Gerçek şehir efsaneleri tabiri ilk etapta size bir şey ifade etmeyebilir. Özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte hemen her şeye şehir efsanesi gözüyle bakar olduk. Ancak bu hikayeler kimi zaman doğru çıkabiliyor?. İnsanlar yüzyıllardır birbirini ürkütücü şehir efsaneleriyle kışkırttı. Kaldı ki, psikologlar bu masallara yanıt verdiğimize inanıyor çünkü iğrençliğe karşı hastalıklı bir hayranlığımız var??♀️. Ama bugün konumuz uydurma basit efsanelerinden ziyade gerçeğe dönüşen şehir efsaneleri. İşte birbirinden korkunç, gerçeğe dönüşmüş 11 şehir efsanesi!
1. Gerçek şehir efsaneleri turumuza klozetten çıkan farelerle başlayalım?
Yavru timsahların tuvalete atılıp daha sonra atık kanallarında yetişkin boyutuna ulaşmasıyla ilgili korkunç hikayeler, Kanalizasyondaki hayvanlarla ilgili şehir efsanelerinin temelini oluşturuyor. Özellikle New York için bu şehir efsanesinden bahsedilir ancak bunun bir gerçekliği yoktur. Çünkü New York’un timsahlar için çok uzun süre hayatta kalamayacak kadar soğuk olduğu düşünülür. Ancak klozetten çıkan fareler şehir efsanesi değil, gerçeğin ta kendisi?
Tuvaletlerin drenaj tesisatı tipik olarak üç inç veya daha fazla çaptadır yani bir farenin tırmanması için yeterli alana sahiptir. Hayvanlar, dışkıdaki sindirilmemiş yiyecekler nedeniyle kanalizasyon hatlarına çekilir ve bir açıklıktan çıkıp banyonuza girmeden önce borulardan geçebilirler ?. Ve fareler yolculuklarını tamamladıklarında biraz sinirlenebilirler. Örneğin suda yaşayan bir kemirgen 1999’da Petersburg, Virginia’da bir kadın kurbanın poposunu ısırdı.
2. Sonradan gerçek olduğu ortaya çıkan şehir efsaneleri arasında, oyuncularda intihar etmeye kadar uç derecede etkiler bırakan bir video oyunu da bulunuyor?
Bir video oyunun gerçek şehir efsaneleri arasında yer aldığını biliyor muydunuz? Nostaljik video oyunu oyuncuları, ABD’nin Portland ilçesinde 1980’lerin başlarında jetonla oynanan bir salon oyunuyla ilgili hikayeler anlatıyor. Oyunun yönelim bozukluğu, hafıza kaybı, oyun bağımlılığı ve hatta intihar duygularına yol açtığı söyleniyor. Ayrıca oyun makinesinin dolabının tamamen siyaha boyandığı ve sert görünümlü adamların makinedeki bilgileri kaybolmadan önce toplamak için bazen oyun salonlarını ziyaret ettikleri söyleniyordu. Yoksa bu, şüphe barındırmayan konular üzerinde yürütülen psikoaktif ilaç çalışması olan MK Ultra’dan ayrılmış bir CIA deneyi miydi?
Bu şehir efsanesinin bazı detayları gerçeğe dayanıyordu. Skeptoid podcast’inin sunucusu Brian Dunning, bazı araştırmalar yaptı ve 1981’de Portland’da 28 saatlik maraton video oyunu yarışması sırasında Brian Mauro adlı 12 yaşındaki bir çocuğun hastalandığını gördü. Çocuk, görünüşe göre çok fazla soda içmiş ve mide rahatsızlığı yaşamıştı. Sadece birkaç gün sonra Portland bölgesindeki pasajlar, kumar için kullanılan dolaplara el koyan federal ajanlar tarafından basıldı.
Poly-Play adlı gerçek bir salon oyununun varlığıyla birleştiğinde, tüm bu yaşananlar Polybius efsanesine karışmış gibiydi.
3. Candyman (Şeker Adam) hikayesini belki duymuşsunuzdur. 5 kez söylendiğinde ortaya çıkan bu korkunç karakter, zamanla şehir efsanesine dönüştü. Ancak Candyman, sonradan hırsızlara ilham oldu?️
Candyman (Şeker Adam) aslında 1890’larda beyaz bir kadınla ilişkisi olduğu için öldürülen Tony Todd isimli siyahi bir sanatçının intikamını anlatan bir hikaye. Öldürülen sanatçı, intikam almak için Şeker Adam yani Candyman olarak geri dönüyor ve aynaya karşı 5 kez Candyman diyen kişinin karşısına çıkıp onu öldürüyor. Bu hikaye halk arasında büyük korku yarattı ve bir şehir efsanesine dönüştü! Ancak daha sonra gerçekten böyle bir olay yaşandı?
1987’de Chicago’da yaşayan bir kadın, evinde saldırıya uğradığı için hummalı bir şekilde 911’i (acil numaralar servisi) aradı. Kadın olay yerinde silahla vurularak öldürülmüş şekilde bulundu. Olayı soruşturan dedektifler saldırganların bitişikteki apartmanın bağlantı duvarını kırarak eczadolabından kadının evine girdiklerini belirtti. Bu tam da Candyman hikayesiydi! Bu vaka zamanla hırsızlar tarafından kullanılmaya başlandı.
4. Çocukları kaçırıp organlarını çalmaya dayanan Cropsey vakası, belgesellere bile konu olmuş bir şehir efsanesi. Ancak sonradan olayın tüyler ürpertici şekilde gerçeğe dönüştüğü ortaya çıkıyor?
Çocukların kaçırılıp organlarının çalınmasına dayanan şehir efsanelerini çoğunuz duymuşsunuzdur. Cropsey adı verilen bir şehir efsanesi ise Amerika’nın Staten Island bölgesinde ormanda yaşayan ve geceleri çocukların organlarını çalmayı alışkanlık edinen birini konu ediyor. İlk etapta uydurma gibi görünen bu hikayenin sonradan gerçek olduğu ortaya çıktı?
1987 yılında, Andre Rand isimli bir şahıs çocuk kaçırma suçundan hüküm giydi. Rand’ın 1970’lerde ortaya çıkan bir kayıp çocuk vakasıyla bağlantılı olabileceği ortaya çıktı. Rand, bir zamanlar feshedilmiş bir psikiyatri hastanesi olan Willowbrook’ta çalışmıştı. Diğer davalara karıştığını inkar etse de Rand’ın faaliyetlerinin ağızdan ağza yayılan bu hikayelerde ağır bir etkisi olduğu açıktır.
Hatta Cropsey vakası, ABD’de o kadar yaygın hale gelmiştir ki belgeseli bile çekilmiştir?
5. Hep korkunç şehir efsanelerinden bahsettik. Toronto efsanesi ise epey trajik
Kanada’nın Toronto şehrinde ne kadar güçlü olduğunu göstermek için ofisin pencerelerine doğru koşup hayatını kaybeden avukatın hikayesi epey yaygındır. İnsanlarda bir şehir efsanesi algısı yaratan bu olay da aslında gerçek!
Ofisi 24. katta bulunan bir bölge hukuk bürosunda kıdemli bir ortak olan Garry Hoy, bazı misafir hukuk öğrencilerini etkilemek için pencereye doğru hızla koştu. Ancak pencere dayanıksız olduğu için kırıldı ve avukat vefat etti. Yönetici ortak Peter Lauwers ise, ölümcül kazanın ardından Hoy’u şirketteki “en iyi ve en parlaklardan biri” olarak nitelendirdi ??♀️. Firma, üç yıl sonra battı.
6. Yatağın altından çıkan cesetlerin gerçek şehir efsaneleri arasında yer aldığını duyduğunuzda ne kadar korktuğunuzu tahmin edebiliyoruz?
Tatile birlikte giden çiftler, yeni evli çiftler ya da Disneyland konukları ile ilgili mutlaka gittikleri otelin yatağının altında bir ceset bulunduğunu anlatan bir şehir efsanesi duymuşsunuzdur. Gerçek şehir efsaneleri içinde en popüler olanlardan “yatağın altındaki ceset” vakası ABD’nin Colorado, Florida ve Virginia eyaletlerinde yaşanmıştı.
2010’da Memphis’teki Budget Lodge’un konukları kayıp bir kişi olan Sony Millbrook’un cesedinin üzerindeki yatakta uyuduklarını keşfettiklerinde dehşete düştüler. Üstelik Millbrook’un ortadan kaybolmasından bu yana en az üç kişi daha odayı kiraladı. Belki kokunun yayılmaması için tavan karolarına yumuşatıcı doldurulması Milbrook’un cesedinin bulunmasını zorlaştırmış olabilir?. Milbrook’un erkek arkadaşı LaKeith Moody, çıkarıldığı mahkemenin sonucunda mahkum edildi.
7. Maine’de tatil yapan kişilerin eşyalarının durduk yere kaybolması da gerçek şehir efsaneleri vakalarından biri!
Onlarca yıldır, Maine’nin merkezindeki Kuzey Gölet bölgesinde tatil yapan insanların eşyaları kayboluyordu. Dolaplardaki yiyecekler ve piller, kamp çadırlarından fenerler… Söylentiler ise bölgedeki kalıcı bir müdavimin (!) yiyecek ve erzak aradığı yönündeydi. Ancak sonradan bunun uydurma bir söylenti olmadığı ortaya çıktı.
Tüm bu soygunları gerçekleştiren kişinin 27 yıl boyunca ormanda tek başına yaşayan Christopher Knight olduğu ortaya çıktı. Knight yürüyüşçüler, kanocular ve arazideki diğer geçici sakinleri takip ediyordu. 2013 yılında bir av müdürü ile karşılaştığında, yılda ortalama 40 soygundan sorumlu olduğunu itiraf etti.
8. Sahte polis numarasını sık sık duymuşsunuzdur?. Ancak şehir efsanesi deyip geçmemekte fayda var
Muhtemelen etrafınızdaki kaygılı birisi sizi polis kılığına giren kişilere karşı dikkatli olmanız konusunda uyarmıştır. İlk etapta pek çok kişi bu tip bir olayın başına gelmeyeceğini düşünür ancak sahte polis vakaları bir şehir efsanesi değil.
Örneğin Illinois, Bloomington’da bir adam, başka birinin aracını almak için yanıp sönen ışıklar kullanarak aracı kenara çekmesini sağladı ?. Araca kadar yürüdükten sonra, adam kaçmayı başaramadan sürücüyü alt etmeye çalıştı. Benzer şekilde Georgia Fayetteville’de bir adam üniforma giydi ve genç bir çocuğu bisikletle kenara çekip onu ceplerini boşaltmaya zorladı. Daha sonra çocuk (gerçek) polise, iki hafta önce polis memuru kılığında yakalanan birinin tarifiyle eşleşen bir adamla ikinci bir arabanın çekildiğini söyledi.
9. Tavşan adam efsanesi ise 1970’lerde pek çok kişiyi ürkütmüştü?
1970’lerde Virginia veya civarında yaşadıysanız, muhtemelen Tavşan Adam efsanesine maruz kalırdınız. Efsaneye göre, tedavi gördüğü psikiyatri hastanesinden kaçan bir kişi, tavşanları sindirmeye ve onları bir köprünün alt geçidinde asmaya başlar. Daha sonra, aynı yöntemi gençler üzerinde uygular. Yerel halk, Cadılar Bayramı gecesinde çoğu insan tarafından “Tavşan Adam Köprüsü” olarak bilinen alt geçidin yakınında asla yakalanmamaları konusunda uyarılmıştı.
Bu korkunç hikayenin bir benzeri Ekim 1970’te bir çiftin başına geldi. Çift, beyaz takım elbise giymiş ve tavşan kulakları takan bir adam gördüklerini ve adamın kendilerine özel mülkte olduklarını bağırmaya başladığını bildirdi. Adam söylediği şeyi vurgulamak için çiftin arabasının ön camına balta bile fırlatmıştı. İki hafta sonra, bir güvenlik görevlisi, sundurma korkuluğunda baltalı bir adamı fark ettiğinde, Tavşan Adam ikinci kez görülmüş oldu. Polis, başarısız bir şekilde adamı bulmaya çalıştı. Kimsenin karnını deşmemiş olsa da, hem bir balta hem de bir çift tavşan kulağı kullanan bir yetişkinin düşüncesi aynı derecede rahatsız edici olmayı başarıyor ?
10. Yüzü olmayan Charlie hikayesi ise yanlış anlaşılmadan doğan bir efsane?
Kendinizi karanlık bir sokakta yalnız yüyürken hayal edin. Yaklaşan ayak seslerini duyuyorsunuz. Aniden, şekilsiz bir yüzü olan bir adam beliriyor. Kelimelerin ötesinde dehşete düşüyorsunuz. Ardından yüzü olmayan adamın hikayesini herkese yayıyorsunuz. Pensilvanya’da Yeşil Adam ya da “yüzü olmayan Charlie” efsanesi tam da böyle başladı!
Charlie Robinson ismindeki bir adam (namı diğer yüzü olmayan Charlie) kimsenin hayal gücünün ürünü değildi. Robinson’ın yüzü 8 yaşındayken geçirdiği elektrik kazası sonucu şekil değiştirmişti. Görünüşünün rahatsız edici olabileceğini düşünen Robinson, hava karardıktan sonra yürüyüşe çıkardı. Sık sık Pensilvanya’nın Beaver ilçesinde Route 351 boyunca bir yolda yürürdü. Niyeti kötü olmamasına rağmen gecenin köründe Robinson’la karşılaşmak, kaçınılmaz olarak “kasabayı rahatsız eden bir öcü adam” şeklindeki hikayelerin yayılmasına yol açtı.
11. Sahne dekorasyonu olarak kullanılan bir cesedin aslında gerçek bir insan mumyası olduğunu anlasanız ne yapardınız⚰️
Kötü şöhretli kanun kaçağı Elmer McCurdy, ölümünün ardından ikinci bir hayata başladı. 1911’de McCurdy’nin mumyalanmış cesedi, Teksas’ta ünlü suçluyu cenaze salonlarında ve karnavallarda sergilenirken görmeye istekli olan insanlar ile korkunç bir gösteri cazibesi haline geldi. Ancak Kaliforniya Long Beach şehrinde biri onu sahne malzemesi sanınca işler karıştı.
Ardından McCurdy Nu-Pike Eğlence Parkı’ndaki bir lunaparkta asılı kaldı. Onun bir sahne malzemesi değil de insan mumyası olduğunu ise 1976’da orada The Six Million-Dollar Man’in çekimlerinde çalışan film ekibinden birisi keşfetti. Ekip üyesi, onu ayarlamaya çalışıp gerçek kolunu yerinden oynatınca insan olduğu keşfedildi. Ertesi yıl, ceset uygun şekilde dinlenmeye alındı.
BONUS: Biz gerçeğe dönüşmüş şehir efsanesi hikayelerinden söz ettik ama bir de bunların “şehir efsanesi gibi” olanları var?. Buraya tıklayarak hepsini keşfedebilirsiniz!
Kaynak: 1