesine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Besiyar motesakkeram Tehran Times. 🙂