Sizce hayvanlar yas tutar mı? Ölüm, insanlar için olduğu kadar hayvanlar için de sıradan bir biyolojik olaydan fazlası olabilir mi? Uzun yıllar boyunca hayvanların yalnızca içgüdüleriyle hareket ettiği, duygusal derinliklerinin sınırlı olduğu düşünülüyordu. Ancak son yıllarda yapılan gözlemler ve bilimsel çalışmalar, özellikle sosyal hayvanların ölü bireylere karşı verdikleri tepkilerin sanıldığından çok daha karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. Fillerin ilginç özellikleri arasında ölü yavrularının başından ayrılmaması, yunusların cansız bedenleri günlerce taşımaya devam etmesi ya da şempanzelerin bir ölüm sonrası sessizliğe bürünmesi, ister istemez şu soruyu gündeme getiriyor: Hayvanlar da yas tutuyor olabilir mi?
Bu davranışlar çoğu zaman “hayvan cenazesi” gibi başlıklarla aktarılıyor. Ancak bilim insanları bu noktada oldukça temkinli. İnsanlara özgü kültürel ve sembolik cenaze ritüellerini hayvanlara birebir atfetmek doğru olmayabilir. Yine de birçok türün ölüm karşısında sergilediği sıra dışı davranışlar, hayvanların sosyal bağlar kurduğunu ve bu bağların kopmasının gözle görülür tepkiler yarattığını açıkça gösteriyor.
Filler ölen grup üyelerini ziyaret ediyor
Filler, hayvanlar aleminde ölümle ilişkili davranışları en çok dikkat çeken türlerden biri. Sahada çalışan biyologlar, fillerinin ölü sürü üyelerinin bedenlerine dokunduğunu, kemiklerini hortumlarıyla yokladığını ve uzun süre cesedin etrafında dolaştığını defalarca gözlemledi. Özellikle yavru filler öldüğünde, annelerin günlerce bedenin başından ayrılmadığı ve onu taşımaya çalıştığı vakalar kayıt altına alındı.
Bu davranışlar ilk bakışta insan cenazelerini andırsa da bilim insanları bunu daha çok güçlü sosyal bağların bir sonucu olarak yorumluyor. Filler karmaşık aile yapıları olan, uzun süreli ilişkiler kuran ve birbirlerini bireysel olarak tanıyabilen hayvanlar. Bu nedenle bir bireyin yokluğu, sürünün günlük düzenini ve sosyal dengesini ciddi biçimde etkiliyor. Ölünün başında kalmak ya da tekrar tekrar yanına dönmek, sembolik bir ritüelden çok, kaybın henüz “kabul edilmemiş” olmasına işaret ediyor olabilir.
Yunuslar ve balinalar ölen yavrusundan vazgeçemiyor
Deniz memelileri arasında özellikle yunuslar ve katil balinalar, ölüm sonrası davranışlarıyla bilim dünyasında büyük ilgi uyandırıyor. Birçok gözlemde, dişi yunusların ölen yavrularını saatlerce, hatta günlerce su yüzeyinde taşımaya devam ettiği görülüyor. Bu davranış, fiziksel olarak son derece zorlayıcı olmasına rağmen bırakılmıyor.
En bilinen örneklerden biri, 2018 yılında gözlemlenen orca Tahlequah’un davranışıydı. Tahlequah, ölen yavrusunun bedenini yaklaşık üç hafta boyunca okyanusta yanında taşıdı. Bu durum, yalnızca anne-yavru bağının gücünü değil, aynı zamanda ölüm sonrası bakım davranışının ne kadar uzun sürebileceğini de gösterdi. Bilim insanları bu tür davranışları “epimeletik davranış” olarak adlandırıyor. Yani canlı bireyin, ölü ya da ölmek üzere olan bir bireye bakım göstermeye devam etmesi.
Bu noktada önemli olan, davranışın bilinçli bir yas ritüeli mi yoksa güçlü ebeveynlik içgüdüsünün sona erememesi mi olduğudur. Ancak her iki durumda da ölümün hayvanlar için “nötr” bir olay olmadığı açıktır.
Şempanzelerde ölümden sonra sessizlik ve sosyal değişim
İnsanlara genetik olarak en yakın türlerden biri olan şempanzeler, ölüm karşısında verdikleri tepkilerle özellikle dikkat çekiyor. Bir şempanze öldüğünde, grubun diğer üyelerinin davranışlarında belirgin değişiklikler gözlemleniyor. Normalde gürültülü ve hareketli olan gruplar, ölüm sonrası sessizleşebiliyor; bireyler daha az oyun oynuyor ve ölü bireyin bulunduğu alanda toplanabiliyor.
Bazı gözlemlerde, şempanzelerin ölen bireyin yüzüne dokunduğu, onu dürttüğü ve uzun süre başında beklediği kaydedildi. Özellikle grubun yaşlı ve merkezi bir üyesi öldüğünde, sosyal yapının geçici olarak bozulduğu görülüyor. Bu durum, ölümün yalnızca fiziksel bir kayıp değil, aynı zamanda sosyal düzenin sarsılması anlamına geldiğini düşündürüyor.
Peki kuşlar neden ölülerinin etrafında toplanıyor?
Hayvanlar yas tutar mı listemize devam ediyoruz. “Karga cenazesi” olarak adlandırılan davranış, halk arasında sıkça paylaşılan ama yanlış anlaşılan örneklerden biri. Kargalar ve bazı diğer kuş türleri, ölü bir bireyin etrafında toplanabiliyor ve yüksek sesler çıkarabiliyor. Bu durum dışarıdan bakıldığında bir yas töreni gibi algılansa da bilimsel açıklama biraz farklı.
Araştırmacılara göre bu toplanmalar, kuşların ölümün nedenini anlamaya çalıştığı bir öğrenme süreci olabilir. Ölü bireyin bulunduğu ortam, potansiyel bir tehdit barındırıyor olabilir ve grup, bu tehdidi tanımaya çalışıyor olabilir. Yani burada amaç, duygusal bir veda değil; hayatta kalan bireylerin güvenliğini sağlamak.
Küçük memelilerde görülen “gömme” davranışları
Fareler ve bazı küçük kemirgenler, ölü bireyleri yuvalarından uzaklaştırabiliyor ya da üzerlerini örtüyormuş gibi davranabiliyor. Bu davranış da zaman zaman “hayvanlar cenaze yapıyor” şeklinde yorumlanıyor. Oysa bilim insanları bu durumu daha çok hijyen ve hastalıktan korunma refleksiyle açıklıyor.
Kapalı alanlarda yaşayan küçük memeliler için ölü bir beden, ciddi bir sağlık riski anlamına geliyor. Bu nedenle ölüyü ortamdan uzaklaştırmak, duygusal bir tepki olmaktan ziyade hayatta kalmaya yönelik bir strateji olarak değerlendiriliyor.
Yas mı, yoksa insan merkezli bir yorum mu?
Bilim dünyasında en çok tartışılan nokta tam da burası. Hayvanların ölüm sonrası davranışlarını gözlemlerken, insan duygularını onlara yansıtma riski oldukça yüksek. İnsanlar için yas, semboller, ritüeller ve bilinçli farkındalıkla şekillenen karmaşık bir süreçtir. Hayvanlarda ise bu davranışların çoğu, sosyal bağların kopmasına verilen tepkiler ve alışkanlıkların aniden bozulmasıyla ilişkilendiriliyor.
Ancak bu, hayvanların hiçbir şey “hissetmediği” anlamına gelmiyor. Aksine, birçok türün ölü bireylere karşı sergilediği davranışlar, sosyal ilişkilerin ve bireysel bağların ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Yani hayvanlar belki bizim bildiğimiz anlamda yas tutmuyor; ama kaybın etkisini yaşadıkları açık.
Hayvanlar cenaze yapmıyor ama kayıtsız da kalmıyor
Bugüne kadar yapılan gözlemler, hayvanların insanlar gibi sembolik cenaze törenleri düzenlediğini kanıtlamıyor. Ancak filler, yunuslar, şempanzeler ve daha birçok türün ölüm karşısında sergilediği davranışlar, kaybın onlar için de anlamlı bir olay olduğunu ortaya koyuyor. Ölüm, sosyal bağların koptuğu, düzenin değiştiği ve hayatta kalan bireylerin davranışlarının geçici olarak dönüştüğü bir süreç yaratıyor.
Belki de asıl soru, hayvanların yas tutup tutmadığı değil; bizim “yas” kavramını ne kadar dar tanımladığımız. Hayvanların tepkileri, duyguların yalnızca insana özgü olmadığını, fakat her türde farklı biçimlerde ortaya çıktığını gösteriyor.
Hayvanlar yas tutar mı listemizin sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir: