ABD’nin Washington eyaletinde, bugüne kadar sadece hayvanlarda görülen H5N5 kuş gribi türünün insana geçtiği ve maalesef ilk insan ölümünün gerçekleştiği bildirildi. Bu gelişme, salgın hastalıklar konusunda yeni bir uyarı niteliği taşırken, sağlık yetkilileri halk için riskin hâlâ düşük olduğunu vurguluyor. Ancak H5N5’in ne olduğu, nasıl yayılabileceği ve insanların kendilerini korumak için neler yapabileceği konusundaki belirsizlikler, hem uzmanlar hem de kamu için dikkat edilmesi gereken bir gündem maddesi haline geldi. Hadi gelin bu konuyu detaylı bir şekilde inceleyelim.
H5N5 nedir ve neden bu kadar dikkat çekiyor?
Kuş gribi virüsleri, yüzeylerindeki H (hemaglutinin) ve N (nöraminidaz) proteinlerine göre sınıflandırılır. H5N5 ise bu proteinlerin 5. ve 5. tiplerini taşıyan bir alt tür. Yani basit bir soğuk algınlığı virüsünden bahsetmiyoruz; yüksek mutasyon kapasitesi olan, belirli koşullar oluştuğunda türler arasında sıçrayabilen bir influenza ailesi üyesinden bahsediyoruz.
Bugüne kadar H5N5’in insanlarda görülebileceğine dair güçlü bir kanıt bulunmuyordu. Fakat Washington’daki vaka, bu alt türün en azından bazı koşullar altında insanlara bulaşabildiğini ve ağır sonuçlar doğurabileceğini gösteren ilk örnek oldu. Biyologlar ve virologlar şu anda virüsün genetik yapısını inceliyor; çünkü alt türün hangi mutasyonlarla bu sıçramayı gerçekleştirdiği, gelecekte ortaya çıkabilecek riskleri öngörmek açısından kritik.
Washington’daki ilk vakanın detayları: Nasıl yaşandı, ne biliniyor?
Hayatını kaybeden kişinin ileri yaşlı olması ve çeşitli sağlık sorunlarına sahip olduğu açıklandı. Bu da H5N5’in, bağışıklığı güçlü bireylerden çok risk grupları için daha tehlikeli olabileceği yönünde bir ipucu sunuyor. Yetkililer, kişinin yaşadığı bölgede arka bahçede beslenen çeşitli kümes hayvanları olduğunu doğruladı. Bu durum, virüsün muhtemelen evcil kanatlılar ya da çevredeki yabani kuşlardan bulaşmış olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Hastanın temas ettiği kişiler tarandı fakat şu ana kadar kimseye bulaşmadığı bildirildi. Bu ilk değerlendirmeler, H5N5’in insandan insana bulaşma kapasitesinin düşük olduğunu düşündürüyor. Ancak “düşük” ifadesi, bilim dünyasının dilinde hiçbir zaman “sıfır” anlamına gelmez; özellikle de influenza virüsleri söz konusuysa.
H5N5 ve H5N1 virüsleri arasındaki farklar neler?
Son yıllarda hem Türkiye’de hem dünyada daha çok duyduğumuz kuş gribi türü aslında H5N1 idi. H5N1’in insanlarda ölüme yol açtığı geçmiş vakalar mevcut, bu yüzden yüksek risk kategorisinde yer alıyor. H5N5 kuş gribi şu ana kadar daha çok kuş popülasyonlarında görülen, insanlara bulaşma ihtimali neredeyse yok sayılan bir türdü.
Güncel açıklamalara göre H5N5’in yayılma kapasitesi, H5N1 kadar agresif değil. Yine de, yeni mutasyon ihtimali göz ardı edilemeyeceği için araştırmalar genişletilmiş durumda.
Uzmanlar toplum için riskin düşük olduğunu vurguluyor. Ama bu risk olmadığı anlamına gelmiyor
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ve Washington eyaleti sağlık yetkilileri, genel halk için riskin düşük olduğunu tekrarlıyor. Bunun nedeni, virüsün şu ana kadar insandan insana bulaştığına dair hiçbir işaret olmaması. Ancak düşük riskli bile olsa, bu vakayla birlikte virüs artık “takip edilmesi gereken influenza alt türleri” listesine eklenmiş durumda.
Uzmanlara göre riskin tamamen sıfırlanamamasının birkaç sebebi var:
Kuş gribi virüsleri mutasyon geçirmeye çok yatkın.
Farklı kuş türlerinde görülmesi virüsün dolaşımını kolaylaştırıyor.
İnsana sıçramış olması, yeni mutasyon kapıları açabilir.
Bu durum, özellikle çiftlik çalışanları, kümes hayvanı üreticileri, veterinerler ve yabani kuşlarla teması olan bireyler için daha dikkatli bir süreç anlamına geliyor.
H5N5 kuş gribi insanlara nasıl bulaşıyor?
Şu anda bilim insanlarının üzerinde durduğu en önemli nokta, H5N5’in insana hangi koşullar altında geçtiği. Evcil kanatlılarla temas edilmesi, tüylerin, dışkının veya solunum partiküllerinin solunması yaygın bulaşma yolları arasında olabilir. Bu açıdan bakıldığında, Washington’daki vakada kuşlarla yakın temasın gerçekleşmiş olması virüsün klasik bir zoonotik aktarım yolunu işaret ediyor.
Buna rağmen, çevresel faktörler ve mutasyon özellikleri tam olarak netleşmiş değil. Virüsün insana geçişi tek seferlik bir olay mı yoksa ileride benzer vakalar görebilir miyiz? İşte bu soruların yanıtları, önümüzdeki aylarda yapılacak laboratuvar analizlerine bağlı.
Virüsten korunmak için nelere dikkat etmelisiniz?
Bilim dünyası şu anda temkinli iyimser bir tavır sergiliyor. H5N5’in toplumda geniş yayılma potansiyelinin düşük olması sevindirici; ancak ilk insan vakasının ölümle sonuçlanmış olması, özellikle riskli gruplar için ciddiyeti koruyor.
Uzmanlar şunlara dikkat çekiyor:
Hastalık belirtileri olan kuşların bulunduğu alanlardan uzak durmak önemli.
Ölü kuşlara çıplak elle dokunulmamalı.
Kümes hayvanı besleyen kişiler koruyucu önlemler almalı.
Ateş, yorgunluk, solunum sıkıntısı gibi belirtileri olan kişiler bir sağlık kuruluşuna başvurmalı.
Bunun yanı sıra, bazı araştırmacılar H5N5’in genom analizinin hızlandırılması ve hayvan popülasyonlarında aktif tarama yapılması gerektiğini savunuyor. Çünkü virüsün dolaşım haritası çıkarılmadıkça riskleri doğru değerlendirmek zorlaşıyor.
H5N5 kuş gribinin insanda ilk kez görülmesi, influenza virüslerinin hâlâ ne kadar dinamik olduğunu ve zoonotik hastalıkların dünyamız için bir gerçek tehdit oluşturduğunu hatırlatıyor
Ancak mevcut bilgiler ışığında geniş çaplı bir salgın ihtimali düşük görünüyor. Bu nedenle panik değil, bilinçli takip ve doğru önlem alma süreci öne çıkıyor. Bilim insanlarının çalışmaları devam ederken, H5N5’in bundan sonra nasıl bir yol izleyeceği ve insanlar için ne anlama geleceği önümüzdeki haftalarda daha netleşecek. Şimdilik elimizdeki en sağlam veri şu: H5N5 insanlarda nadir görülen, bulaşma riski düşük bir kuş gribi türü; fakat dikkatle izlenmesi gereken bir virüs.