İnce bel ve geniş kalçalar Türk kadının en belirgin fiziksel özelliklerinden biri. Türk kadınları bedenlerinin bu halinden çoğu zaman rahatsız olsa da değiştirmek konusunda pek hırslı değildir. Elbette aşırısı zararlıdır fakat yapılan araştırmalar Türk kadınının bel ve kalça oranlarının Avrupalı kadınlardan daha sağlıklı olduğunu gösterdi. Ayrıntılar için aşağıdaki listeye göz atabilirsiniz.
1. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, bel-kalça oranı kadında 0.85, erkekte 0.9’un altında olmalı
Bu oran 1’i geçtiğinde tehlikeli olmaya başlıyor. VM Medical Park Kocaeli Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Lütfiye Derya İnal, “Haliyle ince belli, geniş kalçalı‘armut’ tipi Türk kadınları, göbekli ‘elma’ tipi Avrupalı kadınlara göre çok daha şanslı. Daha sağlıklı, daha doğurgan” açıklamasını yaptı.
2. Bir dönem moda olan ve birçok kadını sağlığından eden ‘0 beden’ takıntısı, yerini büyük kalçalara bıraktı
Dünya starları bu akımı başlattıktan sonra kadınlar rahat bir nefes almıştı. Aslında ince bel ve geniş kalçalar 1800’lü yıllarda zarafetin ve güzelliğin göstergesiydi. Kadınlardaki bu tutku öyle bir noktaya geldi ki, 1874’te sadece korse kullanımına bağlı 97 hastalık tanımlandı.
3. Uzmanlar ince bel ve geniş kalçalı olmanın daha sağlıklı ve doğurgan olmayı beraberinde getirdiğini söylüyor
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Lütfiye Derya İnal, “Armut tipi vücut olarak da nitelendirilen ince bel ve geniş kalça her dönem ‘çekici’ bir görünümün ve doğurganlığın simgesi oldu. Üst bedenin kalçadan daha geniş olduğu ‘elma tipi vücut’a üstünlüğü ise artık bilimsel olarak da kabul görüyor” dedi.
4. Kalçası büyük olan kadınların daha zeki olduğu kanısına varıldı
Büyük bir kalçaya sahip olmak, beyin gelişimini katalize ettiği kanıtlanmış Omega 3 yağlarının fazlasını gerektiriyor.
5. Kalçadaki yağ dokusu zararlı yağ parçacıklarını yakalar ve kardiyovasküler hastalıkları önler
Yeni çalışmalar, büyük izmaritleri olan kadınların diyabet veya kalp problemlerine daha az sahip olduklarını gösteriyor.
6. Büyük kalçalarlı kadınların kronik hastalıklara karşı daha dirençli olduğunu keşfedildi
Araştırmalara göre büyük kalçalara sahip kadınların daha düşük kolesterol seviyelerine sahip olduklarını ve şekeri metabolize etmek için hormon üretme olasılıklarının daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
7. Bel bölgesindeki yağlanma kanser nedeni olabilir
Bazı ölçümler yaparak vücut tipimizi belirleyebiliriz. Bel çevresi, bel-kalça oranı ve beden kitle indeksi, vücuttaki yağ içeriğini en iyi yansıtan antropometrik (insan vücudunun boyutlarıyla ilgilenen bilim dalı) ölçümlerdir. Bel-kalça oranı belin en ince olduğu yerin, kalçanın en geniş olduğu yere oranıdır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bel çevresi kadında 88 cm, erkekte 102 cm’nin altında olmalı. Bel-kalça oranı ise kadında 0.85, erkekte 0.9’un altında olmalı.
8. Tüm bu ölçümler ve oranlar bel bölgesindeki karın içi yağlanmanın göstergesidir
Bel-kalça oranı 1’i geçtiğinde tehlike çanları çalmaya başlar. Basen bölgesinde yağlanma fazla olanlara göre, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, kolesterol yüksekliği, başta yumurtalık ve meme olmak üzere çeşitli kanserler, adet düzensizlikleri ve kısırlık daha fazla görülür.
9. Kalçalarınızın güzel görünmesini istiyorsanız kızartma yemekten vazgeçin
Türk kadınları Avrupalı kadınlara göre çok daha şanslı, daha sağlıklı, daha doğurgan dedik ancak hemen havaya girmemeliyiz. Beden kitle endeksimizi hesaplayıp boyumuza göre uygun kiloyu korumamız gerekir. İdeal beden kitle indeksi 18,5-25 arasındadır. Basen ve kalça bölgesindeki yağlanma, bel bölgesindeki yağlanmaya göre daha kabul edilebilir olsa da, azı karar çoğu zarardır.
10. Kalça ve basendeki yağlanma artışı, estetik olarak birçok kadının korkulu rüyası
Bunun için öncelikle diyetimize dikkat etmeliyiz. Porsiyonlarımızı azaltmalıyız. Yağlı besinlerden, kızartmalardan mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Makarna, pilav, patates, ekmek, hamur işi gibi karbonhidrat yükü fazla olan besinleri fazla tüketmemeye özen göstermeli, özellikle şerbetli tatlılardan ve şekerli içeceklerden uzak durmalıyız.
11. Basenleriniz acı biber yiyerek eritin
Öğünlerimizdeki sebze ve meyve oranını artırmalıyız. Haftanın en az 3 günü ve en az 40 dakika tempolu egzersiz yapmalıyız. Bunun yanında yağlanmanın fazla olduğu bölgelere yönelik egzersizler ve pilates de oldukça faydalıdır. Su ise olmazsa olmazımız. Günde en az 2 litre kadar su içmeliyiz. Günde 3 fincanı geçmemek kaydıyla yeşil çay ve beyaz çay gibi yağ yakımına yardımcı olan çaylar içilebilir. Tarçın, zencefil, zerdeçal, badem, kinoa, acı biber gibi yağ yakımını hızlandıran besinlere de diyetimizde yer vermeliyiz.