Başlık parası, görücü usulü evlenme, asker uğurlama konvoyları, sünnet düğünü gibi gerek yöresel gerek ulusal geleneklerimizin gözünüze battığı oldu mu hiç? Bizi biz yapan bu geleneklere saygımız sonsuz ancak dışarıdan bakan bir göz için garip durduklarını da göz ardı edemeyiz.
Eğer bu duruma hiç dışarıdan bakmadıysanız, şimdi dışarıdan bakanları anlamanız için güzel bir fırsat tanıyoruz sizlere. Dünya üzerindeki farklı toplumların en ilginç, en aykırı görünen geleneklerini ve inançlarını sizler için bu listemizde derledik. Bayanlar ve baylar… Gülmek serbest. Ama empati de lazım.
Kuleden bebek fırlatmak – Hindistan
Bu gelenek yaklaşık 500 yaşında. Bu gelenek genel olarak batı Hindistan’da gerçekleştiriliyor. 15 metre yükseklikte kuleye çıkarılan bebekler, bir din adamı tarafından dualar eşliğinde aşağıda tutulmakta olan yatak örtüsünün üzerine atılıyor. Bu geleneğin çocuklarına şans ve sağlık getirdiğine inanan halk büyük gruplar halinde toplanıp seremoniyi izliyor. 15 metreden bir çarşafın üzerine düştüğünde hayatta kaldıysa o çocuk için şanslı denebilir; pek yanlış bir düşünce değil aslında.
Vanuatu atlayışı – Pentacost Adaları
http://www.youtube.com/watch?v=jwtzCp5rPJs
Vanuatu kabilesi Pentacost Adaları’nın güney kısmında yaşayan biraz kızgın olarak değerlendirebileceğimiz bir kabile. Vanuatu atlayışı için 20-30 metrelik tahta parçalarından derme çatma bir kule inşa ediyorlar ve ayaklarına asmalar bağlayarak kuleden atlıyorlar. Bunjee jumping’e benzeyen bu rituelin amacı biraz garip. Yıllar önce kocasıyla yaşadığı cinsel hayattan memnun olmayan Tamalie isimli bir kadın, kocasından kaçmaya başlar. Kocası onu ormana kadar kovaladıktan sonra Tamalie bir ağaca tırmanır ve kocası onu takip eder. Tamalie ayağına bir asma bağlayarak ağaçtan atlar ve kocası da onun arkasından atlar fakat kocası ayağına asma bağlamamıştır. Tamalie kurtulur ve kocası ölür. Yıllar sonra kabile erkekleri kadınlar tarafından tekrar kandırılmamak için bu atlayışı sürdürürler. “Kuyruk acısı” kalıbını bundan güzel yerde kullanamayız sanırsam.
Gurn (çirkin surat yapma) yarışması – İngiltere
Temeli 1267 yılına kadar dayandığı iddia edilmektedir. Bu geleneksel yarışmanın amacı “gurn” adı verilen çirkin surat ifadesini en iyi şekilde yapmak. En çirkin suratın birinci seçildiği bu yarışma Dünya üzerindeki güzellik yarışmalarına bir tepki olarak doğmuş olabilir.
Peynir yuvarlama festivali – İngiltere
http://www.youtube.com/watch?v=KOyQBSMeIhM
Tepeden aşağı 4 kiloluk bir yuvarlak peynirin bırakılmasıyla başlayan bu gelenek onu arkasında kovalayan yarışmacılarla peynir aşkının doruklarına ulaşıyor. Yaklaşık 110 km/h hıza ulaşan bu peynirin peşinden koşan yarışmacılardan bitiş çizgisine ilk ulaşan peyniri kazanıyor. 110 km/h hızla giden 4 kiloluk bir peynirin sebep olduğu yaralanmalar nedeniyle 2013 yılında yarışmada güvenlik amacıyla sahte bir peynir kullanılmış.
Günlük sınır kapatma seremonisi – Hindistan ve Pakistan
1959’dan bu yana yapılıyormuş. Neden? Gerçekten… Neden?
Mermi karıncası eldivenleri – Brezilya Amazonları
Afrika kabilelerinin o ilginç erişkinliğe geçiş seremonilerinden biri daha. Karıncalar önce özel bir sıvı karışımın içinde bayıltılıyor. Bayılan karıncalar, kafaları bir eldivenin içine bakacak şekilde sıkıştırılıyorlar ve uyanmaları bekleniyor. Uyanan karıncalar sıkıştıkları için panik yapıp sinirleniyorlar ve erişkin olmak isteyen kabile üyeleri bu karıncalarla dolu eldivenleri 10 dakikadan uzun süre takmak zorunda kalıyor. Her bir karıncanın ısırığı bir arı sokmasından 30 kat daha fazla acıtıyor. Erişkin olduktan sonra o eller bir daha iş görür mü, o tam bir muamma.
Hamile kalan eşi kızgın kömürler üzerinde sırtta taşımak – Çin
Çinli baba adayları eşlerini hamilelik dönemleri içerisinde sırtlayarak yanmakta olan kömürlerin üzerinde taşıyorlar ve bu geleneğin doğum sancılarını azalttığına inanıyorlar. Bize daha çok kadınların doğum sancılarının erkekler tarafından anlaşılması için yarattıkları bir gelenek gibi geldi.
Kanamara Matsuri – Japonya
Lafı çok dolandırmaya gerek yok. Bu bir penis festivali. “Kanamara Matsuri” kelimelerinin Türkçe anlamı ise çelik penis. Bu festivalin temeli 1603-1807 dönemine kadar gidiyor. Özel bir tapınakta cinsel yollarla bulaşan hastalıklardan korunmak için dualar eşliğinde yapılan bu festival sırasında resimlerde, şekerlemelerde, oyma ile şekillendirilmiş sebzelerde kısacası her yerde penis figürü görmek mümkün.
Gelin kaçırma – Romanya
Bu gelenek illegal olmasına rağmen günümüzde hala sürmekte. Eğer Romanya’da evlenmek istediğiniz bayanı ailesinden kaçırıp kendi evinizde 3 ila 5 gün tutmayı başarırsanız bu bayanla evlenmeye “hak” kazanıyorsunuz. Bizdeki kocaya kaçma olayı ile benzerlik gösterse de bu durum daha çok rehin alınma temeline dayanıyor. Kısacası evlilik gerçekleştiğinde güzel bir Stockholm Vakası örneği teşkil ediyor.
Ölülerle yaşamak – Endonezya
Endonezya halkı arasında ölen yakınları ve sevilenleri özel bezlere sarıp evde muhafaza etmek alışılagelmiş bir rituel. Bu sayede sevdikleri insanların ruhlarını onlar gömülene kadar koruduklarına inanıyorlar. Kendi ruhlarını kimin koruduğu ise bir merak konusu.
Evlilik sonrası tuvalet yasağı – Tidong Kabilesi
Bu gelenek Kuzey Borneo’da bulunan Tidong kabilesine ait. Evlilik törenlerinin hemen ardından evli çiftin 3 gün boyunca tuvalet ihtiyaçlarını gidermeleri, yıkanmaları ve cinsel ilişkiye girmeleri yasaklanıyor. Eğer bir nedenden ötürü bu yasağı çiğnerlerse bunun çifte kötü şans getireceğine ve evliliklerinin yok olacağına inanıyorlar. Rituelin 3. gününde “Evliliğe hala aynı gözle bakabiliyorlar mıdır?” diye sormadan duramıyor insan.
Bir kişi iptal olana kadar votka içmek – Rusya
Geleneğe uygun olarak votka içmeye karar veren Ruslar içki içecek her kişi başına bir şişe votka alıyorlar ve bir kişi bayılana ya da yere düşene kadar içmeyi durdurmuyorlar. Hava o kadar soğuk olunca eğlence anlayışı biraz sertleşiyor sanırsak.
Hamile bayanın hemcinsleri ile fiziksel temasta bulunmaması – Moğolistan
Moğol kadınları hamile kalmalarının ardından hiçbir kadına dokunmuyorlar. İnançlarına göre başka bir kadına dokunmak çocuğun cinsiyetini etkiliyor. Gen? Kromozom? X? Y? Yok mu? Neyse.