Sokakta hayat var! Sokakta hayat vardı, hep vardı; 68 mayısında Paris’te, cumhurbaşkanını koltuğundan indiren de sokaktakilerdi, Vietnam karşıtı eylemlerde polislere karanfil verenler de. 89’da Tiananmen Meydanı’nda kendini tankların önüne atan “Meçhul Asi” de sokaktan biriydi; panzerin önünde kollarını karşısında sevgilisi varmışçasına açıp duran, Gezi’nin simgesi o güzel kız da!
Sokağa çıkmak önemliydi. Apolitik diye yaftalanan bilişim çocukları yani 90 kuşağı da sokaktan, sokakta olmaktan korkmadığını gösterdi; sokağın gücünü tüm dünyaya bir kez daha kanıtladı. Gezi, Türkiye tarihinin en önemli toplumsal ayaklanması olarak tarihe geçti. Kimler yoktu ki sokaklarda; teyzeler, amcalar, daha bıyığı terlememişler, plaza kızları, çocuk işçiler, beyaz yakalılar, mavi yakalılar, patronlar, elbette üniversiteliler, ilkokul mezunları, profesörler, başı kapalılar, dekolteliler, lezbiyenler, geyler, transeksüeller…
Gezi, yaşanan onca şey kadar tipleriyle de hafızamıza kazındı. Hepimizi yüreklendiren, kimilerini ise geceleri uykusuz bırakan da bu tabloydu işte. Her birinin ayrı kültürlerden geldiği hemen anlaşılıyordu ama bir aradaydılar; gerçekten “halk” olmuşlardı. Kâh güldük, kâh üzüldük hallerine; halimize. Her biri bizdik. “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” cümlesi hiçbir zaman bu kadar anlamlı olmamıştı. İşte Gezi de dâhil tüm toplumsal eylemlerde karşılaştığımız birbirinden ilginç 14 eylemci tipi. Zülfüyare dokunursak affola!
1. “Durun abi yapmayın”cılar
https://www.youtube.com/watch?v=GVlempWvWlQ
“Bir adamın gözünü çıkartırsan 3 yıl, gözlüğünü kırarsan 30 yıl yersin” liberal anlayışının eylemlerdeki gönüllü sözcüleri olan bu arkadaşlar; insanların kafasına fişek yiyip beyin kanamalık olduğu ortamda dahi hâlâ iki billboard kırıldı, iki taş yerinden söküldü diye, “durun yapmayın, etmeyin” diyerek kitleyi durdurmaya, sakinleştirmeye çalışır.
Bilinçli eylemciler, onların bu iyi niyetli/lümpen çıkışlarına aldırmadan yapacaklarını yapar. Bu arkadaşları; dünya eylem tarihine, tarihteki halk ayaklanmalarına bir göz atmaya, bu ayaklanmalardan hiçbirinin öyle kedi sever gibi yumuşak yumuşak vuku bulmadığını öğrenmeye, olayı idrak etmeye çağırıyoruz!
2. Her an her yerde ahkâm kesen çokbilmişler (konuşma var-eylem yok’çular)
https://www.youtube.com/watch?v=BpmycYaM7PM
Bu amcalar eylemin en ateşli anında bile bir kenarda çevresindekilere, “Bak barikatı şuraya kuracan, şuradan geçicen, pankartı şöyle asıcan, şunu şöyle yapıcan” diyerek öğreten adam oğlu tribi yaşar/yaşatır. Kendisi bir şey yapmadığı gibi onu dinleyen tayfayı da kilitler, adeta hipnotize edip durdurur.
Ellerinden çok çeneleri çalışan bu tipler; insanlar tekme tokat öldüresiye dövülürken dahi soğukkanlı bir şekilde ahkâm kesmeye devam eder, adamı gıcık eder. Dönüp, “Abi çok biliyosan gel sen yap, bir ucundan da sen tut!” diyesin gelir ama kitlenin birlik-beraberlik ruhunu bozmamak için yapamazsın.
3. Ojeli-babetli plaza kızları/ince kravatlı fitslim plaza çocukları
https://www.youtube.com/watch?v=6Q7Eyq5XrJU
Yeşil parkalı, salaş görünümlü, saçı başı dağınık eylemci tipine alışmış olan kitle slogan atarken; fişeklerden, plastik mermilerden kaçarken tırnağı ojeli, ayağı babetli, saçı yapılı plaza kızını veya ince kravatlı, fitslim takımlı plaza çocuğunu yanında görünce kısa bir an için zaman-mekân karmaşası yaşar.
Dumur anı kısa sürede yerini sevindirik olmaya bırakır. İşte der, bu insanlar da sokakta bizimle birlikte nihayet; haklıyız, kazanacağız! Sahalarda böyle hareketler görmek güzeldir, ümit vericidir yılların eylemcileri için.
4. BEY (Biz Eskiden Yaptıktı)’lik laflarıyla dinozor amcalar
Dernek veya dost çevresinden üç-beş eski tüfek bir araya gelip eski günleri analım modunda eyleme gelirler. Yaptıkları tek şey arada sırada slogan atıp Engels tipi bıyıklarının arasında sigara tüttürmektir.
Slogan atmadıkları zaman çevredeki gençlerden kendilerini dinleyecek bir-iki acemi eylemci (deneyimliler onları hemen tanır ve yanlarından hızla topuklar) bulur ve “Biz de yaptık aynılarını da ne oldu, bir şey olmaz bu ülkeden boşuna uğraşmayın” temalı söylevlerine başlarlar.
Tıpkı “durun yapmayıncılar” gibi bu tipler de vücutta uyuşturucu etkisi yaratır. Kafaya bir aldılar mı, eyleme mi geldiniz kahve sohbetine mi anlayamazsınız. Yanlarından kaçarak uzaklaşılası ve “Eğer öyle düşünüyosan burada ne işin var amca?” denilesi tiplerdir.
5. Eylem yapmayı rock’n coke sanan teenage’ler
https://www.youtube.com/watch?v=PKFWA-8YA3I
Kulağında kulaklık müzik dinleyenini mi ararsın, elinde birasıyla yanındaki kıza poz yapmaya çalışanını mı; teenage eylemciler (bu kardeşlerin çok bilinçli olanları, büyümüş de küçülmüşleri de var onlar acayip, onlara şapka çıkarıyoruz) hiçbir şeyi çok fazla ciddiye almadıkları gibi; bunu da önemsemez, eyleme katılmayı konsere gitmek, festivale katılmak gibi bir şey sanırlar.
Bu san; biber gazını yemeleri, akreplerin alana girmesi ve polislerin yerde sürükleyerek kankaları Batuhan, Tuğberk ve Begüm’ü götürmesiyle son bulur. “Welcome to hell” tadındaki bu uyanış, ya çok korkup bir daha hiçbir eyleme katılmamaları ya da olayı ciddiye alma bilinci geliştirip sağlam bir -moda tabirle- “aktivist” olmalarıyla sonuçlanır. İkincisi tercihimizdir, bilesin Emrecan…
6. Korkusuzlar çetesi
https://www.youtube.com/watch?v=j8oI1cNtPgU
Bu alnından, ellerinden öpülesi çocuklar içinden geldikleri örgüt kültürü (örgüt derken demokratik kitle örgütünden bahsediyoruz, yasadışı örgütten değil) veya yetiştikleri coğrafyanın doğal bir sonucu olarak panzerlerin önüne atlar, inatçı direnişleriyle polise kök söktürürler.
Eylemlerin bu isimsiz kahramanları, daha sonra ortamlarda “abi çocuk eliyle aldı gaz fişeğini geri fırlattı” veya “abi adam üstüne çıkıp panzeri durdurdu yaa” gibi destansı anlatımların konusu olurlar.
Çevrelerindeki insanları koruyup kollayan da onlardır, yüzlerce insanı haksız yere gözaltına alınmaktan kurtaran da. Eylemlere ve yüreğimize adlarını altın harflerle yazmış delifişeklerdir hepsi. Bunların arasında Dolmabahçe direnişine kepçeyle iştigal eden Çarşılı dostumuzun ayrı bir yeri vardır elbette.
7. Aslan Yürekli Rişar modundaki kızlar
https://www.youtube.com/watch?v=IiITwdK41ck
Bir bakarsınız Fransız İhtilali’nin simgesi misali elinde bayrağı polis barikatına doğru en önde koşuyor, bir bakarsınız biber gazından gözün gözü görmediği sokağa girip mahsur kalmış anneyle çocuğunu kurtarıyor, bir bakarsınız polisin barikatı aşıp bir alt sokağa geçmemesi için kıyasıya direniyor.
Değme erkeğe taş çıkartacak Aslan Yürekli Rişar tadındaki bu kızlar böyle cevval, böyle korkusuz olmayı nerede-nasıl öğrendiler bilmiyoruz. Anadolu kadınlarının mayasını almışlar diyor, hepsinin alnından öpüyoruz.
8. Gemiyi anında terk edenler
Bu arkadaşların en büyük özelliği slogan atıp “Hadi arkadaşlar geri çekilmek yok” falan diyerek kitleyi gaza getirdikten sonra, eylemciler polis barikatına doğru yürümeye başlayınca bir anda ortadan kaybolmalarıdır. Onların gazına gelip işe kalkışırsanız Timur’un karşısındaki Nasrettin Hoca gibi kalakalırsınız çevik kuvvetin önünde.
Kahve-bar sohbetlerinde “Şuna böyle posta koydum”, “Şu barikatta şunu yaptım” gibisinden Neşeli Günler’deki ‘Sallama Ziya’ misali mangalda kül bırakmayan bu arkadaşlar; bazen öyle yüksekten uçarlar ki “Yavaş gelll!” diyesiniz gelir.
9. Yalnızca bizim dediğimiz doğru diye direten örgütlü kitle
Herkesin ılımlı, uzlaşmacı olması gereken ortak eylemlerde dahi yalnızca kendi demokratik kitle örgütünün direktifleri doğrultusunda hareket eden, burnunun dikine giden, dediğim dedik tiplerdir.
Sanki kendilerine “Kardeşim ortak eylem yapıyoruz, eylem komitesinin belirlediği şekilde hareket edilecek” denilmemiş gibi habire örgütlerini dayatır, kafalarına göre hareket ederler. Bu tipler ülkemizde solun neden bir araya gelip bir halt edemediğinin de en canlı kanıtıdır.
10. Eyleme bir hafta sonu etkinliği/gezmesi tadında katılanlar
Teyzem yanına suyunu almış; mevsimlerden yazsa kafasına partisinin, derneğinin veya sendikasının karton şapkasını takmış; cebine kuruyemişini almış; pikniğe gider, parka pazar gezmesine çıkar gibi eyleme gelmiş. Bazıları maaile; kolunda kocası, elinde çocuğu…
Tamam teyzem, çoluk çocuk demokratik hakkınızı kullanmak için alana çıkmışınız iyi güzel de çekirdek çitleyeceğine, kola içip insanları izleyeceğine iki slogan da sen at; kitleye katıl. Orada, o alanda olmanın asgari gereklerini yerine getir. Ah güzel teyzem ah!
11. Kendisi küçük yüreği büyük çocuklar
https://www.youtube.com/watch?v=jnwO30HgThs
Birini toprağa verdik; Berkin’i. Onlar bize her eylemde aklın ve yüreğin yaşta değil başta olduğunu gösterdi. Söyledikleriyle yaptıklarıyla hepimizi utandırdılar, duygulandırdılar. Kuş kadar yürekleriyle, kuş olup uçma pahasına çıktılar alanlara.
Onları meydanlarda görmek bu topraklara, geleceğe daha bir umutla bakmamızı sağladı. “Güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz, ışıklı maviliklere süreceğiz” demiş ya “Nikbinlik”te Nâzım, öyle işte…
12. Biz daha ölmedik diyen, kök söktüren, ayakta ölecek eski topraklar
https://www.youtube.com/watch?v=xg0zdWHm1_g
Elinde bastonu koşuyor amca, “bu çocuklara dokunursanız bu bastonu kafanızda kırarım” diye bağırıyor karşıdakilere. Ak saçlı bir teyze elinde sapanı direniyor, sesi zor çıkıyor ama hala slogan atıyor beriki, “direne direne kazanacağız”! Ayakta ölecek eylemciler onlar, ne 68’in yorgunluğu ne 78’in yılmışlığı var üzerilerinde.
Hala ilk günkü gibi heyecanlı ve korkusuzlar. Onların enerjisini görünce koşarken yorulduğumuz için utanıyoruz kendimizden. Biz de böyle olacağız ileride diye geçiriyoruz içimizden. Sizin kuşağınız da sizin gibi olsaydı, ne kadar farklı bir ülkede yaşıyor olurduk diye de düşünmeden edemiyoruz.
13. Tüm kitleyi bir anda gaza getiren o slogancı kız!
Önce biber gazı gelir, sonra panzer, ardından akrepler girer sokağa ve polis. Kitle dağılmıştır, kitle yorgundur; tüm gece o barikat senin bu barikat benim direnmiştir, hakkını aramıştır, hesap sormuştur. Sabaha karşı 04.00’tür.
Herkes bir kenarda bölük pörçük dururken kendisini görmeyip yalnızca sesini duyduğumuz o kızın sloganı yankılanır tüm sokakta, “Direne, direne kazanacağız!” Eylemciler kendilerine sihirli bir değnek dokunmuşçasına bir anda uyanır, kendine gelir, sanki sokağa yeni çıkmışçasına enerji bulur slogancı kızın o gür sesinde. Yeniden toplanır ve sloganlar eşliğinde koşmaya başlarlar…
14. SiMİTçi abilerimiz
https://www.youtube.com/watch?v=xsDO0Tw_7cU
Onlar ki tüm toplumsal eylemlerin müdavimi, tüm yürüyüşlerin demirbaşı. Onlarsız bir eylem duvaksız geline benzer; tatsız-tuzsuz olur. Anlaşılmadıklarını, tanınmadıklarını sanırlar ama elli metre uzaktan şaak diye anlarız biz o arkadaşların siMİTçi olduğunu.
Sürekli sağa-sola bakar, yüzleri inceler, kitleyi kimin toparladığını, onların tabiriyle “elebaşı”nın kim olduğunu anlamaya çalışırlar. Telsiz ve emanet (!) belli olmasın diye üzerilerinden yaz-kış hiç çıkarmadıkları yelek veya ceketleriyle kim olduklarını anlamamak için aptal olmak gerekir. Seviyoruz sizi siMİTçiler, varlığınızla bize nasıl olmamamız gerektiğini tekrar tekrar hatırlatıyorsunuz.