Biz insanlar, kendimizi, yaşadığımız bu gezegenin sahibi gibi hissediyor olacağız ki, böylesine içimiz rahat zarar verebiliyoruz her şeye. Tüketiyoruz, kirletiyoruz; kendi türümüz dışındaki canlıları bizden daha az değerli görüyoruz. Ve daha bir sürü şey. Bizi daha özel kılan şeyse, sadece konuşabiliyor olmamız. Belki de bu yüzden kendimizi güçlü hissediyoruzdur.
Oysa dünya üzerindeki en değerli türün ‘insan’ olduğunu düşünmek, gerçekten çok komik. Ortak kullandığımız bu gezegen bizim için önemli değilse bile, diğer türler için önemli olabilir. Belki de onlar daha güzel bir dünyada yaşamak istiyorlardır, kimbilir. Bizim zarar verip tükettiğimiz bu dünyada, bu isteklerinin gerçekleşme ihtimali oldukça az elbette. Yaşadıkları yer üzerinde bizimle aynı hakka sahip olmalarına rağmen, çoğu zaman seçme şansları yok.
Söyleyecek çok söz var ama sözü, iletişim konusunda biz insanları utandıracak ve bir nebze olsun kendimizi yalnızca insan olduğumuz için ‘biricik’ hissetmemizden alıkoyacak goril Koko‘ya bırakıyoruz. Birçok konuda olduğu gibi, iletişimde de hayvanlar bizden çok daha ileri.
1971 yılında San Francisco Hayvanat Bahçesi’nde dünyaya gelen Koko, mental içgüdülere sahip 44 yaşında yaşlı bir goril
Onun en yakın arkadaşı Francine “Penny” Patterson, ona işaret dilini öğretmiş ve Koko şu an binden fazla işaret biliyor
Koko ile Patterson arasında muhteşem bir iletişim var ve Koko Amerikan İşaret Dili’nin özel bir şeklini kullanıyor.
2001 yılında, eğitimli goril Koko ile bir araya gelen Robin Williams, Koko’yla geçirdiği saatleri ‘unutulmaz’ olarak tanımlamıştı
Ve Robin Williams, intihar ederek yaşamını sonlandırdığında, Patterson, ölüm haberini alan Koko’nun sessizleştiğini ve içine kapandığını açıklamıştı.