Şu güne kadar ListeList olarak size yedi cedinize yetecek kadar filmi tanıtmış mıyızdır? Tanıtmışızdır vesselam. Bu sefer de kameranın arkasına geçelim dedik.
Türkiye’de iletişim fakültelerinin sinema bölümlerinde okumak zor bir şey değil. Üniversite sınavlarında sözel, az biraz gün görmüş herkesin yapabileceği bir şey. Ancak okuyup mezun olmak, olduktan sonra da sinema sektöründe adam akıllı bir işte çalışmak, milyarda bir mezunun yüzüne gülen bir şey.
Hayatı tespih yapıp çekenlerin dünyasıdır sinema sektörü. Gelin size sinema bölümünü bitirip hayatının hatasını yapan bir kaç arkadaşı en komik gifler eşliğinde tanıtalım:
Rahmetli kamera asistanı Bilo
Sektöre kameraman olmak için giren her gencin rüyası bir gün görüntü yönetmeni olabilmektir elbette. Ancak genelde tehlikeli aksiyon sahnelerinde 1. kameramanın “Haydi bu sahnede sen tut kamerayı.” diyerek yol verdiği Bilo gibi gençler, kariyerlerinin başında Hakk’ın rahmetine kavuşmaktadır.
Beceriksiz dublör Mustafa
Bazı arkadaşlar da oyuncu olmak hevesiyle girerler sektöre “Filanca aktöre benziyorum.” diye hava yaparlar. Yönetmenler de “Madem benziyorsun şu sahnede onun yerine bir ölsene.” der, dublör yaparlar bunları. Bir çoğu aktörlerin yapamadığı şeyleri yapabilmeleri gerekirken, onlardan daha beceriksiz olduklarından genelde figüranlığa düşürülür ve dövüş sahnelerinde bol bol dayak yerler.
Özel efekt bizim işimiz diyen ikili İsmail & Fatih
Kimisi de okuldaki greenbox stüdyosunda taş çatlasa iki rekat animasyon yapıp, sektöre girince Pixar Studios’a kafa tutacağını falan sanır. Böylelerini sektör Samanyolu TV’de zebani niyetine oynatıyor tabi haberleri yok.
Klakçı Kemal’ın çilesi
Kimisinin eline de stajda kazara biri klak tutuşturur, o artık hayatı boyunca “Sahne 7 çekim 2!” der klakını klaklar, bir elinden tutup da kurtaran olmaz. Evde annesi sorunca da “2 seneye kalmaz Hollywood’dayım…” der geçer.
“Ben de isterem!” diyen kameraman Gökhan
Kimisi de azmeder gerçekten kameraman olur çıkar. Ama hayatı milleti filme çekmekle geçer. Sosyal hayatı diye bir şey yoktur. Bu sebeple karşı cinsi sadece kamera ardından görür. Hasetinden çatlayıncaya kadar işine devam eder.
Setin delisi Sevilay
Kimisinin sette ne yaptığı belli değildir. Sürekli hayatı sette geçer ama ne işe yaradığını kimse bilmez. Ortalarda deli gibi dolanır. Genelde ya adet günüdür ya da heyheyleri üstündedir, kimi zaman da hastadır. Normal halini gören bilen yoktur.
Yeşilçam emeklisi Kazım abi
Kimisi de okulu 20 senede uzata uzata anca bitirdiği için yaşı kemale ermiştir. Ancak yiğitliğe gres yağı sürdürmez, yaş farkını “Ben Yeşilçam emeklisiyim.” diyerek kapatmaya çalışır. İnandırıcı yalan hikayeleri vardır bunların “Sene 1975 Battal Gazi’yi çekiyoruz…” diye girer muhabbete Gülşen Bubikoğlu ile yaşadığı yasak aşktan çıkar kabak tadı verebilir.
Atarlı ışıkçı Cem
Eşeğe yüklesen taşınmayacak ağırlıktaki ışıkları, ışık ayaklarını taşımak için girmemiştir sektöre elbette Cem. Ama hayat onu buralara sürüklemiştir bir kere. Yönetmenin her “Bu ışıkla olmadı bir de şöyle çekelim.” demesiyle hayata isyan eder de pozometreyi fırlatıp atmamak için zor tutar kendini. Hamal olsa aynı ağırlığı taşıyacaktır, derdi daha az olacaktır ama haberi yoktur.
Gariban boomcu Melih
İki eliyle bir değneği doğrultabilen herkesin yapabileceği bir iştir boomculuk. Bu sebeple hor görülür boomcular hep. Bir de sürekli azar yerler “Lan kadraja girmesene angut!” diye bağırır önüne gelen bunlara. Her iş günü üniversiteye girdiği güne lanet eder durur.
Gözü kara figüran Gazanfer
Gazanfer gibiler sektöre ölmeye yemin ederek girmişlerdir. Çeşitli filmlerde yüzbinlerce kez ölürler yine de ölmeye doyamazlar. Özellikle aksiyon filmlerini dikkatle izlerseniz iştahla ölen bu tipleri gözünüz ısıracaktır.
İşini sevmeyen kostümcü Orçun
Sektörün genelde renkli kişileridir kostümcüler ama bir çoğu işinden bir kaç senede soğurlar. Önüne geleni giydirip soya soya artık bıkmışardır kılıktan kıyafetten. Bunlar genelde emekliliklerinde çıplaklar kampına yerleşirler.
İşgüzar kuaför Murat
Kuaför her setin vazgeçilmez elemanıdır. Oyuncunun saçı başı sürekli dağıldığından hemen müdehale etmek gerekebilmektedir. Ancak işkolik bir kuaför sahnenin ortasında bile oyuncunun saçına girişebilmektedir. Bu sebeple bir çok kez yönetmenin “Kestik ulan kestik!” serzenişleri inletir ortamı.
Sapık Steadicam Faruk
Kameramanların bir üst türü olan steadicamciler kamerayla bütünleşik yaşadıkları ve hep yakın plan çekim yaptıkları için artık oyuncuların mümkün olsa kaba etine girme hevesindedirler.
Saftirik reji asistanı Müfit
Müfit gibilerin hayatı reji asistanı olarak setlerde aylak aylak dolaşmakla geçer. Çekim sırasında kadraja girer, oyuncunun ayağına dolaşır, yönetmene yardımcı olmak dışında her türlü mevzunun içine girer çıkar.
Rahat adam post prodüksyon asistanı Volkan
Milletin setlerde bel fıtığı patlarken, post prodüksyon boyunca işin başında durmakla görevlendirilen Volkan’ın keyfi genelde yerindedir. Hayatı bilgisayar başında “Ulan bu montajcı işi çabuk bitirse de eve gitsek.” diye düşünmekle geçer. Montaj, telesine, voiceover, miksaj, color correction, render bundan sorulur.
Vinç operatörü Ömer
Panter, jimmyjib, spider cam gibi vincin ucuna takılı kameraların operatörlüğünü yapar Ömer, kariyeri boyunca bir kaç kamera patlatır. Bir vinç operatörü kendisinden daha rahat çalışıp daha çok kazanmaktadır, bilse istifasını basar ama bilmez işte.
Paydos seven prodüksyon asistanı Fuat
Bir prodüksyon asistanının imanı sıradan bir insanınkinden 100 kat daha gevrektir. Set bitene kadar, parmak atılmadık bir kulağının arkası kalır. Her türlü pis işi yapar, tek dileği paydos sesini bir an önce duyabilmektir. Başka bir yaşama gayesi yoktur.
Dalgın kamera asistanları Numan, Fethi ve Muhsin
Üç tane kamera asistanı olması bir setin şanındandır. Biri objektifi taşır, diğeri siler, öbürü kameraya takar. Başka da bir naneye yaramazlar. Bununla birlikte genelde kameraman harekete geçtiğinde mal mal etrafa bakınır bunlar. Kameraman “Lan gelsenize oğlum!” demedikçe işin başında durmazlar.
“Ses akıyo” Alper
Ses teknisyeni bir setin kulağıdır. Oyuncunun sesini en iyi şekilde almak tek yaşama sebebidir. Hayatı boyunca yüksek sese maruz kaldığı için de genelde sağır olur bunlar. Hiçbir ses onlara yeterli gelmez, sürekli oyuncuyla münakaşa eder “Biraz bağır la!” diye serzenişlerde bulunur. Yönetmenden önce son sözü genelde o söyler; “Ses akıyo…” dedi mi akan sular durur onun için.
Maymuna çeviren makyöz Pelin
Malzeme nasıl olsa şirketten diyip ver eder allığı fondoteni Pelin. Artık oyuncu başkalaşım geçirene kadar yaradana sığınıp badana boyaya girişir. Asıl yapması gereken makyajın üstüne kat çıkar, sanat eserine kasar bu tipler.
Sete geç kalan prodüktör Burak ve asistanları
Set kurulur, prodüksiyon gelir, reji gelir, oyuncular gelir, yönetmen gelir… Çekimler tam başlayacakken sete apar topar birileri girer. Bu tipler dün gece kandili Asmalımescit’te söndüren prodüktör Burak ve yancısı asistanlarından başkası değildir. Çok koşar bu tipler ama çok çalıştıklarından değil genelde her yere geç kaldıklarındandır.
Egosuz adam ikinci yönetmen Hakan
Gemilerde ikinci kaptan ne ise sette de ikinci yönetmen odur. Ego yapmaz, iz bırakmaz. Arada bir kendini gösterir oyuncuya yaklaşır “Senden şöyle bir şey istiyorum.” der, oyuncu bunu takmaz filan. O da zaten kafaya takmaz.
Wolki tolki Fikret
Setteki iletişimden sorumlu olan telsizli reji asistanları da ayrı bir dünyadır. Genelde telsizlerini açık unutup tuvalete giderler bütün set mabadlarının kaç bucak olduğunu dinler bunların. Setin santralidir bunlar.
Focus adamı “ekşın” Rüştü
Kameramanın yancısıdır focusçular. Görüntünün net olması için habire kamerayı kurcalar dururlar. Kameramanla koordineli hareketleriyle dikkat çekseler de genelde “Sen ne işe yararsın be adam?” imasında bakışların hedefindedirler.
“Siz gidin ben çekerim!” diyen görüntü yönetmeni Taner
Kimi zaman yönetmen, kameraman telef olur çekimlerde. Günler boyu iş bitmez, set ahalisi zombiye bağlar. Genelde bu durumlarda görüntü yönetmeni sazı eline alır dünya yıkılsa da bitirir çekimleri. Ama iş ona düşmedikçe angut gibi oturur sette.
Special effects mucidi ikili Serdar & Sertaç
Bunlara iş düşmedikçe sete geldiklerini gören olmaz. Ancak gün olur özel efekt konusunda çok başka çözümlere ihtiyaç duyulur, Serdar ve Sertaç yataklarından kaldırılır “Kalkın lan iş var!” denerek sete getirilirler. Yönetmen “Şöyle bişey lazım.” der. Bunlar az biraz düşünür sonra umulmadık şeyler yaparlar, garip adamlardır. Fizik okusalar NASA’da çalışacaklardır ama işte yanlış bölüm tercihi…
Devamlılık takipçisi Gülçin
Kimi zaman çekimler çeşitli hata ve kazalar sebebiyle durur. Ara verildikten sonra yeniden başlayan çekimlerde nerede kalındığı Gülçin’e sorulur. Gülçin gibilerin kafa leyla olduğundan bir çok filmde devamlılık hataları baş göstermektedir.
Kamera arkası çeken kız Filiz
Sette bir de kamera arkası çeken bir tip illa bulunur. Kafası en rahat adamdır sette. Kafasına göre her yere girer çıkar, herkesle içli dışlı olur falan. Rütbeler üstü bir insan evladıdır. Ama kimse onu hatırlamaz. Sorulduğunda “O da kim la?” der herkes.
Psikopat sanat yönetmeni Umur
Sanat yönetmenleri genelde detaycı, ayrıntıcı deli manyak insanlardır. Yok efendim düğmeler şöyle iliklensin, yok efendim mendil şöyle sallansın falan, sürekli bir bilirkişi modunda takılır. Genelde de çekimler bu dengesizin dediği gibi olsun diye tekrarlanan sahneler sebebiyle uzar. Bu sebeple pek seveni de yoktur bunun.
İş bilmez yönetmen Kerem
Bir türlü ne yapacağına karar veremez Kerem gibi yönetmenler. İletişim fakültesinden mezun olup yönetmenliğe adım atabilmiş ender insanlardan biri olmasına rağmen, bunun kıymetini bilmez. Salak salak işler yapar, filmin içine eder ondan sonra da paydos olunca yüzünde bir gülümseme belirir bunun. Çok iyi iş yaptığını zanneder, ama bunun gibiler yüzünden Türk Sineması bir adım öteye gidememektedir. Acı gerçeğimizdir.