Tek parti iktidarının yarattığı huzur ve güven ortamının nimetlerinden her alanda nasiplenen necip milletimiz; eğitimde 4+1+3+4 taktiğinin hayata geçirileceğinin açıklanmasıyla bayram gibi bir sabaha daha uyandı.
Yeni Türkiye’nin en önemli sloganlarından birisi olan “ilerici eğitim” hakkında bu güne kadar atılan “kararlı” adımların bizi getirdiği nokta ortada. Eğitim yarışında çok gerisinde olduğumuz muasır medeniyetleri yakalama yolunda attığımız bu deparın, hem dış ülkelerde hem de içerideki muhalif kesimlerde kesif bir kıskançlık yarattığı da inkar edilemez bir gerçek.
Biz de son yıllarda eğitim sistemimizdeki bu yükselişin bazı örneklerini sizlere bir kez daha hatırlatmak istedik:
Mezuniyet töreninde Gezi Direnişi‘ne selam çakan okul birincisinin unvanı geri alındı
İzmit’te, Gazi Anadolu Lisesi’nin mezuniyet töreninde yaptığı birincilik konuşmasında Gezi Parkı olaylarından bahsettiği için disiplin kuruluna verilen okul birincisi Işıtan Önder’e, “Burası Gazi Anadolu Lisesi, Gezi Anadolu değil!” şeklinde haklı serzenişlerde bulunuldu. Disiplin kurulu tarafından kınama cezası verilin Işıtan Önder’in birinciliği elinden alındı.
Kendi lisesindeki birinciliği elinden alındı ama gönüllerde tüm Türkiye’nin birinciliğine yükseldi. İşte bazıları 4. olsa bile şampuan güzeli gibi kürsüye çıkartılır, bazıları birinci olsa nafile…
Turizm Meslek liselerinden “Alkollü İçecek ve Kokteyl Servisi” dersi kaldırıldı. Yerine, “Milli İçkimiz Yayık Ayranı” dersi gelmesi gündemde
MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nca Antalya’da düzenlenen 19’uncu Milli Eğitim Şurası’nda, Eğitim Bir Sen‘in yaptığı “Otelcilik ve Turizm Meslek liselerinde ‘Alkollü İçecek ve Kokteyl Servisi’ dersinin kaldırılması” önerisi kabul edildi.
Eğitim Sen temsilcileri; ilkokul 1, 2 ve 3’üncü sınıflara zorunlu din dersi kararının çekilmesini, AİHM kararına uyularak zorunlu Din dersinin kaldırılmasını önerdi ama kabul edilmedi. ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi programında Alevilik’e ilişkin içeriğin geliştirilmesi’ önerisi de reddedildi.
Genel Kurul’da alınan kararların tamamı tavsiye kararı niteliğinde ve bu kararlara ilişkin son kararı Milli Eğitim Bakanı verecek.
Batılı öğrencilere Şeker Portakalı, bizimkilere Washington Portakalı…
İstanbul Bahçelievler’deki Behiye Doktor Nevhiz Işıl İlköğretim Okulu’nda görev yapan 7. sınıf Türkçe öğretmenine -Milli Eğitim Bakanlığı’nın’in ilköğretim okullarında önerdiği 100 Temel Eseri arasında gösterdiği- Şeker Portakalı’nı okuttuğu için soruşturma açıldı.
Eğitim Sen 7 No’lu Şube’nin verdiği bilgiye göre, kitap İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nca da sakıncalı bulundu.
İmam Hatip kreşleri hizmete açıldı
Kuran kurslarında yaş sınırlamasının kaldırılmasının ardından Diyanet İşleri tarafından başlatılan “Okul Öncesi Din Eğitimi Projesi” çerçevesinde, 4-6 yaş arasındaki çocuklar için din eğitimi kreşlerinin açılışları yapıldı.
Otistik çocukları ateizm batağından kurtaracağız!
Otizm ile mücadele eden aile ve çocuklar… İnce ve kaba motor becerileri zayıf, kas gelişimleri yetersiz olan; kavrama ve hareket yetenekleri düzenli olmayan bu çocuklar için beden eğitimi çok önemlidir.
Mamafih Talim Terbiye Kurulu’nun hazırladığı, otistik çocuklar eğitim merkezlerinde uygulanacak olan yeni ders çizelgelerine göre; çocuklar artık bir saat daha az Beden Eğitimi dersi alacaklar. Hem de ne için? Cevabımız tabii ki eğitim konusunda en yüksek oranda kaos vaat eden cümlede gizli: “Zorunlu din dersi.”
Zorunlu Din dersine “Talim”, Yunus Emre’ye “Terbiye”
Yunus Emre’nin, Fırat Yayıncılık tarafından yayınlanan 10. sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı’nda yer alan ilahisindeki “Cennet cennet dedikleri/Birkaç köşkle birkaç huri/İsteyene ver onları/Bana seni gerek seni” dörtlüğü, yayıncı tarafından sansürlendi.
Kitabı inceleyen Talim ve Terbiye Kurulu’nun da ilahinin sansürlenmiş halini, “Şiirden beklenen kazanımları sağladığı” görüşüyle onayladığı ortaya çıktı.
Kamu malının “Parsel Parsel” sömürüldüğü kentin hukuk sınavında çıkan sorular tabii ki “Çalmak” suçuyla ilgili ama tencere tava çalmak…
Ankara Üniversitesi’nde hizmet veren Doç. Dr. Ömer Arbek, bütünleme sınavında Gezi Parkı Direnişi ile ilgili sorulara yer verdi.
Bir soruda “komşuları tencere-tava çaldığı için sınavına hazırlanamayan öğrenci”nin dramından bahsederken, diğer bir soruda ise ağaçların söküldüğü hayali bir eylemi konu alarak, bu eylemi yapan derneklerin binalarından molotof kokteylleri çıktığı bilgisine yer veriyor.
Güya ahlaki olmayan “Fareler ve İnsanlar” vs. “ahlakı olmayan insanlar”
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu, MEB’in liselerde okutulması için tavsiye ettiği ‘100 Temel Eser’ arasında yer alan, John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” adlı kitabının bazı bölümlerini sakıncalı buldu.
Komisyon, Bakanlık onayıyla yıllardır liselerde okutulan kitabın bazı sayfalarının “ahlaki olmayan” bölümler içerdiğine karar vererek, Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurdu.
“Atatürk’ü mü yoksa Erdoğan’ı mı daha çok seviyorsunuz bakiim?”
Adana’da yer alan Özel Çukurova Bilfen Koleji’nde, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri, öğrencileri odaya çekti ve sorguladı. Öğrencilere, “Atatürk’ü mü yoksa Erdoğan’ı mı seviyorsun? Okulunuzda Başbakan aleyhine konuşuluyor mu? Okulda ayakkabı kutusu ile ilgili konuşan öğretmen veya öğrenci var mı?” gibi sorular yöneltildi.
Kendi hazırladığı sınava girip 99 puan alan müdür yardımcısı
Müdürlük atamaları için yapılan ve soruların hazırlandığı heyette yer almasına rağmen sınava giren Tarık Uğur‘un 1 puanı nasıl kaçırdığı hala gizemini koruyor.
O, aynı zamanda zahmet olmasın diye kendi tayinini kendisi yapacak kadar ince bir eğitim neferi
Okul müdürü olduğu sırada, görevlendirmeyle kendi branşı olan sınıf öğretmenlerinin atamasından sorumlu İl Müdür Yardımcısı olan Tarık Uğur’un, bakanlığın atama sistemi olan ‘MEBBİS’e girip ilk önce Halk Eğitim Merkezi’nin 2 olan öğretmen kadrosunu 3′e çıkardığı, ardından da Vali Mustafa Toprak adına elektronik imza atıp kendi tayinini bu kadroya yaptığı ileri sürüldü.
Skandalın ortaya çıkmasının ardından bakanlık soruşturması başlatıldı ve yapılan bu atama, bir ay sonra ‘sehven’ yapıldığı söylenip geri alındı.
Bu adam ileride başbakan olursa şaşırmayın; bu sefer de görev süresi dışında imza kullanma iddiası
Bu sefer Türk Eğitim Sen İzmir şubesi, Tarık Uğur’un 7 Mayıs 2014 tarihinde, kurumundaki görev süresinin bitiminden bir gün önce yıllık izne ayrılmış olma iddiasına karşı; 7-8-9 Mayıs tarihlerinde İl Milli Eğitim bünyesinde bulunarak bazı evrakları onayladığı iddiasında bulundu.
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Demir, Eğitim Bir Sen’in yaptığı açıklamada kendilerini yalanladıklarını ileri sürerek, “Mebbis görevlendirme kaydında İl Mili Eğitim Şube Müdürü olarak göreve başlama tarihi 08.05.2014, bitiş tarihi 30.05.2014 olarak görülmektedir. Açıklamada anılan görev süresinin bitiminden bir gün öncesi, 7 Mayıs olarak görülmektedir.” açıklamasını yapmıştır.
Kaygusuz Abdal’ın şiirindeki Alevilik emarelerini ayıklayan “kaygısız aptal”lar
Halk ozanı Kaygusuz Abdal’ın Nefes şiirindeki, Alevilik kültürüne ait kavramların yer aldığı dizeler de sansürlendi. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yazarlar komisyonu tarafından 10. sınıflar için hazırlanan Türk Edebiyatı ders kitabında; Matem ayı, Zülfikar, Ali, Hû, Pir kelimelerinin yer aldığı dörtlükler makaslandı.
İngilizce sınavında Türkçe ‘Said Nursi’ sorusu (en azından Arapça sormamış)
Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Süleyman Solak, düzenlediği basın toplantısında, Eskişehir Cemal Mümtaz Anadolu Öğretmen Lisesi Müdür Yardımcısı S.K.’nın İngilizce sınavında öğrencilere Türkçe olarak Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ndan Türkçe soru yönettiğini iddia etti.
Yukardaki belge, sınava giren öğrencilerden birisinin cep telefonuyla çektiği bir fotoğraf.
Bir sansür “Hikaye”si
Cahit Külebi’nin ‘Hikâye’ şiiri lise kitaplarında sansüre uğradı. 9. sınıflarda okutulan ve editörlüğünü Dr. Sakin Öner’in yaptığı ders kitabında, Külebi’nin “Benim doğduğum köylerde / kuzey rüzgârları eserdi / ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır / öp biraz!” dizeleri silinerek yerine (…) üç nokta konuldu.
Kaza ve kader kavramları dururken iş cinayetlerini ihmal senaryoları üzerinden değerlendirecek değiliz
Soma katliamının ardından, dönemin cumhurbaşkanının “İşin fıtratında var” diyerek topu ihmal yerine kadere atması sınav sorularına da yansıdı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Açıköğretim Lisesi sınavında, iş cinayetlerinde yaşanan bir ihmalin “kaza ve kader” kavramları üzerinden değerlendirilmesi istendi.
Edip Cansever’in şiirine “bira” makası
Edip Cansever, şiirinde şerbet, şalgam ya da ayran gibi “helal” bir içecek tercih etmediği için onun eserlerinden birisi de MEB tarafından kesik yiyen eserler arasındaki yerini alıyor.
Türk edebiyatının en önemli şairlerinden Edip Cansever’in “Masa da Masaymış Ha” isimli şiirinin, lise 4. sınıflarında okutulan ders kitabında sansürlendiği ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitabı olarak okuttuğu Ekoyay Yayınevi basımında, Edip Cansever’in şiirindeki “Bir bira içmek istiyordu kaç gündür/Masaya biranın dökülüşünü koydu” dizeleri sansürlenerek yerine “…” konuldu.
Sizin de içinizden bir bira açıp Edip Cansever okumak geldi mi? E hadi o zaman tutmayalım biz sizi…