Konu aşk olduğunda aslında hepimizin hikayesi hemen hemen aynı. Aşık olduğumuzu düşünür, derin hisler besler, hayaller kurarız. Ancak işler her zaman planladığımız gibi gitmez. Bu durumda ise hayal kırıklığı kaçınılmaz olur. İşte böyle zamanlarda bir daha aşık olmamaya yemin edip, ömür boyu yalnız kalacağımızı iddia ederiz. Tabii ki böyle olmaz. Dünyanın en doğal ve güçlü duygusunu, aşkı yeniden hissediveririz. Ancak bu kez hikayenin mutlu sonla bitebileceğini kim bilebilir ki? Karşınızdaki kişi gerçek aşkınız mı, yoksa yalnızca bir anı olarak geçmişinizde mi kalacak? Bunu bilmek istiyorsanız yazımızı okumaya devam edin! Bilim gerçek aşkımızla hangi yaşlar arasında tanıştığımızı açıkladı! Keyifli okumalar…
Gerçek aşkı bulma yaşımızı ortaya koyan bir araştırma yapıldı
Matematikçi Dr. Hannah Fr , insanların gerçek aşkı bulma olasılığının en yüksek olduğu yaşları ortaya çıkaran bir araştırma yaptı. Araştırmasında, “optimal durdurma teorisi” olarak adlandırdığı teoriyi kullanarak istatistiklere ve algoritmalara bağlı kaldı.
Kısacası, hayatımız boyunca potansiyel olarak çıkabileceğimiz birkaç insan var ve bu ilişkilerin kalitesi değişiklik gösteriyor. Bu teoriye göre, “birini” bulmadan önce kaç tane varsayımsal partnerimiz olacağını tahmin edebiliriz. Bu da bize ne zaman aramayı bırakıp en iyi adayı seçmemiz gerektiğini gösterir.
27 yaşından sonra mükemmel partneri bulma şansımızı en üst düzeye çıkarıyoruz
Matematik, romantik yaşantımızın ilk yüzde 37’sinde tanıdığımız insanlarla gerçek aşkı bulma şansınızın çok düşük olduğunu söylüyor. Diyelim ki 40 yaşından önce evlenmek istiyorsunuz ve ilk olarak 15 yaşında randevulaşmaya başladınız. Bu, 15-27 yaşları arasında çıktığınız insanlarla mutlu sona ulaşma olasılığınızın düşük olduğu anlamına geliyor.
27 ile 35 arasında ise sizin için daha önce çıktığınız herkesten daha iyi olan birini bulmanıza yardımcı olacak bir aralık var. Bunun nedeni ise deneyimleriniz. i
Başarısız olan ilişkilere ihtiyacımız var
27 yaşına gelmeden önce çıktığınız herkes, sizi gerçek aşkınızı bulmaya götürecek sürecin bir parçası. Romantik deneyiminiz ve geçmiş ilişkileriniz, onlardan bir şeyler öğrenmenize ve romantik bir partnerden ne beklediğinizi anlamanıza olanak tanır.
Bu ilk aşklar, size en uygun kişiyi tanımanıza yardımcı olarak, gözlemleme yeteneğinizi geliştirir. Yirmili yaşlarınızın sonunda ve otuzlu yaşlarınıza girerken, yeterince olgun ve deneyimli olacak ve ilişkilerde aradığınız şey hakkında daha gerçekçi bir beklentiye sahip olacaksınız.
Aslında bu süreci farkında olmadan bilinçaltında yönetiyoruz
Fark etmişsinizdir ki , tüm o matematik işlerini bilmeden bile, bunu bir şekilde yapıyoruz. Gençken farklı kişiler tanıyıp, ilişkilerden beklentilerimizi sorguluyoruz. Bunun için kendimize biraz süre tanıyoruz. Ardından potansiyel olarak “evleneceğimiz kişi” hakkında düşünmeye başlıyor ve isteklerimizi belirliyoruz. Flört seçimlerimizi ise buna göre yapıyoruz.
Dr. Fry’ın teorisi, insan davranışını matematikle çarpıştırıyor ancak aşk her zaman sayıların ötesine geçer. Matematik yalan söylemez ama kalp de yalan söylemez. Öyleyse 27 yaşından önce hayatınızın geri kalanını geçireceğinizi düşündüğünüz birini bulduysanız, bu onların gerçek aşkınız olmadığı anlamına gelmez. Sizin için en iyi olduğunu düşündüğünüz şeyin peşinden gidin!
Bu kadar aşktan bahsetmişken, aşkın fiziksel etkilerinden de söz etmesek olmaz. Aşık olduğunuzda vücudunuza ne olur? Merak ediyorsanız sizi buraya alalım!
Kaynak: 1