1999’da vizyona girmesinden bu yana gençleri okulu asmak, dövüş kurslarına kaydolmak gibi pek çok isyankar davranışa sevk eden, bir sürü insanın hafızasına kazınan bir filmden bahsedeceğiz. Sanırım, mesaj yerine ulaştı. Evet, konumuz Fight Club, yani Dövüş Kulübü. David Fincher’ın yönettiği bu efsane film, şu sıra 20. yıl dönümüne özel tekrar gösterime girmesiyle biz sinemaseverlerin gündemine oturdu. Peki, hazır gündemdeyken soralım; Fight Club’ı neden ve nasıl bu kadar sevdik? Buyurun cevapları…
1. Kapitalizmi hala iliklerimize kadar yaşıyoruz
Hepimizin bildiği üzere Fight Club filmi, bir kavga-dövüş filminden ziyade kapitalizmin birey ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini, tüketim çılgınlığını eleştiriyor. Hala kapitalizm dünyaya egemen olan bir sistem ve sistem devam ettikçe yaşadığımız sorunlar da değişmiyor. Dolayısıyla hala aynı sorunları yaşıyor olmamız filmin günümüzde de insanları etkilemeyi başarmasında bir etmen olabilir.
2. Türk milleti olarak dövüş sahnelerini izlemeye bayılıyoruz
Sinema hayatımıza girdiğinden beri Türk milleti olarak vurdulu kırdılı içerikler izlemeye bayılıyoruz. Öyle ki, ülkemizde hala “Sen Anlat Karadeniz” gibi şiddetin tavan yaptığı diziler, televizyon dizilerine olan ilginin azaldığı bir dönemde bile popüler olabildi. Fight Club, her ne kadar bir dövüş filmi olmasa da o etkileyici kavga sahnelerini çoğumuz yine coşkuyla izlemişti. Hatta filmin etkisi o kadar büyüdü ki, bazı gençler boks kurslarına yazılmaya bile başladı.
3. O kadim soruyu hepimiz hala soruyoruz: Kimsin sen?
Fight Club, insanlığın yüzyıllardır varoluşundan bu yana sorduğu bir soruyu soruyor: Ben kimim? Ne için yaşıyorum? Öyle ki, ilk çağlarda tapınaklara bile yazılmış bir ifadedir bu. Mesela Delphi Tapınağı’nda “Kendini bil” yazar. İşte bu soru şüphesiz ki, kapitalizmin yükselişiyle postmodern insanın günlük yaşamına daha da sirayet etti. Fight Club gibi kült filmlerin de odağına bu kadim soruyu alması günümüze kadar ulaşabilmesini sağlamış olabilir.
4. Fight Club, seyircisine ayna tutuyor
Fight Club aslında bize bir ayna tutarak iç hesaplaşmaya itiyor. Filmde anlatılan dünya, hepimizin yaşadığı dünyayla birebir örtüşüyor. Çünkü filmdeki karakterler de kapitalist dünyada yaşayıp ızdırap çekiyor bizler de…
5. Soruyu sormakla kalmıyoruz
Fight Club bize kim olduğumuzu, yaşam gayemizi sorgulatmakla kalmayıp (dövüş sahneleriyle sembolleştirdiği üzere) bizleri konfor alanımızdan çıkarmaya da davet ediyor. Yaşadığı dünyayı biraz olsun gözlemleyen her insanın yaptığı sorgulama sonrasında içinde açılan o derin boşluğu Fight Club ve benzerleriyle doldurabiliyoruz.
6. Belki hepimizin içinde bir Tyler Durden vardır, ne dersiniz?
Tyler Durden aslında olmamız gereken kimliği değil de kendimizi, ben’imizi temsil ediyor. Ve Fight Club, Durden üzerinden bizleri az önce dediğimiz konfor alanı mevzusuyla yüzleştiriyor. Aslında hepimizin bir konfor alanı yani Tyler Durden’ı var ama önemli olan onu dürtmek, harekete geçirmek. İşte, Dövüş Kulübü bizleri hepimizin içinde bulunan bu yön ile karşılaştırmaya çalışarak yine tüm insanlığın ortak noktasına parmak basıyor.
7. Zincirleri kırdırmaya açık davet
Fight Club, içimizdeki mahkumu özgürleşmesi için teşvik ediyor. Ona “kır zincirlerini” diyor. Bu aslında, yaşadığımız sorunları topluma yüklediğimiz her an, alabileceğimiz en zamansız cevap. Bu cevabı her çağda, her dönemde de verebiliriz çünkü bugüne kadar insanın savaşı hep kendisiyle oldu. İşte, verilen bu mesaj da Fight Club’ı ölümsüzleştiriyor.
8. Fight Club, adeta bir hayat okulu!
Fight Club, bize hayat dersi veriyor. Film, bu yönüyle sanki bir kitap işlevi görüyor hayatımızda. Anarşist yazar Chuck Palahniuk’un kitabından esinlenerek sinemaya uyarlanan filmin sahip olduğu bu didaktik işlev, 2019’da bile unutulmamasını sağlıyor.
9. Öyle ki, akademisyenler bile Fight Club’çı oldu!
Fight Club, bu kadar ses getirince akademisyenler de filmle ilgili yazıp çizmeye başladılar. Özellikle sosyal bilimciler film üzerine pek çok araştırma yapıp yayınladı.
10. Abilerin abisi Baba Killa Hakan‘a bile ilham oldu
Film, şarkıları bile etkiledi. Hepimizin bildiği üzere, ünlü Türk kökenli Alman rapçi Killa Hakan bu yıl Ceza, Ezhel ve Ben Fero ile “Fight Kulüp” adlı bir şarkı çıkardı. Killa Hakan, şarkıda kendi yaşantısında ne kadar mücadeleci olduğunu anlatırken bu filmden esinlenmiş.
11. Her seferinde keşfetmenin tadını zirvede yaşıyoruz
Filmi her izleyişimizde kendimizle ilgili, içine doğduğumuz sistemle ilgili yeni şeyler keşfedebiliyoruz. Belki Dövüş Kulübü’nü zamansızlaştıran, kültleştiren etmenlerden biri de budur.
Nesilleri etkisi altına alan bu efsane filmin 20. yılını can-ı gönülden kutluyoruz!
Nice 20 yıllara 🙂