Bazen internette gezinirken öyle bir iddiayla karşılaşıyorsunuz ki, bir an durup acaba bilim dünyasında gerçekten neler oluyor diye düşünmeden edemiyorsunuz. İnsanlarla şempanzelerin genetik olarak bu kadar yakın akraba olması zaten yıllardır tartışma konusu. Hal böyle olunca, bir evrim psikoloğunun geçmişte gerçekten bir insan-şempanze melezi doğduğunu öne sürmesi elbette büyük yankı uyandırıyor. Siz de bu iddiaların perde arkasını, bu tür deneylerin bilimsel olarak mümkün olup olmadığını ve etik tartışmaların nereye uzandığını merak ediyorsanız, bu hikayeyi birlikte adım adım açalım. İnsan maymunu insanze gerçek mi? İşte gerçekler…
Şempanzelerle genetik yakınlığımız: Neden bu iddia kulağa o kadar uzak gelmiyor?
Şempanzelerin bize sadece uzaktan bakınca bile akraba görüntüsü vermesi şaşırtıcı değil. Siz de bilimsel verilere göz attığınızda, aradaki mesafenin düşündüğünüzden çok daha dar olduğunu görüyorsunuz. Bu canlılar basit görevleri yerine getirmekle kalmıyor; alet tasarlıyor, sembolik iletişim kurabiliyor ve bilişsel olarak birçok hayvanı geride bırakıyor. Genetik veriler incelendiğinde ise tablo daha da ilginç: DNA’larının yaklaşık yüzde 98.8’i bizim genomumuzla örtüşüyor.
Bu yüzden zaman zaman şu soru ortaya çıkıyor: Bu kadar yakın akraba iki tür, biyolojik olarak birlikte yavru üretebilir mi? İnsanze iddiası doğru olabilir mi? Çoğu bilim insanı bunun muhtemelen mümkün olmadığını söylese de konu genetik sınırların gri bölgelerine dayandığında tartışmalar da bir o kadar hararetleniyor. Tam bu noktada, yıllar önce ortaya atılan ve bugün hâlâ gündeme geldiğinde tartışmaları yeniden alevlendiren bir iddia sahneye çıkıyor.
Evrim psikoloğu Gordon Gallup, 2018 yılında bir röportaj sırasında bilim camiasını karıştıran bir açıklama yaptı. Siz bu iddiaları duyduğunuzda büyük ihtimalle önce “Yok artık” demişsinizdir, çünkü Gallup’un söylediğine göre yaklaşık bir asır önce Florida’da sessiz sedasız bir insan-şempanze melezi (insanze) dünyaya gelmişti
Gallup, bir dönem çalıştığı Orange Park’taki bir araştırma merkezinde yaşandığını iddia ettiği bu insanze doğumu, eski bir akademik danışmanından duyduğunu belirtiyor. Anlattığına göre bilim insanları, bir dişi şempanzeyi insandan alınan spermle yapay döllenme yoluyla hamile bırakmış ve gebelik beklenmedik şekilde başarılı olmuştu. Ancak doğumdan kısa süre sonra etik kaygılar ağır basmış, ekip yaptıklarının sonuçlarından çekinerek yavruyu ötanaziyle ortadan kaldırmıştı.
Siz bu hikayeyi okurken muhtemelen bilim kurgu senaryosu gibi geliyordur ve zaten bilim camiasının büyük bir bölümü bunun tamamen asılsız bir rivayet olduğunu vurguluyor. Ancak tartışmalar, Gallup’un açıklamalarından sonra uzun süre gündemde kaldı.
İnsan-şempanze melezi biyolojik olarak var olabilir mi?
Gelelim merak edilen asıl konuya: Böyle bir şey biyolojik olarak mümkün mü? Bilimsel verilere baktığınızda, sorunun cevabı net şekilde “emin değiliz” oluyor. Bazı uzmanlar, insan ile şempanzenin atalarının milyonlarca yıl önce birbirleriyle çiftleşebilecek kadar yakın olduğunu düşünüyor. Bazı teorilere göre bu olasılık yaklaşık 4 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor. Türlerin ortak atasının ise 6 ila 7 milyon yıl önce yaşamış olduğu kabul ediliyor.
Tartışmalar ise devam ederken, başka bir örnek dikkat çekiyor: Genetik açıdan birbirine yakın olan at ve zebra gibi türler çiftleşip yavru verebiliyor, ancak bu yavruların büyük çoğunluğu kısır oluyor. Dolayısıyla türler arası üreme nadir ve genellikle başarısız sonuçlanıyor. Bu yüzden siz de bu iddialara bilimsel pencereden baktığınızda, insan-şempanze melezi fikrinin biyolojik ve etik açılardan güçlü bir engelle karşılaştığını görüyorsunuz.
Oliver olayı: Bir zamanlar herkesin insan sandığı maymun
1970’lerde dünya Oliver isimli bir şempanzeyi konuşuyordu. Siz de arşiv görüntülerine bakınca neden bu kadar ilgi çektiğini hemen anlıyorsunuz: Daha dik yürüyor, davranışları diğer şempanzelere göre daha farklı görünüyordu ve yüz hatları diğer türdeşlerine göre daha insansı bulunuyordu. Bu nedenle birçok kişi Oliver’ın gerçekten bir melez olabileceğini düşündü.
Ancak 1996 yılında yapılan genetik testler gizemi tamamen çözdü. Oliver’ın 48 kromozoma sahip olduğu ortaya çıktı; yani genetik olarak tamamen normal bir şempanzeydi. İnsanlarla arasındaki kromozom farkı da bu iddiaların bilimsel olarak tutarsız olduğunun açık bir kanıtıydı. Yine de Oliver hikayesi, toplumun böyle bir melez fikrine ne kadar merakla yaklaştığını gözler önüne seriyor.
Maymun ve insan karışımı deneyler günümüzde hangi noktada?
Güncel araştırmalara baktığınızda, bilim insanlarının etik sınırları zorlayan bazı deneyler yürüttüğünü görüyorsunuz. Ancak bu deneylerin amacı melez bir canlı üretmek değil; hastalıkları anlamak, organ geliştirmek veya insan gelişimi hakkında bilgi edinmek. Örneğin 2021 yılında ilk kez kamuoyuna açıklanan bir çalışma, makak bir embriyoya insan kök hücrelerinin yerleştirildiğini ortaya koydu. Salk Enstitüsü’nde yürütülen bu deneyin amacı, gelecekte organ nakli için kullanılabilecek dokuların nasıl üretilebileceğini araştırmaktı.
Benzer şekilde, 2020’de bir Alman ve Japon ekibi, marmoset maymunlarının beyin gelişimini anlamak için insan genlerini bu canlıların fetüslerine aktardı. Sonuç olarak fetüslerde daha büyük ve insana daha yakın beyin yapıları oluştu. Ancak araştırmacılar, doğum sonrası oluşabilecek etkilerin belirsizliği nedeniyle deney sonucunda elde edilen materyali imha etti. Bütün bunları incelediğinizde, bilim insanlarının etik çizgiyi geçmemek için oldukça hassas davrandığını görebiliyorsunuz. Kimse distopik bir geleceğin kapısını aralamak istemiyor.
İnsan ve şempanze melezine dair komplo teorileri zaman zaman gündeme gelse de bilimsel gerçeklik çok daha temkinli bir yerde duruyor
Gordon Gallup’un iddia ettiği insanze yani gizli bir insan-şempanze melezinin varlığına dair hiçbir bilimsel kanıt bulunmuyor. Genetik yakınlık heyecan verici tartışmalar doğursa da modern bilim etik ilkeleri ve biyolojik sınırlar sayesinde bu tür uç senaryolardan uzak duruyor. Siz yine de bu konularda çıkan iddiaları okurken bilimsel verileri ve etik boyutunu göz önünde bulundurarak değerlendirmeye devam edin çünkü bu tartışmalar, bilimin sınırlarını ve sorumluluğunu anlamak için son derece değerli. Şempanzeler, bizim en yakın akrabalarımız olarak, bize evrimsel geçmişimiz hakkında paha biçilmez bilgiler sunmaya devam ediyor.