Ernest Hemingway‘in edebiyata olan yaklaşımı güçlü bir algının işlenmesi sonucunda şekillenmiştir. Eserlerinden ve hayatından anladığımız her şey, bu algının etrafında gelişmiş ve kendini var etmiştir. Gözlem gücünün bu noktadaki etkisi bir hayli büyüktür. Çünkü yazının doğası en iyi dönüşümü gözlem sayesinde verebilmektedir. Dünya edebiyatına yön veren, kalıcılık konusunda en nitelikli eserleri ortaya koyan kalemler, gözlemin gücünden en iyi şekilde yararlanmayı bilmişlerdir.
Hemingway de yüksek gözlem gücünü hayal dünyasında yeniden yorumlayan büyük yazarlar arasındadır. Ve onun yazın hayatı, çok erken yaşlarda henüz bir çocukken başlamıştır…
Edebiyat tarihinin tozlu sayfalarına baktığımız zaman birbirinden ilginç sürprizlerle karşılaşmamız mümkündür
Hemingway’in yazın yolculuğu da oldukça ilginç bir hatıraya ev sahipliği yapmaktadır
Öyle ki yazarın bilinen ilk öyküsü 1909’da, yani henüz 10 yaşındayken kaleme alınmış
Üstelik öykünün ve yazara ait diğer eşyaların muhafaza edildiği ev, geçtiğimiz günlerde Amerika’da büyük bir felakete yol açan Irma Kasırgası’nda ciddi şekilde hasar görmüş ancak arşive herhangi bir zarar gelmemiş.
Key West’te yaşayan tarihçi Brewster Chamberlin ve arkadaşı Sandra Spanier’in evinde bulunan bu kıymetli arşivdeki öykünün 14 sayfa uzunluğunda olduğu açıklandı.
Brewster Chamberlin, söz konusu öyküyle ilgili olarak ise yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Aman Tanrım, bu önemli bir şey, dedim kendi kendime. Bu Hemingway’in kurguya doğru attığı ilk adım.”
İsimsiz öykünün konusu, İrlanda’daki Ross Kalesi’ni yeni baştan inşa etmek amacıyla geri dönerek büyük bir ziyafet organize eden ölü bir adamın hikayesini anlatıyor
Hemingway’in 10 yaşında kaleme aldığı ilk öyküsünün henüz farklı dillere çevirisi yapılmış değil. Ancak böyle bir arşiv her anlamda büyük bir kıymet taşıyor
Kaynak: 1