Hayatta kalmak için neler yapardınız? Doğa, sizi çetin şartları ile sonuna kadar zorlarken siz ne kadar mücadele edebilirdiniz? İkinci soruya “Sonuna kadar.” yanıtını veren, hayatta kalma temasını işleyen, hayatın değerini ve günlük sorunlarımızın değersizliğini gözümüze sokan 11 filmi sizin için listeledik.
1. Hayatta kalmak için insan eti yemek: Alive / Yaşamak İçin
Listemize trajik ama aynı zamanda çok ilham verici bir film olan “Alive” ile başlayalım. Film, 1972 yılında, içinde Uruguay rugby takımının bulunduğu bir uçağın Şili sınırındaki And Dağları’na düşmesi sonucu yaşananları anlatıyor. Kaza sonrası mucizevi şekilde birçok kurtulan olur. Ancak kurtulanları daha da zor bir sınav beklemektedir; soğuk hava ve açlık. Öyle ki, hayatta kalanlardan bazıları açlıktan ölmemek için ölen arkadaşlarını bile yer. Film, insanoğlunun hayatta kalma içgüdüsünün sınırlarının ne kadar zorlanabileceğini en iyi örnekleyenlerden biri.
2. Yaşamak direnmektir: Rescue Dawn / Şafak Harekâtı
Werner Herzog gibi ünlü bir belgeselcinin gözünden bir savaş ve hayatta kalma mücadelesine şahit olduğumuz “Rescue Dawn” filmi, Christian Bale’in performansı ile bizi hemen içine çekiyor. Hikâyede Vietnam Savaşı, uçağı düşürülen ve daha sonra savaş mahkûmu olarak esir alınan Alman asıllı bir Amerikan pilotunun gözünden anlatılıyor.
Filmde Herzog’un alametifarikalarından, insan ve doğa ilişkisi üzerinden yaşam savaşına tanık oluyoruz. Vietnamlı askerlerin esir kampına yerleştirilen pilot, burada gerçek açlık ve işkencenin son noktası ile tanışıyor. Ancak tüm yaşadıklarına rağmen yine olumlu düşünmekten ve direnmekten vazgeçmiyor. Pilotun, yaşadığı tüm zorluklara rağmen direnmesi ve sonunda hayatta kalması izleyenlere “İnsan ne müthiş bir varlık vesselam!” dedirtiyor.
3. Siz olsanız ne yapardınız?: 127 Hours / 127 Saat
Yaşamak için ne kadar çabalayabilir ve nelerden vazgeçebilirsiniz? İşte bu soruların cevabını bir Danny Boyle filmi olan “127 Hours” filminde görmek mümkün. Film, James Franco’nun canlandırdığı Aron Ralston’un inanılmaz hayatta kalma mücadelesini konu alıyor.
Aron rutin olarak yaptığı koşularından birine çıkar. Özellikle kanyonda koşmayı çok seven Aron, bu sefer o çok sevdiği kanyonda bir kayanın düşmesi sonucu kolunu sıkıştırır. Yanında herhangi bir haberleşme aracı olmayan ve o gün nerede olacağına dair kimseye bilgi vermeyen Aron, birileri tarafından kurtarılmayı beklemeye koyulur. Ancak çok geçmeden bunun olmayacağını anlar. Film, insanın yaşama arzusu uğruna katlanabileceği acıların en üst sınırlarından birine tanıklık etmemizi sağlıyor.
4. Modern Robinson Crusoe: Cast Away / Yeni Hayat
Tom Hanks’in tek kişilik müthiş performansı ile bütünleşen “Cast Away”, hayatta kalma veya “survival” filmleri olarak bilinen türün kuşkusuz en popüler olanı… Film, Tom Hanks’in canlandırdığı Chuck Noland adlı bir kargo çalışanının bir uçak kazası sonrası ıssız bir adaya düşmesi ve bu adada mahsur kalma hikâyesini anlatıyor. Kazadan kurtulduğuna sevinen Chuck ıssız bir adada olduğunu anlayınca bu sevinci kursağında kalıyor. Çünkü kendisini yeni bir meydan okuma olan, hayatta kalma sınavı bekliyor.
“Cast Away”, bir insanın vahşi ve ıssız bir ortamda neler yapabileceğini görmek açısından oldukça etkileyici bir yapım. Siz siz olun ıssız bir adaya düşmeden önce bu filmi izleyin ve yanınıza alacağınız üç şeye ona göre karar verin.
5. Sibirya’dan Hindistan’a uzanan macera: The Way Back / Özgürlük Yolu
Film 1956 yılında yayınlanan “The Long Walk” adlı kitabın başarılı bir uyarlaması. Peter Weir’in yönetmenliğini üstlendiği film, 1940 yılında Sovyet Rusya’ya bağlı Sibirya çalışma kampından özgürlükleri için kaçtıktan sonra, 6000 km yürüyerek Gobi Çölü’nü aşıp Hindistan’a ulaşan bir grup esirin yaşadıklarını anlatıyor.
Yönetmenin gerçek bir hikâye olarak lanse ettiği ve inanılmaz gibi gözüken bu olayın gerçekte yaşanıp yaşanmadığı bugün bile tartışma konusu. Ancak biz hikâyeye inanmışız bir kere. Çünkü insanoğlunun hayatını geri kazanmak için verdiği olağanüstü mücadele izleyenleri büyülemekle kalmıyor, güzel bir ilham kaynağı olmayı da başarıyor.
6. And Dağları’nda bir yaşam savaşı daha: Touching the Void / Boşluğa Dokunmak
2003 yapımı bağımsız film “Touching The Void” yaşanmış bir olaydan esinlenerek çekilmiş. Filmde, Peru’da çıkılması hayli zorlu bir zirve olan Siula Grande’ye tırmanmayı amaçlayan iki dağcının öyküsü anlatılıyor. Film, tüm kurtarılma ihtimallerinin tükendiği anda bile insanların nasıl bir azimle yaşamaya devam ettiğini ve çabalamayı bırakmadığını gözlemlemek için oldukça etkili ve gerilim dolu bir yapıt.
7. Hem felsefi hem survival: Life of Pi / Pi’nin Yaşamı
Kendisi hakkında birçok felsefi, varoluşçu ve dini metin yazılan ve hâlâ tartışılmaya devam eden sansasyonel bir film olan “Life of Pi”yi, hayatta kalma filmleri türünün en güzel örneklerinden biri olarak da sayabiliriz. Yann Martel’in yazdığı aynı isimdeki kitabın uyarlaması olan film, dünyanın bütün dinlerini öğrenmeyi kendine görev edinmiş Pi adında bir gencin, trajik bir gemi kazasından sonra vahşi bir Bengal Kaplanı ile birlikte aynı kayıkta hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Tam bir görsel şölen olan film, listemizin en renklilerinden biri.
8. Üç kayakçı telesiyejde mahsur kalırsa: Frozen
Sıradaki bu filmimiz içinizi donduracak türden… Filmde üç kayakçının, ABD’nin kuzeydoğusunda bulunan New England’daki bir kayak bölgesinde yaşadığı trajik ve gerilim dolu hikâyesi anlatılıyor. Film, üç arkadaşın, kayak yaptıkları bölgenin telesiyeji kapanmak üzereyken son anda telesiyeje binmeleri ile başlar.
Ancak kayakçılar, telesiyej yolu yarılamışken elektriklerin gitmesi sonucu kabinde mahsur kalır. Zaten dondurucu soğukluktaki havanın gece daha da soğuması, kayakçıların donarak ölme tehlikesi yaşamalarına neden olur. Herhangi bir kurtarma ekibinin gelmemesi üzerine umutlarını kaybeden üç arkadaş, çok zor bir seçim yapmak zorunda kalır.
Adam Green’nin tek mekânda başarılı bir şekilde çektiği filmin bütçesi de popülaritesi de düşük. Ama siz buna aldanmayın. Film, çekildiği 2010 yılının değeri bilinmemiş filmlerinden.
9. Okyanusun ortasında bir başına: All Is Lost / Sona Doğru
“All is Lost”, listemizin “en minimal” hayatta kalma filmi. Zira filmde ne oyuncu ordusu var ne de mekân bolluğu. Hatta diyalog bile yok. Gerçekten, filmde diyalog yok. Filmin tek kahramanı ise yılların oyuncusu Robert Redford amcamız.
Filmde, Hint Okyanusu’nda tek başına yolculuk yapan yaşlı bir adam, yelkenlisine konteyner çarpması sonucu bilincini kaybeder. Uyandığında ise telsiz, radyo ve navigasyon ekipmanlarını kaybettiğini fark eder. Ama tüm bu yaşananlara rağmen en azından hâlâ yelkenlisi olduğu için sevinen adamın bu sevinci, yaşayacağı şiddetli bir fırtınadan sonra kursağında kalır. Zira yelkenlisi fırtınaya yenik düşer ve batar. Yaşlı adam, yelkenliden çıkarttığı botta, elindeki kısıtlı miktardaki yiyecek ve içecek ile tek başına okyanusta kurtarılmayı beklemek zorunda kalır.
Bu filmde, listemizdeki diğer filmlerden farklı olarak, kahramanımız her ne kadar çok uğraşsa da direnci ve çabaları diğer hikâyelerden daha olağan duruyor. Bu da filmi daha gerçekçi ve daha izlenir kılıyor. Redford’un tek başına başarılı performansı ile taşıdığı film, son zamanlarda çekilmiş hayatta kalma temalı en başarılı filmlerden biri.
10. Doğaya dönüşün manifestosu: Into the Wild / Özgürlük Yolu
Arkadaş ortamlarında adını çok duyduğumuz, özellikle üniversite yıllarında izlemesi ve sonrasında anlatılması havalı sayılan filmlerin başında gelir, “Into the Wild”. Bugün bile birçok insanın başucu kaçış kitaplarından biri olan, Jon Krakauer’in “Yabana Doğru” kitabından uyarlanan filmin yönetmeni ise usta oyuncu Sean Penn.
“Cast Away”in aksine bu filmde ters bir göç söz konusu. Zira filmin başkahramanı Christopher McCandless sosyal hayatından vazgeçip doğaya kaçıyor. Mutsuzluğunu; yaşadığı şehre, parçası olduğunu düşündüğü sisteme ve sosyal çevresine bağlayan McCandless, verdiği karar ile bunların hepsini geride bırakarak Alaska’ya yerleşmek adına yollara düşüyor. Emile Hirsch’ın performansının yanı sıra Eddie Vedder faktörü de filmin seyir keyfini ikiye katlıyor.
11. Uzayda yaşam mücadelesi: Gravity / Yerçekimi
Listenin son filmi aynı zamanda en değişiği. Zira verilen hayatta kalma mücadelesi ne bir şehirde ne okyanusta ne de vahşi bir yaşam alanında geçiyor. “Gravity” filminde kahramanımız bir astronot ve verdiği mücadele yer çekimine karşı. “Gravity” filmi de “Frozen“ ve “All is Lost” gibi dar alanda kısa paslaşmalarla geçmesine rağmen izleyiciyi yakalayan bir yapım.