Her yazar, bir şeyler karalamaya başladığı ilk yıllarda okuduğu, bildiği yazarların etkisine kapılır. Daha sonra geçen zamanla beraber kendine özgü çekirdeğe kavuşur. Biz bu çekirdek sayesinde, okuduğumuz bazı roman, öyküleri kimin yazdığını bilmesek dahi tahmin edebiliyoruz. Çünkü üslubunu kazanan yazarı artık sözlerinden tanırız.
1. Elmore Leonard (1925 – 2013)
Amerikalı yazar Elmore Leonard’ın tavsiyeleri genellikle sıkıcılığı önlemek üzerine yapılmış tavsiyeler. Yazar adaylarına, kitabın giriş kısmını kısa tutmalarını aksi halde çok bunaltıcı olabileceklerini söylüyor. Eh, uzun giriş kısımları olan bir kitap okuduysanız bilirsiniz ki insan bir an önce maceranın olduğu sayfalara geçmek ister.
2. Umberto Eco (1932 – 2016)
Yakın zamanda kaybettiğimiz, en çok Gülün Adı ve Foucault Sarkacı adlı eserleriyle bildiğimiz bilim adamı, yazar ve düşünür Umberto Eco’nun öğrencilerine yönelik tavsiyeleri altın değerinde. Onun önerileri daha çok gerçekçi olmak ve büyük yazarlarla boy ölçüşmeye gerek olmadığı üzerine. Eco’ya göre hemen Nobel Ödülü alma hayali kurmamalı, uzun cümleler kurmamalı ve yalnız yaşayan dâhiyi oynamamalı. Eh, ondan da böylesine sert ve gerçekçi öneriler beklenirdi!
3. John Steinbeck (1902 – 1968)
Gazap Üzümleri’nin yazarı John Steinbeck’in önerileri “Sevgili yazar” diye başladığı bir açık mektupla karşımıza çıkıyor. Kendi yazarlık tecrübelerinden, ilk girişimlerinden bahsettiği giriş kısmından sonra kendi formüllerinden birini veriyor: Yazar hikâyesini yeri geldi mi tek cümleyle özetlemeli, yeri geldi mi onu binlerce kelimeye kadar genişletebilmeli.
4. Paulo Coelho (1947)
Simyacı, Veronika Ölmek İstiyor, Elif gibi kitapların yazarı Coelho, yazı yazmaya niyetlenip başladığınızda ilk cümleden sonrasının adeta çorap söküğü gibi geleceğini ifade ediyor. Önemli olanın yazmak istediğinizde belirleyeceğiniz ilk cümle olduğunu vurguluyor. Ayrıca detaylı araştırmalarla doldurulan bir kitabın çok sıkıcı olacağını da ekliyor.
5. Ernest Hemingway (1899 – 1961)
İki dünya savaşına da tanıklık etmiş, 20. yüzyılın en büyük yazarları arasında kabul edilen Hemingway’e göre yazmanın belirli kuralları yoktur. Ayrıca onun en önem verdiği husus, roman ve öykülerde yaratılan karakterlerin adeta aramızda yaşamaları gerektiğidir. “Öyle bir karakter yaratın ki,” der yazar, “aramızda dolaşsın.”
6. Gabriel García Márquez (1927 – 2014)
Kırmızı Pazartesi romanı ile Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan, Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera Günlerinde Aşk’ın da yazarı Márquez kısa ve net öneriler sunuyor. Yazım aşamasında yazarının sıkıldığı bir kitaptan mutlaka okurun da sıkılacağını söylüyor. Anlaşılır bir dil kullanmak ve gereksiz uzatmalardan kaçınmak gerektiğini de ekliyor.
7. Chuck Palahniuk (1962)
Dövüş Kulübü ile hepimizi sarsan, Tıkanma, Gösteri Peygamberi gibi eserleriyle sistem eleştirilerine sarsıcı şekilde devam eden Chuck Palahniuk, baştan sona tüm sahneleri bilmenin gerekli olmadığını söylüyor. Okur gibi sizin de yazarken şaşacağınız bölümlerin olması gerektiğini söylüyor. Kurguya başlamadan önce hikâyenin sizin için ne anlama geldiğini de bilmeniz gerektiğini vurguluyor.
8. Stephen King (1947)
Gerilim ve korku edebiyatının en bilinen isimlerinden Stephen King, önce her şeyin kendimiz için olduğunu söylüyor. Yazma sürecinde televizyondan ve sizi oyalayacak şeylerden uzaklaşmanız gerektiğine, bol bol okumaya ihtiyacınızın olduğuna önem veriyor. Ağdalı, mükemmel bir dil kullanmaya yönelik takıntılardan da arınmanız gerektiğini ekliyor.
9. Lev Tolstoy (1828 – 1910)
Savaş ve Barış, Anna Karenina, İtiraflarım gibi eserleriyle hem yaşadığı zaman hem de öldükten sonra büyük ilgi ve saygı gören dev Rus yazar, kendine belirli yaşam kuralları oluşturmuştu. Not defterine yazdığı bu listede yazarlıkla ilgili düşünceleri de var: Kendi eserinize dönük eleştiri yaparken en vasat okurmuş gibi davranmanız gerektiğini söylüyor. Ayrıca öykünüzde kendi görüşünüzü saklar gibi yapıp onu alttan alta belirtirseniz oldukça ilginç olabileceğinizi de ekliyor.
10. George Orwell (1903 – 1950)
1984, Hayvan Çiftliği gibi distopya edebiyatının en önemli eserlerini veren George Orwell da şu konuda tüm yazarlarla aynı görüşte: Kısa yazılabilecek bir cümleyi boşuna uzatmayın. Hatta bir kelimeyi metinden çıkarmak mümkünse onu mutlaka çıkarmanız gerektiğini söylüyor.