Yönetmenliğini Ömer Vargı’nın üstlendiği, başrollerinde Cem Yılmaz, Mazhar Alason, Selim Naşit Özcan ve Ceyda Güven’in yer aldığı Her Şey Çok Güzel Olacak, sinemamızın en sevilen filmlerin biri. Hem çok komik bir film hem de barındırdığı hüznü inceden inceden zerk ederek damarlarımıza, kanımıza giriyor. Hal böyle olunca da defalarca izlediğimiz bu filmin neredeyse bütün repliklerini ezbere biliyoruz. Gelin hep birlikte bir daha anımsayıp gülümseyelim.
1. “Dinle bak. Bir; barı açıyorum. İki; Ayla ile aramı düzeltiyorum. Üç; babamı da yanıma alıyorum, olay bitmiştir.”
Filmin belki de en çok akılda kalan repliği. Üzerinden seneler geçmiş olsa da hala hepimizin ara sıra tekrarlayıp güldüğü sözler. Aslında bir yandan da hüzünlü çünkü maalesef Altan bunları hiçbir zaman yapamıyor…
2. “Var mı böyle bir şey ya? Benzin döküp adam yakılır mı? Abi yapmayın ya!”
Benzin döküp adam yakmak gerçekten de çok vahşice bir adam öldürme yöntemi. Altan bunu öyle bir söylüyor ki sanki direkt vurulsa mutlu olacak sanıyoruz. Altan ve Nuri çok zor bir durumdayken bile hepimize kahkaha attırmayı başaran ünlü replik…
3. “Bilemiyorum Altan, bilemiyorum…”
Abisi Nuri Altan’ın ne hayatının serkeşliğine ne de başlarını soktuğu dertlere inanabilir. Ve ağzından ne yapacağını gerçekten de hiç bilemeyen bir adamın naif serzenişi dökülüverir… 20 yıldır etkisi kaybolmayan bir cümle.
4. “Seviyorum ama kimi? En tatlı birisini. Nasıl söylesem sana, çizgilere baksana!”
Nuri aşık olur. Her insan aşık olabilir elbet, bunda şaşılacak bir şey yok ancak Nuri tuhaf, içine kapanık, sosyal anlamda başarısız bir adamdır ve gidip kendine Çinli bir kadın bulur aşık olmak için. E Altan böyle bir durumda kendini tutabilir mi? Asla! Böyle geçer dalgasını.
5. “+ Ben de herhangi bir adam değilim. Tamam mı? Kardeşinim senin.
– Maalesef kardeşimsin, evet. Acı ama gerçek.”
Altan içinden “İnsan kardeşine bunu der mi be abi!” demiş üzülmüştür. Kesin böyle yaşanmıştır yani bu olay. Çünkü bizim bildiğimiz Altan bunu böyle yaşar. Ah Altan, canım Altan…
6. “Ama en azından hayattayız. Bu da bir şey be abi.”
Başımıza ne gelirse gelsin ölümden kötü bir şey yok. Hayattaysak umut vardır. Ve içimize bu umudu en güzel şekilde işleten filmlerden biri bu film. Belki de bu kadar çok sevme sebebimiz budur.
7. “Elin boş, g*tün yaş gelmişsin yine. İnsan gelirken bir çikolata mikolata falan getirir ya.”
Büyüklerimize giderken tatlı götürmek adettendir. Ama büyüklerimizin bize böyle kızması pek adetten değil. Ama Cevat bey öyle huysuz bir ihtiyar ki o ne dese şaşırmıyoruz.
8. “Niye getirdin bana bunu ha? G*tünün kılları pişmaniyeye döndü mü demek istiyorsun yani? Hepinizi cebimden çıkarırım ben be!”
Huysuz babası Nuri’ye kendisine pişmaniye layık gördü diye öyle tatlı tatlı kızıyor ki gülümsememek el değil. Bu arada Nuri’den öğrendiğimiz kadarıyla Cevat bey oğlunun getiridği pişmaniyeleri her seferinde afiyetle yiyormuş.
9. “Benim babam nasıl ölür ya!”
Filmin belki de en acıklı yeri. Sağlığında ihmal ettiği, arayıp sormadığı babasını aniden kaybeden Altan göz yaşları için de bu cümleyi kurunca bizim de içimizden bir parça kopuyor.
10. “Sen diyeceksin ki Ayla öyle bir şey yapmaz. Yaptı yapmadı neyse ne. Hayat işte…”
Karısından gördüğü ihaneti çok zor sindiren, ama ele güne karşı bunu belli etmeyecek şekilde davranan Altan kendisini yakın arkadaşlarından biriyle aldatan karısı hakkında böyle konuşur filmin sonlarına doğru.
11. “Abi bak domates, sen seversin diye.”
Bu çok komik sahnede kurulan cümle aslında oldukça hüzünlü. Bir hevesle abisine eve çağıran ve Ayla’nın her şeye rağmen saygıda kusur etmeyip abisine sofra kuracağına inanan saf Altan tam takır kuru bakır sofrayı görünce kendince abisini sevindirmeye çalışıyor…
12. “+Yapmasa mıydık, etmese miydik? Otsun ulan ot!
-Ot babandır ulan!!”
Nuri gerçekten de ot gibi yaşayan bir adamken hayatına birden giren kardeşi sayesinde başına gelmeyen kalmaz. Ama başına bu belaları açan Altan’dan ot benzetmesi gelince de (haklı olarak) sinirlerine hakim olamaz…
13. “Sen bar olayına mı kızdın?”
Ayla ile arasını bir türlü düzeltemeyen ve gerçeklerin farkında olmayan Altan sürekli karısının gönlünü almaya çalışır ve sürekli terslenir. Bu çabalardan bir tanesinde ise bu cümleyi kurar ve bizi acı acı gülümsetir…
14. “-Bizim işler biraz hareketli ya, ayak uyduramıyor kız. Ona bozuluyor…
+Ne işi ya ne işi.. Hangi iş?”
Nuri’nin, kardeşi Altan’a ne kadar işe yaramaz bir adam olduğunu bir kez daha adeta yüze vurulan bir tokat gibi hatırlatışı… İşsiz, boş şeyler peşinde koşan Altan’ın hayatın gerçeklerinden kaçmayı başaramadığını bir kez daha kavradığı sahneler…
15. “Arı vız vız vız”
Kalbi sadece karısına karşı değil genel anlamda herkese ve her şeye sevgiyle dolu bir adam olan Altan bir yandan da iflah olmaz bir yalancı, hırsız, sorumsuz ve gamsız bir adamdır. Ama onu bu özelliklerine rağmen severiz. Neden mi? Çünkü “arı vız vız vız”…