Komşunun çöp poşeti, kumarbaz amcanın poker fişleri, geçen yılın tatilinden kalan sönmüş deniz topları, belediyenin biçtiği çim… Bu bir ihtiyaç listesi değil. Bu, multi-disipliner bir sanatçı olan Robin Slonina’nın tasarladığı garip elbiseler için kullandığı materyaller.
Geri dönüşüm sanatı neymiş hepimize bir güzel öğreten sanatçının üretimleri, evdeki ıvırı zıvırı atmayıp kuzenin düğününe giymek için sağlam birer sebep oluşturuyor.
Robin Slonina, elbiselerini her zaman soyut formlardan çıkaran bir sanatçı
Elbiselerini çoğunlukla Amerika’daki mağazalarda 1 dolara satılan malzemelerle yapıyor
Sanatçının en zor işi ise 8 metrelik, çam ağacı iğnelerinden oluşan elbise
Sadece iğneleri temizlemesinin 6 haftasını aldığını söyleyen Slonina’nın, azimli biri olduğu kesin
Soyut formdaki elbiselerinin günümüz kadınını yansıttığını iddia eden Slonina, en özel çalışmasının mısır koçanlarından yaptığı bu elbise olduğunu söylüyor
Bunun sebebi ise tarlayı ve koçanları ona bağışlayan çiftçinin çalışma tamamlanamadan ölmüş olması
Poker çipinden elbise.
Sanatçı genellikle olumlu tepki almasına rağmen, çöp torbasından yaptığı elbiseyle bir eleştiri aldığını ifade ediyor
Sanatını toplu bir icra olarak gören Slonina, neredeyse tüm çalışmalarını ona malzemeyi sağlayan gönüllülerle gerçekleştiriyor
Giyilebilir olsun olmasın, biz Slonina’yı çok beğendik, mümkünse ülkemize gelip bir de baklava elbise yapmasını istiyoruz. Yerse.
Bülent Ersoy’dan savımızı destekler nitelikte “Ay ben ne giymişim yine?” isimli çalışma
Tahmin ediyoruz ki evlenmeyi iyice takıntı haline getiren Bülent Hanım, Şişli Evlendirme Dairesi’ne gidip herhangi bir düğünden gelinin çiçeğini çalarak, tepesine oturttu.