Ana sayfa » Sağlıklı Yaşam » Aman Dikkat! Soğuk Algınlığı ve Grip Semptomlarını Kötüleştirebilecek 12 Yiyecek
Aman Dikkat! Soğuk Algınlığı ve Grip Semptomlarını Kötüleştirebilecek 12 Yiyecek
Soğuk algınlığı veya grip olduğumuzda hepimiz iyileşmek için sihirli formüller ararız. Annenizin yaptığı o mis gibi tavuk çorbası ya da içimizi ısıtan zencefil-bal karışımı çaylar kurtarıcımız olur. Peki ya tam tersi bir etki yaratan, hastalığınızı daha da kötüleştirebilecek yiyeceklerden haberdar mısınız?
Havalar biraz serinlediğinde ve burunlar tıkandığında hepimizin aklına aynı şey gelir: Sıcak bir çorba, yumuşacık bir battaniye ve sakin bir gün. Ancak bu rahatlatıcı oyun planının içinde bazen büyük bir hata yaparız. İyileştiğimizi sanırken farkında olmadan semptomları daha da artırabiliriz. Çünkü hasta olduğumuzda yalnızca hangi ilaçları aldığımız değil, tabağımıza ne koyduğumuz da çok şey değiştirir. Bağışıklık sistemimizin güçlü kalması, yediklerimizle doğrudan bağlantılıdır. Bu yüzden, soğuk algınlığı veya grip kapmışken bazı yiyeceklerle aranızı geçici olarak açmak çok daha akıllıca olabilir. İşte soğuk algınlığı ve grip semptomlarını kötüleştirebilecek yiyecekler…
1. Tatlılar
Hasta olduğumuzda canımız tatlı çekmesini sanki özel bir ritüel sanıyoruz. Soğuk algınlığı ve grip semptomlarını kötüleştirebilecek yiyecekler arasında belki de en üzücüsü bu olabilir. Bir parça çikolata veya bir dilim kek moral olur gibi geliyor. Ancak hızla yükselen kan şekeri, bağışıklık sisteminin mücadele gücünü sekteye uğratabiliyor. Uzmanlar, çok fazla şeker tüketildiğinde vücudun enfeksiyonla savaşan hücrelerinin çalışma hızının yavaşladığını belirtiyor. Özellikle rafine şeker içeren yiyecekler, virüslerin vücutta daha rahat hareket etmesine zemin hazırlayabiliyor. Paketli ürünlerden sodalara, kurabiyelerden tatlandırılmış meyve sularına kadar birçok tatlı seçenek bu kategoriye giriyor.
Meyve elbette farklı bir yerde duruyor. Doğal şeker içerseler de lif sayesinde şekerin kana karışma hızı düşüyor ve olumsuz etkiler azaltılıyor. Ayrıca meyvelerde antiviral etkiye sahip pek çok bileşen olduğu da biliniyor. Peki çikolata? Kakaonun içindeki teobromin bazı çalışmalarda öksürüğü azaltmasıyla öne çıksa da bu etki için oldukça yüksek miktarda tüketmek gerekiyor. Yani moral olsun diye yenilen bir parça bitter çikolata zararlı olmasa da çikolatayı tedavi aracı gibi görmek çok gerçekçi değil.
2. Rafine tahıllar
Beyaz ekmek, pirinç, makarna veya pastane ürünleri… Hepsi ilk bakışta mideye iyi gelir gibi görünür, özellikle de kendinizi halsiz hissediyorsanız. Fakat bu gıdalar doğal lifleri alındığı için hızla şekere dönüşür ve tıpkı tatlılarda olduğu gibi kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olur. Bu durum bağırsak bakterilerinin dengesini bozarak bağışıklık fonksiyonunun zayıflamasına yol açabilir. Vücuda enerji verdiğini zannederken aslında savunma mekanizmasını köreltebilecek bir etki oluşturur.
Yine de durumun her zaman siyah-beyaz olduğunu söylemek doğru olmaz. Tam tahıllı ürünler gibi düşük glisemik indeksli karbonhidratlar, vücudun iltihapla savaşmasına yardımcı olabilir. Eğer mide hassasiyeti yaşıyorsanız, beyaz pirinç gibi daha sade ve hafif karbonhidratlar bir süreliğine işe yarayabilir. Fakat genel olarak iyileşme döneminde yüksek oranda işlenmiş tahılları azaltmak daha iyi sonuç verir.
Birçok kişi alkolün yalnızca karaciğer veya baş ağrısı ile ilişkili olduğunu düşünür, fakat bağışıklık sistemine etkisi çok daha geniştir. Alkol tüketimi hem susuzluğu artırır hem de savunma hücrelerinin işleyişini zayıflatabilir. Hasta bir vücudun en çok ihtiyaç duyduğu şey ise yeterli sıvıdır. Sıvı dengesi bozulduğunda böbrekler daha zor çalışır, mukus daha koyulaşır ve tıkanıklık artar. İşte bu yüzden tüm alkol türleri ve benzer etkiyi veren her şey soğuk algınlığı ve grip semptomlarını kötüleştirebilecek yiyecekler ve içecekler arasında sayılabilir.
Ayrıca soğuk algınlığı veya grip sırasında alınan birçok ilacın alkolle etkileşime girmesi mümkündür. Reçetesiz soğuk algınlığı ilaçlarından antibiyotiklere kadar geniş bir yelpazede, alkol tüketimi yan etkileri artırabilir. Bu nedenle hasta olduğunuz dönemde alkolü tamamen bir kenara bırakmak, iyileşme sürecini hızlandıran en basit adımlardan biridir.
4. Yağlı yiyecekler
Hasta olunca genellikle hafif yiyeceklerin daha iyi geldiğini hissederiz. Bunun nedeni sindirim sisteminin enfeksiyon döneminde daha hassas olmasıdır. Kızartmalar, yağlı etler, ağır soslu yemekler ve fast food seçenekleri sindirilmesi zor yiyecekler arasında yer alır. Bu gıdalar yalnızca mide bulantısını tetiklemekle kalmaz, aynı zamanda iltihabı artırarak boğaz ağrısı veya reflü gibi şikayetleri kötüleştirebilir.
İlginç olan şu ki sağlıklı kabul edilen bazı besinler bile, yağ oranları yüksekse mideyi rahatsız edebilir. Örneğin avokado veya tam yağlı yoğurt, bağışıklığa faydalı vitamin ve mineraller barındırır. Ancak mide hassasiyeti yaşıyorsanız yağ içeriği sizi yorabilir. Ayrıca omega-6 bakımından zengin yağ kaynaklarının, omega-3 tüketimi düşükse bağışıklık fonksiyonunu olumsuz etkileyebileceği biliniyor. Dolayısıyla hasta olduğunuzda yağ dengesine biraz daha dikkat etmek gerekir.
Acılı yiyeceklerin burun tıkanıklığını bir anda açtığını hepimiz deneyimlemişizdir. Kapsaisin sayesinde geçici bir rahatlama sağlayabilirler. Ancak işin bir de ters tarafı var: Eğer mide hassasiyeti yaşıyorsanız, baharatlı yiyecekler bulantıyı artırabilir. Ayrıca burun akıntısı, boğaz tahrişi veya geniz akıntısı zaten şiddetliyse acılı yiyecekler tabloyu ağırlaştırabilir.
Bazı durumlarda vücudunuz kapsaisini bir tehdit olarak algılayabilir ve onu dışarı atmak için yoğun bir çaba gösterir. Bu da baş dönmesinden ishal ve mide ağrısına kadar çeşitli tepkilere yol açabilir. Grip veya soğuk algınlığı sırasında mide hassasiyeti yaşıyorsanız baharatlardan bir süre uzak durmak en iyisi olacaktır.
6. Turunçgiller
Portakal, limon, greyfurt gibi turunçgiller vitamin açısından güçlüdür, ancak mide dokusu tahrişe açıksa durum değişir. Asidik yapıları, mide rahatsızlığı yaşayan kişiler için semptomları kötüleştirebilir. Bu dönemlerde turunçgilleri doğrudan tüketmek yerine, daha hafif meyveleri tercih etmek daha iyi olabilir.
Yine de limonun kokusunun bulantıyı bir miktar hafifletebildiği bazı araştırmalar tarafından belirtilmiştir. Ayrıca antibiyotik kullanıyorsanız turunçgil tüketimi ile ilacı alma zamanlaması önemlidir. Mide asidinin yoğunlaşması, bazı antibiyotiklerin etkisini azaltabilir. Bu yüzden tüketim zamanını ayarlamak iyileşme sürecini olumlu etkiler.
7. Şekersiz atıştırmalıklar, tatlılar ve gazlı içecekler
Şekersiz ibaresi kulağa masum gelse de bu ürünlerde kullanılan yapay tatlandırıcılar bazı kişilerde mide rahatsızlığı, baş ağrısı veya sindirim sorunlarına neden olabilir. Özellikle sorbitol ve benzeri polioller hassas kişilerde ishal veya kramp oluşturabilir. Bu nedenle bu tarz besinler soğuk algınlığı ve grip semptomlarını kötüleştirebilecek yiyecekler kategorisine girer.
Ayrıca yapay tatlandırıcıların bağırsak florasını olumsuz etkileyebildiği yönünde araştırmalar mevcuttur. Bağırsak mikrobiyomu ise bağışıklık sisteminin en kritik parçalarından biridir. Bu yüzden soğuk algınlığı veya grip döneminde yapay tatlandırıcılardan uzak durmak çok daha güvenli olabilir. Ballı bir bitki çayı, boğazı rahatlatan ve bağışıklığı destekleyen daha doğal bir alternatiftir.
8. Kafeinli içecekler
Kahve veya enerji içecekleri hasta olduğumuzda bizi canlandıracak gibi görünür değil mi? Ama kafein aslında vücuttan daha fazla sıvı kaybedilmesine yol açabilir. Bu da enfeksiyon döneminde istenmeyen bir durumdur. Susuzluk arttıkça mukus koyulaşır, öksürük şiddetlenir ve vücudun toparlanması gecikir.
Bitki çayları bu noktada çok daha iyi bir alternatiftir. Hem kafeinsizdirler hem de bazıları boğazı yumuşatır. Bal eklemek ise öksürüğü hafifletebilecek doğal bir yoldur. Özellikle geceleri yaşanan kuru öksürüklerde oldukça etkili olabilir.
Tuz vücut için gereklidir ancak fazlası büyük bir yüktür. Aşırı tuz tüketmek susuzluğu artırır, bu da grip ve soğuk algınlığı semptomlarını ağırlaştırabilir. Patates cipsleri, hazır çorbalar, işlenmiş atıştırmalıklar ve soya sosu gibi ürünler bu dönemde uzak durulması gereken yiyecekler arasında yer alır.
Ayrıca fazla tuz alımı bağışıklık hücrelerinin çalışma prensibini bile baskılayabilir. İltihabı tetiklemesi ise boğaz ağrısı gibi semptomları kötüleştirebilir. Bu nedenle hasta olduğunuz dönemde tuz oranı yüksek yiyeceklerden kaçınmak hem rahat nefes almanıza hem de daha hızlı toparlanmanıza katkı sağlar.
10. Sert veya çıtır yiyecekler
Boğaz ağrısı varken sert bir cips veya gevrek bir kraker yemek, tahriş olmuş bir bölgeyi iyice hırpalamak gibidir. Keskin kenarlı yiyecekler boğaz duvarını daha fazla tahriş eder ve iyileşmeyi geciktirir. Hatta çiğ sebzeler gibi sağlıklı atıştırmalıklar bile bu dönemde zorlayıcı olabilir.
Kuruyemişler, çekirdekler veya çok sert meyveler de benzer şekilde boğazı yorabilir. Bu nedenle daha yumuşak, kolay çiğnenen yiyecekler tercih edilmelidir. Boğaz rahatsızlığında tuzlu şeyler atıştırmak yerine tuzlu su gargarası yapmak çok daha işe yarar.
Birçok kişi hasta olduğunda süt ürünlerinin mukusu artırdığını düşünür. Bu iddia bilimsel olarak net şekilde doğrulanmasa da bazı durumlarda süt ürünleri tüketimi doğru olmayabilir. Özellikle antibiyotik kullanıyorsanız, ilacın emilimini etkileyebilme ihtimali nedeniyle dikkatli olunmalıdır.
Süt ve süt ürünlerinin tüketim zamanını ilaca göre ayarlamak bu etkileşimi azaltabilir. İlacın etkinliğini düşürmemesi için belirli aralıklarla tüketmek gerekir. Eğer böyle bir tedavi sürecindeyseniz, süt ürünlerini geçici olarak azaltmanız mantıklı olabilir.
12. İşlenmiş etler
Şarküteri ürünleri, sosis, salam, pastırma gibi işlenmiş etler normal zamanlarda bile ölçülü tüketilmesi gereken yiyeceklerdir. Hasta olduğunuzda ise bu ürünlerin etkisi daha da olumsuz hale gelir. İçerdikleri tuz ve bazı katkı maddeleri iltihabı artırabilir, nefes almayı zorlaştırabilir ve susuzluğu artırarak semptomların şiddetini artırabilir.
Ayrıca işlenmiş etler genellikle besleyicilik bakımından zayıftır. Bu da iyileşme döneminde ihtiyaç duyulan vitamin ve minerallerin eksik kalmasına yol açabilir. Doymuş yağ oranları yüksek olduğundan bağışıklık fonksiyonunu baskılayabilecek etkileri de vardır. Bu yüzden hasta olduğunuz günlerde işlenmiş etleri bir süre uzak tutmak en doğrusu olacaktır.