Ferit Edgü tarafından 1977 yılında kaleme alınan Hakkâri’de Bir Mevsim romanı, yazarın gerçek hayat hikâyesinden yola çıkarak kurguladığı eseridir. 1988 yılında Onat Kutlar tarafından senaryolaştırılarak aynı isimle sinema filmine de uyarlanmıştır. Eser, taşıdığı hikâye itibarıyla bir dönem anlatısı sunduğu gibi, coğrafi bir değişimin insan hayatındaki mutlak etkilerini de kültürel ikilikler üzerinden ele alarak anlatmıştır.
Yayımlanışının 40. yılında özel bir baskıyla yeniden okurlarıyla buluşan eser, pek çok açıdan yakın tarih hafızasına önemli bir geri dönüştür.
1. “Uzun gecelerde, yalnızlığın gecelerinde, bir de bakarsınız ki, o dilinden anlamadığınız kitap, sizin dilinizden anlamaya başlamış ve size açılıyor”
2. “Dalgalarla boğuşulur. Limanlar özlenir. Bir kuytu limanda demir atılır. Fırtınanın dinmesi beklenir. Sonra yeniden rota çizilir. Sonra yeniden demir alınır. Yola koyulunur”
3. “Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni yol ara kendine”
4. “Tufan öncesindeki geçmişin mi? Onu anımsamasan da olur. Hiçbir gereği yok bunun. Burada yaratılması gereken bir karşı koyuş. Ancak bununla bulabilirsin çıkış yolunu. Nuh da öyle buldu”
5. “Gerçek sorular, karşılıkları olmayan, belki karşılıkları beklenmeyen sorular değil midir? Yani insanın kendi kendine sorduğu sorular”
6. “En büyük, en korkunç itiraf, bir işkence altında yapılan itiraf değildir, insanın kendi kendine, artık dayanamayıp yaptığı itiraftır”
7. “Dayanırsan, dayanmasını bilirsen, ama nasıl olsa dayanacaksın, insanoğlusun, kendin söyledin, insanoğlu, düşün bir, kimler nelere dayanmadı, dayanacaksın ve yeni bir kişilik yaratacaksın”
8. “Çayımı demledim. Bir parça otlu peynir çıkardım. Bir parça yufka ekmeği kopardım. Sobanın üstünde onu da ısıttım. Güneş şimdi tam odamın içindeydi”
9. “Ben oradaydım, dilinden anlamadığım insanların arasında. Dilimden çok az kimselerin anladığı insanlar arasında. Gökyüzüne yakın bir dağ başında”
10. “Yaşam düştür, düş yaşamdır. Çevremizdeki canlıların belki birçoğu ölülerden oluşuyor, bu nedenle böyle sıkıntılı dolaşmıyorlar mı?”
11. “Kapıyı açıp çıktım. Çıktıktan sonra da dönüp kapamadım kapıyı. Açtığım kapıyı bir kez de başkaları kapasın, dedim içimden”
12. “Sevgilisini boş yere bekleyen bir erkek için gece bitmek bilmez. Gündüzleri çalışan bir işçi için bir gün kısa bir süre değildir”
13. “Sert bir ananın kolları arasında yaşayan genç bir kız için bir yıl, yüzyıl gibidir. İsteklerimi, umutlarımı geciktiren her an, bana dayanılmaz bir uzunlukta gelir”
14. “Bu ne biçim töre ki; hak yok, hukuk yok, sevgi yok, saygı yok, yaşanan günler yok, yalnız yumruk var, yalnız horlanma var”
15. “Tanrıya inansa, sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar oturup yakaracak: Ölmesin bebeler, ölmesin bebeler, ölmesin bebeler, koru onları Tanrım!”