Ana sayfa » Teknoloji - Bilim » Beynimizin Kontrol Edemediği Gizemli Bir Davranış: Esnemek Neden Bulaşıcıdır?
Beynimizin Kontrol Edemediği Gizemli Bir Davranış: Esnemek Neden Bulaşıcıdır?
Neden birinin esnediğini görmek, hatta sadece düşünmek bile bizi aynı fiziksel tepkiyi vermeye itiyor? Bu gizemli davranışın arkasındaki bilimsel gerçekleri birlikte keşfedelim.
Hepimiz o anı biliriz: Yanınızdaki biri esner ve siz farkında bile olmadan ağzınızı açıp aynı hareketi yaparsınız. Hatta yazının bu kısmını okurken bile kendinizi esnerken bulabilirsiniz! Peki neden başkasının esnemesi bize bu kadar hızlı sirayet ediyor? Bilim insanları bu basit görünen ama bir o kadar da gizemli davranışın altında yatan nedenleri yıllardır araştırıyor. Ortaya çıkan bulgular ise yalnızca insan beynine değil, hayvanlar âlemine de uzanan ilginç ipuçları barındırıyor. Peki tam olarak esnemek neden bulaşıcıdır?
Daha önce ayna nöronlar kavramını duydunuz mı? Bilim insanları esnemenin neden bulaşıcı olduğunu açıklarken bu kavramı kullanıyor. Peki ayna nöron nedir?
Bu özel hücreler, başkalarının yaptığı hareketleri gördüğümüzde bizim beynimizde de aynı devreleri ateşliyor. Yani birinin esnediğini gördüğümüzde, beynimiz otomatik olarak ”ben de yapmalıyım” mesajı gönderiyor. Psikiyatrist Dr. Charles Sweet’in belirttiğine göre bu mekanizma, esnemenin neden özellikle sosyal ortamlarda hızla yayıldığını açıklayabilir. Yalnızca insanlar değil, köpekler ve primatlar gibi bazı hayvanlar da aynı etkiyi yaşıyor. Bu da bize esnemenin yalnızca bireysel bir refleks değil, sosyal bağlarla örülü bir davranış olduğunu gösteriyor.
Araştırmalar, bulaşıcı esnemenin herkese aynı oranda işlemediğini ortaya koyuyor. Örneğin tanıdık birinin esnemesi, yabancı birine kıyasla bizde daha kolay karşılık buluyor
2013 yılında yapılan bir çalışmada, köpeklerin sahiplerinin esnemesini yabancılara kıyasla daha sık taklit ettiği görüldü. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Andrew Gallup, bu durumu tanıdıklık önyargısı olarak tanımlıyor. Çünkü insanlar (ve hayvanlar) doğal olarak kendi sosyal çevrelerine daha fazla dikkat gösteriyor. Dolayısıyla bulaşıcı esneme, yalnızca biyolojik bir refleks değil; aynı zamanda ilişkilerimizi yansıtan sosyal bir ayna görevi görüyor.
Peki neden böyle bir özellik evrimleşmiş olabilir?
Bir hipotez, bulaşıcı esnemenin grup içinde tehdit algısını güçlendirmek için geliştiğini öne sürüyor. Gallup’un 2007’de yayımladığı araştırmalar, esnemenin beynimizi serinletip zihinsel uyanıklığı artırdığını gösteriyor. Bu da toplu esnemenin, bir grubun dikkat seviyesini yükselterek olası tehlikelere karşı daha hazırlıklı hale gelmesini sağlayabileceğini düşündürüyor. Başka birinin esnemesini gördüğümüzde bizim de uyanıklığımız tetikleniyor; bu da ortak bir alarm sistemi gibi çalışıyor. Yani basit bir esneme hareketi, tarih boyunca toplulukların hayatta kalmasına yardımcı olmuş olabilir.
Başka bir teoriye göre ise esnemek, sosyal grupları birbirine uyumlu hale getiriyor
Esneme, günlük ritimlerimizin bir parçası ve genellikle aktivite geçişlerini işaret ediyor: uykuya hazırlanmak, dinlenmek ya da yeni bir faaliyete başlamak gibi. Bir grup içinde esnemenin yayılması, bireylerin hareketlerini ve davranışlarını hizalayabilir. Nitekim aslanlar üzerinde yapılan bir gözlemde, bir aslanın esnemesini taklit edenlerin, ardından onun hareketlerini de daha sık kopyaladığı görüldü. Yani esneme, vahşi doğada ve insanlar arasında sessiz bir uyum işareti olabilir.
İlginç bir şekilde herkes bulaşıcı esnemeye aynı derecede duyarlı değil. Deneylerde katılımcıların yalnızca yarısı, başkalarının esnediği videoları izlerken otomatik olarak esnemeye başladı. Daha da ilginci, psikopatik özellikleri yüksek bireylerin bu etkiye daha az kapıldığı tespit edildi. Empatiyle ilişkilendirilen bu bulgu, bazı araştırmalarda desteklense de kesinlik kazanmış değil. Örneğin otizmli çocuklar üzerinde yapılan erken çalışmalar, daha düşük bulaşıcı esneme oranları gösterse de, dikkat odaklandığında bu fark ortadan kalktı. Yani mesele yalnızca duygusal empati değil, aynı zamanda ne kadar dikkat verdiğimizle de bağlantılı görünüyor.
Sonuç olarak bulaşıcı esneme, basit bir yorgunluk göstergesinden çok daha fazlası. Beynimizin sosyal çevremizle sessiz bir iletişim kurma biçimi olabilir. Bir arkadaşınızın ya da köpeğinizin esnemesini yakalamak, bilinç dışı düzeyde onlarla uyum sağladığınızı gösterir. Dr. Sweet’in de belirttiği gibi bu durum, çevremizdeki insanlarla bağ kurmanın sessiz bir yolu. Belki de bu yüzden bir anda hep birlikte esnemeye başladığımızda, aslında ortak bir ritme girmiş oluyoruz. Esneme yalnızca uykusuzluğun değil, sosyal uyumun da evrensel bir dili gibi görünüyor. Eğer yazıyı buraya kadar okuyup hiç esnemediyseniz gerçekten istisnai bir durumda olabilirsiniz!