Ana sayfa » Hayvansever » Hayal Ürünü Değiller! Gerçek Hayvanlardan İlham Alınan 15 Pokemon Karakteri
Hayal Ürünü Değiller! Gerçek Hayvanlardan İlham Alınan 15 Pokemon Karakteri
Pokemon evreni, renkli, tuhaf ve harikulade yaratıklarla dolu büyülü bir alemi andırıyor. Ekranların sevilen karakterleri ile onlara ilham olan gerçek dünyanın vahşi yaşamındaki muhteşem canlılar arasındaki şaşırtıcı bağlara yakından bakalım.
Pokemon dünyası ilk bakışta tamamen hayal ürünü gibi görünse de bu renkli evrenin kökleri doğanın kendisine dayanıyor. 900’ü aşkın yaratığın bir araya geldiği bu fantastik dünyada, bitkilerden böceklere, derin okyanus canlılarından mitolojik figürlere kadar pek çok gerçek ilham kaynağının izleri bulunuyor. Pokemon’un yaratıcısı Satoshi Tajiri’nin çocukluk yıllarında tutkuyla böcek toplaması, evrenin koleksiyon mantığını şekillendirmiş ve doğa sevgisini oyuna bir tür ruh olarak işlemişti. Hatta oyunun hepsini yakalama fikri bile doğada tür keşfetmenin heyecanıyla örtüşüyor. İşte gerçek hayvanlardan ilham alınan Pokemon karakterleri…
1. Dragalge – Yapraklı deniz ejderi (Phycodurus eques)
Gerçek hayvanlardan ilham alınan Pokemon karakterleri listemize başlıyoruz. Okyanusların hayalet gibi süzülen sakinlerinden biri olan yapraklı deniz ejderi, Dragalge’nin adeta gerçek hayattaki izdüşümü sayılabilir. Avustralya kıyılarında yaşayan bu deniz canlısı, üzerini kaplayan yaprak benzeri çıkıntılar sayesinde yosunlar arasında görünmez bir hâle gelir. Dragalge denizlerde dolaşırken zehirli nefesiyle ürküten bir Pokemon olabilir; fakat onun gerçek esin kaynağı olan deniz ejderi tamamen zararsız ve incitmekten çok saklanmayı tercih eden bir türdür.
Savunmasını zehirle değil, olağanüstü kamuflajıyla sağlar. Bu türün en büyüleyici tarafı, sudaki bitki örtüsüne o kadar benziyor ki fark edilmeden yanında yüzmek bile mümkündür. Dragalge’nin vahşi ve tehditkar görünümünün aksine, yapraklı deniz ejderi son derece nazik bir doğaya sahiptir ve bu ikili arasındaki zıtlık, Pokemon tasarımlarının doğadan nasıl özgürce ilham aldığını gösterir.
2. Drowzee – Hint tapiri (Tapirus indicus)
Drowzee’nin yuvarlak gövdesi, kısa hortumu ve iki renkli vücudu, onu doğrudan Malaya tapiriyle ilişkilendirmeyi kolaylaştırır. Tapir ailesi farklı kıtalara yayılmış dört türden oluşur ve Malaya tapiri bu grubun en belirgin görünümlülerinden biridir. Drowzee’nin de benzer şekilde iki tonlu bir vücuda sahip olması, iki tür arasında görsel bir bağ oluşturur.
Tapirler yaklaşık bir metre yüksekliğe ulaşan iri otçullardır ve çevredeki yaprakları kavramak için minik, esnek hortumlarını kullanırlar. Drowzee’nin rüyalarla ilgisi olsa da, ilham aldığı canlı çok daha sakin bir yaşam sürer ve tropik ormanlarda sessizce yaşamını sürdürür. Gerçek tapirlerin sevimli, barışçıl doğası ile Drowzee’nin gizemli havası birleşince ortaya oldukça ilginç bir benzerlik tablosu çıkıyor.
Krookodile görünüşte klasik bir timsah türünü andırsa da, uzun ve incelerek uzayan burnu onu çok daha yakın kılar. Hindistan ve Nepal’in tatlı su nehirlerinde yaşayan gavyaller, balık avına son derece uyum sağlamış bir türdür. Burnunun dar yapısı, suyun içinde hızlı manevra yapmaya elverişlidir ve balıkları yakalamak için adeta bir anten gibi titreşimleri algılar.
Krookodile’ın saldırgan ve çetin mizacının aksine gavyaller, genellikle insanlar için tehlike oluşturmayan sakin yırtıcılardır. Yine de, uzun burun tasarımı iki tür arasında o kadar belirgin bir ortak noktadır ki, Krookodile’ın tasarımcılarının bu ilginç sürüngeni referans aldığı kolayca anlaşılır. Gavyaller nehirlerde zarifçe süzülürken, Pokemon versiyonu rakiplerine karşı gücünü göstermekten oldukça memnundur.
4. Dewgong – Dugong (Dugong dugon)
Dewgong’un adı bile dugong kelimesini çağrıştırırken, iki tür arasındaki ilişkiyi fark etmek zor olmaz. Dugonglar, sıcak sularda deniz otu yiyerek yaşayan iri ve uysal memelilerdir. Deniz inekleri olarak bilinseler de kara inekleriyle akrabalıkları yoktur ve onların en yakın akrabaları denizaygırlarıdır.
Dewgong ise oyunda buzlu sularda dolaşan soğuk iklimlere uyum sağlamış bir canavardır. Bu açıdan gerçek dugonglardan ayrılır, çünkü dugonglar tropik ve ılıman bölgelerde bulunur. Fakat yüz yapıları, yuvarlak hatları ve sevimli görünümleri arasında şaşırtıcı derecede net bir paralellik vardır. Dugongların günlerini su bitkileriyle beslenerek geçiren huzurlu yaşam tarzı, Dewgong’un sakin ama dayanıklı yapısıyla güzel bir uyum yakalar.
5. Mankey – Berberi makağı (Macaca sylvanus)
Mankey’in tuhaf biçimli gövdesi ve domuz burunlu yüzü onu doğrudan bir maymunla ilişkilendirmeyi zorlaştırsa da karakterin berberi makağı ile olan bağları oldukça güçlüdür. Özellikle davranışsal benzerlikler dikkat çekicidir çünkü Berberi makakları son derece sosyal, çevik ve hareketli canlılardır. Büyük koloniler halinde yaşar, ağaç tepelerinde hızlıca tırmanır ve grup içi iletişimleri oldukça karmaşıktır.
Ancak Mankey’in kuyruğunun yapısı aslında yeni dünya maymunlarını çağrıştırır; çünkü kavrayıcı kuyruk özelliği Afrika ve Asya maymunlarında görülmez. Yani Mankey, görünüş itibarıyla farklı primat türlerinden esinlenmiş bir karışım gibidir. Ayrıca ellerindeki üç parmak detayı da onu doğrudan benzetmeyi zorlaştırır. Bu yönüyle Mankey, doğadaki sınıflandırmanın ne kadar karmaşık olduğuna mizahi bir gönderme yapar.
Psyduck’ın esin kaynağını tahmin etmek bir bilmece sayılmaz. Ornitorenk, doğanın en tuhaf kombinasyonlarından biridir. Memeli olmasına rağmen yumurtlar, gagası bir kuşu andırır ve vücudu sık tüylüdür. Çiftleşme dönemlerinde erkekleri zehir üretir. Bu detay bile tek başına onu bilim insanlarını şaşırtacak kadar ilginç bir canlı hâline getirir. İlk incelendiğinde farklı hayvanların bir araya dikildiğine dair şüphe yaratmış olması da efsaneler arasındadır.
Psyduck’ın tatlı sularda dolaşması, şaşkın bakışları ve yüzme yeteneği, ornitorenklerin doğal davranışlarıyla örtüşür. Elbette Pokemon versiyonu psişik güçleriyle ortalığı karıştırırken, gerçek ornitorenk su altındaki avını elektromanyetik alanları hissederek bulur. İki farklı dünyanın bu iki şaşırtıcı üyesi, gariplikleriyle birbirine son derece yakındır.
7. Caterpie – Doğu kaplan kırlangıç kuyruklu tırtıl (Papilio glaucus)
Doğu kaplan kırlangıç kuyruğu tırtılı, doğanın mükemmel bir illüzyon ustasıdır. Caterpie’nin tasarımında bu tırtılın göz yanıltıcı savunma sistemi açıkça hissedilir. Tırtılın göğüs kısmında büyük birer göz izlenimi veren iki nokta vardır ve avcılar bu desenleri gördüğünde sanki bir yılanla karşılaşmış gibi irkilir.
Tehlike hissettiğinde ortaya çıkan osmeterium adı verilen organ da yılan dili görüntüsü verir. Caterpie’nin savunmacı ama zararsız hali, bu tırtılın taktikleriyle harika bir paralellik oluşturur. Gerçekte bu tırtıllar büyüleyici kelebeklere dönüşürken, Caterpie evrimleşerek Butterfree’ye dönüşerek doğadaki döngünün Pokemon evrenindeki yansımasını gösterir. Gizemli savunma yöntemleri ve dramatik görünümüyle bu tırtıl türü, Caterpie için mükemmel bir modeldir.
8. Poliwag – Yarı saydam kurbağa yavruları
Poliwag’in karın bölgesindeki spiral desen, birçok hayranın merak ettiği bir detaydır. Bu desen aslında gerçek hayattaki yarı saydam kurbağa yavrularının iç yapısını simgeler. Albino olan veya pigment eksikliği gösteren bu minik canlılar, ışığı geçirdiği için iç organları dışarıdan görülebilir. Yani o dönen spiral aslında kıvrılmış bağırsak yapısının temsili olarak tasarlanmıştır.
Yarı saydam kurbağa yavruları oldukça hassas canlılardır; şeffaf olmaları yırtıcılar tarafından fark edilmelerini kolaylaştırdığından doğada uzun süre hayatta kalmaları zordur. Poliwag’in sevimli ve saf görüntüsünün altında bu ilginç biyolojik gerçek yatar. Onun su yüzeyinde süzülen halini düşündüğünüzde, doğadaki bu kırılgan varlıklarla benzerliği daha da belirginleşir.
Wooper’ın geniş gülümsemesi ve yanlarındaki tüy benzeri solungaçları, aksolotlu neredeyse birebir hatırlatır. Aksolotl, dünyanın en sıra dışı amfibilerinden biridir; çünkü çoğu semender türünün aksine yaşamı boyunca larva özelliklerini korur. Yani tam anlamıyla bir metamorfoza girmez, solungaçlı haliyle yetişkinliğe ulaşır ve tüm yaşamını suda geçirir. Bilimsel anlamda bu duruma neoteni denir.
Wooper’ın suda dolaşan neşeli varlığı ve evrimleşene kadar basit bir yapı sergilemesi, aksolotlü model alındığını açıkça ortaya koyar. Ne yazık ki aksolotllar, yaşam alanı kaybı ve çevresel kirlilik nedeniyle nesli tehlike altındaki türler arasına girmiştir. Pokemon’un sevimli bir tahmin gücüyle oluşturduğu bu tür, doğadaki karşılığının aslında ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatır.
Gerçek hayvanlardan ilham alınan Pokemon karakterleri listemize devam ediyoruz. Shellos’un yumuşak hatlı, renkli gövdesi ve deniz canlısı görünümü, gerçek hayattaki bir nudibranch türü olan Loch’s chromodoris ile şaşırtıcı derecede benzerlik taşır. Nudibranchlar, okyanusların en göz alıcı canlıları arasında yer alır; canlı pembe, parlak turuncu ve siyah noktalı desenleriyle adeta su altı çiçekleri gibi görünürler. Loch’s chromodoris de Shellos’un tasarımını anımsatan zarif bir renk paletine sahiptir.
Deniz sümüklü böcekleri olarak bilinseler de görünüşleri oldukça estetik ve canlıdır. Bu türlerin bazıları o kadar parlaktır ki, tıpkı çizgi film karakterlerini andırabilirler. Hatta benzerliği nedeniyle bazı türler için Pikachu deniz sümüklüböceği yakıştırması bile yapılmıştır. Shellos’un tatlı ve masum görüntüsü, bu deniz canlılarının şaşırtıcı güzelliğini yansıtır.
Zigzagoon’un hareketli yapısı ve alacalı kürkü onu doğal olarak rakun köpeğini çağrıştırır. Japonya’ya özgü olan bu memeliler tanuki adıyla da bilinir ve rakunlarla akraba oldukları düşünülse de aslında köpekgillere daha yakındırlar. Tanukiler Japon mitolojisinde şekil değiştirme yetenekleri ve muzurluklarıyla ünlüdür.
Hikayelerde kimi zaman insan kılığına girer, kimi zaman şarkı söyler ve ortalığı karıştırırlar. Zigzagoon’un enerjik doğası ve kıvrak hareketleri, tanukilerin bu folklorik mirasıyla oldukça uyumludur. Kürk desenleri ve yüzlerindeki maskeyi andıran renkler, iki tür arasındaki görsel bağı kuvvetlendirir. Zigzagoon’un sürekli sağa sola koşturan, meraklı yapısı, tanukilerin doğal davranışlarını eğlenceli bir şekilde yansıtıyor.
12. Gorebyss – Uzun burunlu kimera (Rhinochimaerida ailesi)
Gorebyss’e ilk baktığınızda, “Bu tatlı pembe yaratık ne kadar zararsız!” diye düşünürsünüz, ta ki gerçek hayvan ilhamına, yani Uzun Burunlu Kimeraya göz atana kadar. Rhinochimaerida ailesine ait bu sıra dışı balıklar, okyanusun derinliklerinde yaşar ve görünüşleri “Evrim bazen canı sıkılmış gibi çizim yapmış” dedirtecek kadar tuhaf bir güzelliğe sahiptir.
İnce uzun burunları, hayaletimsi yüzleri ve neredeyse başka bir boyuttan fırlamış gibi duran yüzgeçleriyle büyüleyici ve ürperticidirler. Eğer sevimli görünen ama özünde karanlık bir tarafı olan Pokemon diye bir kategori açılsa, Gorebyss kesinlikle ilk üçte olurdu.
13. Stunfisk – Uranoskopidae
Stunfisk’in yüz ifadeleri hep biraz boş ve biraz da şaşkın gibi değil mi? İşte tam da bu yüzden Uranoskopidae ailesine mensup gerçek ilhamı olan hayalperest görünümlü yassı balıklarla mükemmel bir eşleşme sergiliyor. Bu balıklar kumun içine gömülüp sadece gözlerini dışarıda bırakır, ardından da elektrik verirler. Evet, gerçekten. Sakin sakin takılıp bir anda şok veren bir canlı düşünün: Tam bir Stunfisk davranışı.
Stunfisk’in dümdüz vücudu, eğlenceli ama hafifcik tuhaf yüzü ve beklenmedik saldırı tarzıyla birebir uyumludur. Gerçek türler gibi sakince bekler ama zamanı geldiğinde rakiplerine beklenmedik bir enerji gönderir. Stunfisk’in neden böyle sıra dışı bir tasarıma sahip olduğunu anlamak isteyenlere cevap basit: Doğa bazen düz bir balık çizer, sonra da ona özel güçler verir.
Rhydon’a baktığınızda aklınıza ilk gelen şey muhtemelen tank gibi olduğudur. Gerçek dünyadaki ilhamı olan Cava gergedanı (Rhinoceros sondaicus) da tam olarak bu tanımı karşılar. Dünyadaki en nadir gergedan türlerinden biri olan Javan gergedanı, kalın deri plakalarıyla adeta doğal bir zırh giymiş gibidir. Rhydon’un o keskin boynuzu ve devasa gövdesi de aynı bu soyu tükenme eşiğindeki türü andırır.
Ancak Cava gergedanı düşündüğünüz kadar vahşi değildir. Aslında oldukça sessiz, sakin ve insanlardan uzak durmayı tercih eden bir yapıya sahiptir. Rhydon’un ise güçlü görüntüsünün altında biraz sakar, biraz da iyi niyetli bir ruh yatar. İkisinin ortak noktası? Boyutlarından beklenmeyecek kadar yumuşak bir karakter ve dayanıklılık konusunda olimpiyatlık bir performans.
Gerçek hayvanlardan ilham alınan Pokemon karakterleri listemizin sonuna geldik. Sandshrew’un top gibi kıvrılıp kendini koruması, gerçek hayvan ilhamı olan Sunda pangolininden (Manis javanica) birebir alınmış gibidir. Bu sevimli ve utangaç canlılar, dünyanın en ilginç savunma mekanizmalarından birine sahiptir: Tehlike anında kendilerini sıkıca kıvırıp zırh gibi pullarıyla korurlar. Sandshrew’un da aynı davranışı sergilemesi, tasarımcıların ilhamı hiç gizlemediğini gösterir.
Sunda pangolinleri böceklerle beslenir, genelde yalnız yaşar ve oldukça hassas bir yapıya sahiptir. Sandshrew da böcek tipi Pokemonlarla gayet iyi anlaşır, kendi halinde bir yaşam sürer ve narin görüntüsünün arkasında çelik gibi bir dayanıklılığa sahiptir. Aynı zamanda iki türün de kendine sarılıp güvenli moda geçmesi neredeyse aynıdır.