İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencileri ve mezunları iyi bilir; bu bölüm zor olduğu kadar da eğlenceli, bir o kadar da halk arasında asla anlaşılamayan bir bölümdür.
“İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum” dediğinizde gözler fal taşı gibi açılır ve ardından anlamsız sorular gelmeye başlar. Siz de dört senenizi ve mezun olduktan sonraki tüm hayatınızı aile büyüklerine, tanıştığınız insanlara bu bölümü anlatmakla geçirirsiniz. İşiniz iştir yani.
Bu bölümden mezun olanların bir evliya sabrına sahip olarak hayata atılmalarına sebep soruları derledik. Siz de aklınıza gelenleri yorum olarak bırakabilirsiniz.
“Mezun olunca ne iş yapıyorsunuz siz?”
Bölümünüzü söylediğinizde sorulan ilk soru istisnasız budur. İngiliz? Dil? Edebiyat? Ne yapabilir ki bu insan? Sonra işte o kaçınılmaz soru gelir…
“Ha, yani öğretmen olacaksın?”
Düz mantık. Bu soru o kadar sorulur ki artık “Hayır olmayacağımmm” diye bağırıp kaçmak, küçük bir sahil kasabasına yerleşmek istersiniz.
“Hmm, filolog demek, bankada çalışırsın en kötü ne olacak?”
Bitirince filolog vasfına sahip olduğunuzu anlatmanıza rağmen yine de olmaz. Size acıyan gözlerle bakarlar ve alternatif meslek önerileriyle sizi teselli etmeye başlarlar.
“Şekspir okuyorsunuz yani, anladım”
Evet dört sene Şekspir okuyoruz. Beowulf, Chaucer, 19.Yüzyıl Şiiri, Modern Tiyatro, Victoria Dönemi Edebiyatı, Edebiyat Kuramları, Postmodern Roman falan hep hobiden ders.
“Bütün dersleri İngilizce mi görüyorsunuz?”
Yok, yarısı Türkçe yarısı İspanyolca.
“Senin İngilizce süperdir şimdi”
Yani, Allah ne verdiyse.
“Sınıfta hiç erkek var mı?”
Kızların çoğunlukta olduğu doğrudur da neden erkeklere bu bölüm yakıştırılmaz, biz hala hiç anlamadık.
“Günde kaç kitap okuyorsun?”
35?
“2 senelik mi, 4 senelik mi sizin bölüm?”
4 senede bitiren nadir olduğu için ortalama 5,5 diye cevap verebilirsiniz.
“Hocalarınız Türk mü?”
Devlet üniversitesinde bu bölümü okuyorsanız İngilizler sadece okuduğunuz metinlerde birer karakter, kitapların yazarıdır da gel de anlat.
“LYS’de barajı geçtin yani?”
İyi bir üniversitede kazanması en zor bölümlerden biri olduğunu anlatmaya hiç çalışmayın. Anlamazlar.
“Filmleri altyazısız izleyebiliyorsundur sen şimdi, ne kadar güzel”
Evet bu yüzden 4 sene ağır metinler okuyor, metin çözümlemesi yapıyorum. Tek amacım altyazısız film izleyebilmek.
“Bizim küçük yeğenin İngilizce dersi kötü, ödevlerine bir el atıversene güzel kızım”
Hemen teyzecim, Chaucer da böyle olsun isterdi.