İnsan olmak zor zanaat. Sen hem esnaf lokantasının önünden her geçtiğinde o pidenin, lahmacunun kokusunu içine çekip camdan bakan Sezercik gibi “Bi gün ben de yicem” diye ajitasyon yap, sonra Amazon ormanlarında sıkışmış otçul gibi kereviz kemir.
Vücuduyla barışık olanların üstüne alınmaması gereken bu yazı ise formda bir vücut için dağları delmeye hazır Ferhat hırsına sahip olan insanlık için geliyor. Ucuz kişisel gelişim temalı “Siz her halinizle güzelsiniz.” laflarına kanmayın tabii, ama her şeyin de bir raconu var. Raconu olmayanları da biz sıraladık, buyrun gelsin.
Başında “zayıflama” yazan her ürüne ana babaya koşar gibi koşmak
Zayıflama hapı, zayıflama bantı, zayıflama çorabı, zayıflama tokası… Gerilla sektör sıfatını iyi biliyor sevgili ademoğulları. Kanmayın böyle oyunlara.
Bir Kül Kedisi misali saat gece yarısını vurduğunda balkabağına değil, ota dönüşmek
Şimdi o kerevizi yavaşça yere bırakın ve bir daha düşünün.
Fillere özenmek, galon galon su içmek
Şişirir, tok tutar mantığıyla damacanayı kafaya dikmek şüphesiz ki bünyede Ağustos ortasında yenen büyük karpuz etkisi yaratacak, gece boyu size tuvalet kapısı aşındıracaktır.
Ebru Şallı ile saykedelik pilates DVD’leri eşliğinde kafa sıyırmak
İsviçreli bilim adamlarınca incelenmesi gereken bir vücuda sahip olan Ebru Şallı, 15 yıldır girdiği kilo verme macerasını hala ustalıkla sürdürebiliyor, kilo vermeye hala devam ediyor. Anlamıyoruz.
Sabahları güzel bir sabaha değil, Ender Saraç’a uyanmak
Leşo sabah kuşağı programlarını izleyerek “diyet” ve “zayıflama” kelimesi her cümle içinde geçtiğinde gözünde çakmak taşlar yanan okur bu lafımız size. Mahallenin aktarıyla fazlaca muhatap olmanıza sebebiyet verebilecek bu “doğal” ürün furyasından olabildiğince kaçının. Bir Meksika biber hapı hiç bilmediğiniz ve öğrenmek istemeyeceğiniz etkilere sahip olabilir, unutmayın.
Arkadaşın doğum günü pastası kesilirken yenen mukavva misali diyet bisküviden medet ummak
En basit psikoloji. Bir şeyden kasıtlı olarak kendinizi çekmek o şeyi daha fazla istemenize sebep olur. Herkes löpür löpür pasta götürürken ucundan ucundan ısırdığınız mukavvadan elbet bıkacaksınız, sonra bir bakmışsınız pastayı ağzınızla bile yemiyorsunuz. Kaos teorisini unutun. Afrika’da bir kelebek kanat çırptığında burada fırtına çıkar mı bilemeyiz ama inanın siz bir dilim pasta yediğinizde de aynı şey olmayacak. Serin olun.
Mahalle fırınından ayağı kesmek, ekmeğe düşman olmak
“Ay tatlım şekeri, ekmeği kestim. Beyazlardan uzak duruyorum.” Beyazlar? Hangi beyazlar? İnsanlar bitti şimdi de yiyeceklerde mi ırkçılığa başladık? Titreyin ve kendinize gelin.
Öyle bir salata yemek ki; adeta çiçeklenmek
Aman dikkat, sonra yeşillenen şey bu sefer fındık dalları değil siz olabilirsiniz. (bkz: Yine Yeşillendi Fındık Dalları)
Seda Sayan ne yiyorsa onu yemek
“Onlar denedi ve işe yaradı, siz de deneyin” gibi gerilla pazarlama taktikleriyle lahana suyu içirdiler, kereviz kemirttiler, yaptılar da yaptılar. Yetsin gayrı bu çile.
Sarımsak çayı gibi normalde yüzüne bakılmayacak abuk sabuk ürünleri tüketmek
Her şeyi bırakın, sevgili düşmanıdır böyle ürünler sayın okur. Kimse günde 1 litre sarımsak çayı içen biriyle muhatap olmak istemez.
Etiketindeki “light” sıfatına güvenip bir kilo yoğurda düşmek
“Hee light’mış ya bu, tonla yiyeyim ben bunu o zaman. Nasıl olsa light, nasıl olsa kilo aldırmaz.” Evet çünkü adı üstünde light, sisteminize girdiğinde buhar olup uçuyor, nereden çıktığını bilemedik ama henüz. Çeşitli fikirlerimiz var.
Bir haftada Miranda Kerr vücuduna sahip olacağını sanma yanılgısı
Böyle durumlarda “Eee, iki gündür sebze meyve yiyorum hala bir şey olmadı.” cümleleri kurmak durumunda kalırsınız lakin “Zaten Çin Seddi de 1 haftada inşa edildiydi” cevabını almak işten bile değil. Zira buradaki anahtar kelime “sabır”.
Boş durmayayım iki mekik çekeyim de kas yapayım düşüncesi
Prime time kuşağı dizi izlerken bir yandan da mekik çekmeye çalışmanın faydasını bırakın zararını göreceğiniz gibi spor cahili bu tarz bir hareketle vücudunuzu da incitebilirsiniz. Dizi vakti dizi, spor vakti spor. İşle aşkı karıştırmayalım.