Kısa, tadımlık kitapların kendine has bir lezzeti vardır. Genellikle her yerde okuyabilir ve sayfaların içinde çabucak kaybolabilirsiniz. Bir okuyucu seyahat esnasında, sahilde, bir kafede, orada burada bu tür hafif kitapları okumaktan zevk duyar, kafasını dağıtır. Olayların karmaşık olmaması ama bir yandan da güzel bir kurguya sahip olması nedeniyle bir nevi terapi işlevini görür.
1. Yaşlı Adam ve Deniz
Ernest Hemingway tarafından yazılan bu uzun öykü, Kübalı yaşlı bir balıkçının denizlere açılıp avlanma macerasını anlatır. Hikâye günden güne değişerek yaşlı adamın karaya döndüğü güne kadar sürer. Sade ve basit üslubu ile tanınan yazar, okuyucuyu bu özelliği ile kendine çekmeyi başarmıştır. 127 sayfalık bu uzun öyküyü birkaç saatlik yolculukta zevkle bitirebilirsiniz.
2. Göğü Delen Adam
Erich Scheurmann tarafından ilk kez Almanca olarak yayımlanan 100 sayfalık kitap, bir kabile şefinin Avrupa’da yaşadığı günleri kendi halkına mektuplarla anlatmasından oluşur. Birinci Dünya Savaşı, Avrupalıların da kendilerini sorgulamalarına neden olmuştu. İlk defa 1920’de yayımlanan Göğü Delen Adam, bu sorgulamaları ve Avrupa’ya olan eleştirileri basit ve çarpıcı üslubu ile anlatır.
3. Uykusuzluk
Henry Miller, 62 sayfalık bu kitapta bir adamın aşk hayatını ve aşka olan bakışını ele alıyor. Kitapta sözünü ettiği bir Japon kadını var. Bu kadın, yazarın 1967 yılında 76 yaşındayken tanışıp âşık olduğu kabare sanatçısı Hoki Tokuda. Cinsellikten güven duygusuna, eğlence hayatından bir erkeğin psikolojisine kadar onlarca konuyu yazar bu kısacık kitabına muhteşem şekilde sığdırmış.
4. Luisito
Susanna Tamaro tarafından kaleme alınan 96 sayfalık bu küçük roman, okumaktan hiç sıkılmayacağınız bir kitap. Emekli ve yalnız başına yaşayan bir öğretmenin hüzünlü hayatı, bir gün çöp tenekesinin dibine bırakılıp terk edilen bir papağanla değişir. Yalnız başına yaşayan ve artık bu dünyada kendini gereksiz hisseden Anselma, papağanı Luisito ile beraber yaşama sevincini geri kazanır. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git ile içimizi ısıtan yazar, bu kısa romanıyla bize tekrar sevginin sıcaklığını hatırlatıyor.
5. İt Gözü
Türk edebiyatının en başarılı genç öykücülerinden Deniz Tarsus’un Anadolu’daki yabanıl hayatları anlattığı İt Gözü, 8 ayrı öyküden ve 112 sayfadan meydana geliyor. Köy kültürümüzün bize özgü yanları, iyisi kötüsü, güzelliği ve korkunçluklarıyla beraber bu kitapta gözler önüne seriliyor. Tarsus, sinematografik anlatım yeteneğini bu kitabında da konuştururken sadeliği elden bırakmıyor.
6. Tutkulu Perçem
Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Sevgi Soysal, içerikleri ve dili sayesinde kendine özel okuruna çoktan kavuşmuştur. Yarattığı karakterlerin psikolojilerini son derece başarılı bir şekilde yansıtır. Öyle ki onlardan bazılarının size benzediğini dahi düşünebilirsiniz. Yazar Tutkulu Perçem’de, aile, cinsiyetçilik, kadına atfedilen roller, aşk gibi çok katmanlı konuları 14 farklı kısa yazısında işler. 62 sayfalık kısa yazılardan oluşan kitapta çarpık ilişkileri ve yine de gerçekle alay eden bir yazarı bulacaksınız.
7. Kör Baykuş
Doğu’nun Kafka’sı olarak bilinen Sadık Hidayet’in başyapıtıdır. Modern İran edebiyatının kurucularından biri olan yazarın bu eseri her bir sayfası kısa öyküden oluşmuş gibidir. Kendi deyişiyle “özenle hesaplanmış, net, bilinçli etkilerle dolu” Kör Baykuş, konusunun anlatılması mümkün olmayan kitaplardan biridir; çünkü yazarın yoğun düş dünyasından oluşur. İmgeler, çeşitli ruhsal bunalımlar, karanlık kitabı çevreleyen başlıca olaylardır. 95 sayfalık kitabın size olan etkisi uzun yıllar sürebilir!
8. Anayurt Oteli
Yusuf Atılgan’ın Lüzumsuz Adam eserinde yarattığı tip unutulmazdı. 108 sayfalık Anayurt Oteli ise Türk edebiyatının unutulmaz bir tipi ve mekanını bir arada içeriyor. Başkişi Zebercet, kasabada bulunan otelin kâtibidir. Yalnızlık, bunalım ve anlamsızlıklarla geçen hayatı, otele gelen güzel bir kadınla hareketlenir ve tekrar söner. İçinde yaşadığı fırtınalardan kaçmak için sarkıntılık yapar, horoz dövüşlerine katılır ve sonunda intihar edecek kadar ileri gider. Zebercet karakteri ve Anayurt Oteli, Türk edebiyatında çok ama çok ayrı bir yere sahiptir.
İlginizi Çekebilir: Yusuf Atılgan Eserleri
9. Daisy Miller
Henry James’in toplumsal dayatmaları reddeden kadın karakterini irdelediği Daisy Miller, ailesiyle Avrupa’yı seyahat eden bir kadını ele alır. Yazarın 56 sayfalık bu kısa romanının başkişisi Daisy, görgüsüz müdür yoksa kuralları kasten mi altüst eder? Cenevre’den Roma’ya uzanan bu kısa romanda yazar, çözülmesi en zor kadın karakterlerden birini yaratmıştır.
10. Sinema Köşelerinde
İlhan Mimaroğlu’nun, sessiz filmlerden günümüze dek uzanan sinemaya dair 99 sayfada verdiği ilginç bilgilerden oluşuyor. Filmler, aktörler, festivaller, adı sanı duyulmamış şahane yapıtları öğrenebileceğiniz Sinema Köşelerinde, yazarın tüm sinema anılarını aktardığı eşsiz bir kitap.
Menünüze daha fazla kısa ve muhteşem kitap katmak isterseniz bu listeye de göz gezdirebilirsiniz.
11. Okuma Üzerine
Marcel Proust, 3 bin sayfadan oluşan Kayıp Zamanında İzinde adlı devasa eseriyle, 20. yüzyıla damga vuran çok büyük bir yazardır. Proust, 110 sayfalık bu kısa kitabında ise okurla kitap arasındaki ilişkiyi ele alır. Okumak için yalnızlığa ihtiyaç olduğunu ve kitabın var olan dünyadan başka, ikinci bir dünya oluşturduğunu belirtir. Sizinle birebir konuşan bu kitapta okumanın, okuyucunun, hatta yazarın ne olduğunu, bunlar için neler gerektiğini büyük bir sadelik ve ustalıkla bulacaksınız.
12. Tembellik Hakkı
Fransız uyruklu yazar ve eylem adamı Paul Lafargue, 60 sayfadan oluşan Tembellik Hakkı ile politika ve sanat hayatını adeta sarsmıştır. Burjuvazinin iktidar olmasıyla gelen kapitalizm, yazarın bu kitabında bir dalga ve eleştiri konusudur. Buna göre; yalnızca kâr odaklı ve insan ilişkilerini hiçe sayan bu ekonomik düzende, insanların çoğu başkalarının yararına çalışır. O halde, der yazar, yaşasın tembellik! Ayrıca Paul Lafargue’nin, komünizmin en büyük temsilcisi olan Karl Marx’ın damadı olması da, hayatın cilvesidir herhalde.
13. Yirmi Altı Adam ve Bir Kız
En çok Ana adlı romanıyla bilinen, Rus sosyalist ve yazarlarının en önemli isimlerinden Maksim Gorki’nin kısa öykülerinden oluşan kitabıdır. 105 sayfadan meydana gelen kitap, bir solukta okuyacağınız ve yazarın kendi hayatından kesitler sunduğu hikâyelerle doludur. Sosyalist yazar, bu kitabında da sınıf gerçeğini gözetmez ve toplumsal adaletsizliklere gözünü yummaz.
14. Yazmak
20. yüzyıla damga vuran ve dünya edebiyatını zenginleştiren bir diğer yazar da Marguerite Duras’tır. “Yalnızlık, hazır bulunmaz, oluşturulur” diyor yazar bu kitabında. Yazarlık üstüne tabuları yıktığı bu kitap, 106 sayfalık bir denemedir ve birkaç saatlik yolculuğunuza oldukça iyi eşlik edebilir. Yalnızca yazmanın öneminden, nasıl yazılabileceğinden mi bahsediyor kitap? Elbette hayır. Yalnız kalmaktan kurtulmanın tek yolunu da yazmakta buluyor.
15. Deliliğe Övgü
Avrupa’da başlayan Rönesans hareketi, insan hayatının her alanını şekillendirmekle beraber çok önemli düşünürlerini de yarattı. Hümanizmle özdeşleşen Desiderius Erasmus da Rönesans’ı en iyi temsil eden isimlerin başında geliyor. Üniversitelilerin yurtdışına gidip eğitim almalarını sağlayan Erasmus programı da adını kendisinden alır. Deliliğe Övgü, insanlığın yanlış yollara sapmasını alaycı bir dille ele aldığı ve günümüze kadar çekiciliğini kaybetmemiş en önemli kitabıdır. 136 sayfalık kitap, insanları överek eleştirmesiyle bilinir ve tersten okuyarak anlayacağınız bir dile sahiptir.
16. Lüzumsuz Adam
Türk öykücülüğünün belki de en büyük ustası, onlarca farklı yazarı ve şairi etkilemiş olan Sait Faik’in eseridir. 108 sayfadan oluşan kitap 14 farklı hikâyeden meydana gelir. “Yazmasam, deli olacaktım” diyen yazar bu eserinde yeni bir öykü tarzına yönelerek Türk edebiyatına da yenilik katmıştır. Öykülerin hepsi İstanbul’da geçmektedir. Alın, okuyun derim!
17. Yabancı
20. yüzyılın en önemli düşünür ve yazarı Albert Camus, hayatının anlamını mağlubiyetin kaçınılmazlığına rağmen mücadele etmekte buldu. 110 sayfalık Yabancı adlı eseri, farklı dillere en çok tercüme edilen ve hâlâ en çok satan kitaplarının başında geliyor. Hayata yabancı kalan ve eksik kimliğiyle bu “saçmalığın” içinde gün geçiren Meursault karakteri, dünya edebiyatının en önemli kişilerinden biridir. Yazarın Nobel Edebiyat Ödüllü bu kitabı, dünya edebiyatına giriş yapmak isteyenlerin okuması gereken önemli bir eser.