İnsanların maddi durumlarının, arabalarının, evlerinin, telefonlarının ve hatta bıyıklarının ön planda olduğu, kimin kim olduğunun umursanmadığı bu yıllarda hepsinden daha kötü bir şey daha var.
Tuttuğu takımla kendi erilliğini yaşatan bu coşkulu adamlar. Sevmiyorum dersiniz, anlamıyorum dersiniz, anlatamazsınız. Merdümgiriz olma hakkınızı saklı tutamazsınız.
Onun yerine de şu diyaloglara maruz kalırsınız işte. Buyursunlar.
”9 aylık oynayalım mı lan Anıl hamile kalsın keh keh keh”
Bazen, futbol sevmeme baskısı çocukluktan başlar.
”Anıl sen sıkılırsın şimdi gelme.”
Çünkü ya maç izleyecekler, ya da yoğun futbol muhabbeti dönecek. Dışlanma da başladı
”Ya biz halı saha yapacaktık haftasonu. Ondan haber vermedik sana be Anıl”
”Lan oğlum neredesiniz?” Diye ararsınız arkadaşlarınızı. Meşru sosyallik bir ihtiyaçtır ya, ondan. Üzücü haber gelir. Ne var lan, ben de vurarım ki topa diye düşünmeyin. Olmuyor.
”Ne oldu lan sıkıldın mı futbol konuşuyoruz diye?”
Aslında kendisi sıkılmış olan bu arkadaş, masada hiç konuşmayanı zarflamak ister. Pezemenk.
”Alo, lan Anıl adam bulamadık, sen de gel kaleye geçersin bari”
Bu da lütfeden bir başka gavat. İstemiyorum dersiniz, anlamazlar. Hayatımda hiç oynamadım dersiniz, duymazdan gelirler. Sonunda gidip hakikaten elek gibi beş dakikada sekiz gol yiyince de dalga malzemesi olursunuz.
”Yer değiştirelim mi sen nasılsa ekrana bakmıyorsun, ben maçı izliyorum”
Gittiğiniz her yerde bu artistten 3-5 tane mevcuttur. Asla laftan anlamaz.
”Olm ne demek lan sesi kısın. Lan Anıl, maç izliyoruz burada. ”
Salonda 3 tane insan suretinde varolamamış camış bağıra bağıra maç izlemekte. Uyuyamıyorsunuz, bir şey okuyamıyorsunuz ve en kötüsü düşünemiyorsunuz. Gidip uyarmak hatadır. Yapmayın.
”Anıl, kanka sana ofsaytı anlatiim mi? Keh keh keh”
Bak bak, tıynetsize bak. Eşşoleşşek.
Bonus: Bir de bu adamların batak hali vardır.
”Hadi beyler, bato’ya gidelim ama Anıl gelmesin keherek keherten keherzo!”