Kitap kurdu olan herkesin hemfikir olduğu bir konu vardır; eski kitap kokusu ve onun eşsiz etkisi. Kimi gözlerini kapatıp kendince romantik anlar yaşar bu kitapları koklayarak kimi ise şimdiki kitapların neden o kadar güzel kokmadığından yakınır; yine eskiye duydukları özlemle. Gelelim konumuza, eski kitapların o meşhur kokusunun kaynağı birtakım kimyasal bileşenler. Bu bileşenler uçuşması ve onları solumamız sonrası beynimiz, ‘kahveye ya da çikolataya benzeyen’ o malum kokuyu duyumsamamızı emrediyor. Bunlara dair bilgiyi ise yazının sonunda bulabilirsiniz. Eski kitap kokusunun bu kadar çekici gelmesinin sebebini tam olarak bilemesek de o kokunun kimyasal sebeplerden var olduğunu biliyoruz. Öte yandan eski kitap kokusu, furan (furfural) veya benzaldehit gibi uçucu organik bileşiklerin, söz konusu olan herhangi bir kitabın ya da metnin yaşlandıkça sararan sayfalarından bize doğru uçuşmasından kaynaklanıyor.
Sonuç olarak eski dönemlerdeki kitaplar, zaman içinde bozulmaya uğrayan deri ve kağıt gibi organik malzemelerden yapılıyordu. Bu arada, kitapların aynı zamanda bulundukları ortamın kokusunu kaydetmek, hapsetmek gibi bir özellikleri olduğunu da buradaki bilgilere ekleyebiliriz. Kaldı ki, bu özellik ile ilgili küçük bir anekdot var; rivayete göre Mark Twain’in kişisel koleksiyonunun hala kendisine atfedilen tütün dumanını çağrıştırdığı söyleniyor ki, bu da aslında kitapların anlattığımız özelliğine muhteşem bir örnek.
Eski kitap kokusu konuklara ulaşıyor
Yaklaşık 12 milyonun üzerinde esere ev sahipliği yapan ve Oxford Üniversitesinin ana araştırma kütüphanesi konumunda olan Bodleian Kütüphanesi aynı zamanda Avrupa’nın en eski kütüphanelerinden biri. İşte bu kurumun küratörü geçen yılın bahar aylarında bir sergi fikri attı ortaya. Söz konusu sergide, konuklar, eski kitap kokusunun çeşitli hallerini deneyimleyeceklerdi.
“Sansasyonel Kitaplar” başlığını taşıyan sergi, Magna Carta’dan Shakespeare’in ilk foliosuna ( el yazmalarında ve eski kitaplarda yer alan sayfa, yaprak) kadar kütüphanenin koleksiyonundaki en değerli metinlerden bazılarının kokusunu yakalamaya çalıştı.
Kütüphane yetkilileri bu amaç doğrultusnuda Dijital Arkeoloji Enstitüsü Direktörü Roger Michel’den yardım almaya karar verdi. Ardından başlayan çalışmalarda, Enstitüde yer alan bilim insanları, eski kokuları çıkarmak için tam anlamıyla modern bir laboratuvar kurdular. Bodleian’ın en eski kitaplarından bazılarını, özel hava filtrelerinin analizini mümkün kılan ince parçacıkları yakaladığı kapalı bir odaya yerleştirdiler. Bu parçacıklar daha sonra bir macuna dönüştürüldü ve bir santrifüjde sürücüye aktarıldı.
Michel, ABC RN’leri üzerine yaptığı bir röportajda, araştırmacıların “esasen kitapların kokusunun saf özünü çıkarmalarına, ancak aynı zamanda yeniden üretilebilmesi için kimyasal reçeteyi bilmelerine” olanak sağladı.
Salgın yüzünden geciken ‘eski kitap kokusu’ sergisi
Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını, Bodleian sergisinin açılmasını da geciktirdi. Hal böyle olunca da şu aşamada yapmamız gereken tek bir şey kaldı; hepimizin hayal gücümüzü kullanması. Evet, arkanıza yaslanıyoruz, burnunuzu açıyoruz ve dünyanın en ünlü kitap ile metinlerinden bazılarının nasıl koktuğunu hayal ediyoruz…
1. Magna Carta Libertatum
Magna Carta, yalnızca İngiliz tarihinin değil, günümüze ulaşan anayasal sürecin oldukça önemli basamaklarından birini oluşturuyor. Bodleian Kütüphanesi, bu belgenin 1217 nüshasına sahipmiş.
Belgenin kokusu ise nemli buğday ekmeği ve kumsallardan hatırladığımız kumu hatırlatacak şekilde bir koku veriyormuş. Ancak bunun dışında belgedeki kokuyu çorap kokusuna benzeten de olmuş.
2. Hawara Papyri
Enfes bir distopya olan Fahrenheit 451’in yazarı Ray Bradbury’e kulak verelim; “Eski bir kitaba burnunu sokmak, Eski Mısır’ı koklamak gibidir”
Ama tam olarak nasıl kokuyor? Homeros’un destansı şiirinin en eski versiyonu İlyada Mısırlı bir mumyanın başı altında keşfedilen eski bir metin olan Hawara Papyri’de bulunabilir. Kenarların, çam reçinesi ve eski mumyalama sıvısı kokusuyla, sıcak susam yağlarının belirgin bir tonu olduğu söyleniyor.
3. Eski kitap kokusu ve William Shakespeare’in ilk foliosu
Bu listede, edebiyatın, tiyatronun kısacası kültürün küresel değerlerinden biri olan William Shakespeare de olmalıydı; oldu.
Dijital Arkeoloji Enstitüsünün Teknoloji Direktörü Alexy Karenowska’ya göre, Bodleian’ın Bard’s ilk folionun 1623 baskısı, “maraschino kirazlarını andıran bir kimyasal olan benzaldehitin ve koku uzmanları tarafından küflü mobilya kokusu olarak bilinen 2-nonenal içeriyor. Ama güçlü tütün kokusunu duyumsayan da olmuş.
4. Romeo ve Juliet
“…Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölüm olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.” Gibi pek çok unutamayacağımız repliğin yer aldığı başyapıt…
İngiliz edebiyatının kült eserlerinden biri olan Romeo ve Juliet var ettiği değerin yanı sıra kokusuyla da ilgimizi çekmeyi hak ediyor.
Araştırmacılar, eserin çok eski bir versiyonun kokusunu çıkardı. Ancak bir iddiaya göre araştırmacılar, yazın dünyasının en büyük aşk hikayesinin kokusunun pazarlaması için susuyorlar. Kokunun neye benzediğini bilemiyoruz haliyle. Aynı iddianın detayına göre araştırmacıların amacının hayır kurumları için satışta olan (ya da yakında satışa çıkacak olan) bir parfüm markası ile paylaşmayı düşünmeleri.
Koku ticareti mi toplumsal fayda mı, bilemedik…
5. Narnia: Aslan, cadı ve dolap… Bir de tütün
Narnia’da cüceler ve bataklık kıpırtıları ara sıra pipolarını üflüyorlar… Bu ise hiç şaşırtıcı değil. Çünkü CS Lewis, 12 yaşındayken bir sigara içicisiydi sonuçta. Yer alan bilgiye göre ünlü macera öyküsünün el yazması da tütün kokuyor.
6. 14. Yüzyıl Etiyopya İncili
“Bütün kitaplar yeterince kokuyordu.”
Ancak en güzel kokulu metinlerden biri, çok eski olan Afrika kökenli dini bir kitapmış. Bu dini kitap, ahşap, deri ve kumaşla ciltlenmiş, güçlü bir odunsu kokuya sahipmiş.
7. Ulysses
James Joyce’a ait olan ve modernist bir roman olarak bildiğimiz Ulysses’in sayfalarından yayılan koku neye benziyor sizce?
Joyce’un Ulysses’i “her kağıt ve deri parçasına nüfuz eden tatlı, biraz da duman kokusunu anımsatan bir aromaya” sahipmiş. Duyduğumuz tanım bu.
Ancak kitabın yazarı olan Joyce sigara içmiyor. İşte kafa karıştıran bir nokta… O halde, bu koku nereden gelmiş olabilir?
Söz konusu durum, metnin alışılmadık kokusuna nasıl kavuştuğuna dair çılgın teorilere yol açtı. Bazıları bu kokunun sebebinin motosiklet egzozu olduğunu söylüyor. Bir başka teoriye göre ise sebep meyan kökü.
8. Ve son olarak; Ölü Deniz Parşömenleri
Bir kısmı İbranice, bir kısmı ise Aramice olan Ölü Deniz Parşömenleri’nin tüm parçaları bir araya geldiğinde tam 500 kitaplık bir kütüphane ortaya çıktı.
Ölü Deniz Parşömenlerinin kokusunu tarif etmenin hassas bir yolu yok. 1947’de keşfedildiklerinde, kağıtlar mumlu tüylerle kaplı keten bezlere sarılmıştı. İlginç olan ise Bodleian yetkilileri, bu parşömenleri analiz etmedi. Sebebini bilmiyoruz.
Yalnız eserleri bulan ya da bir şekilde bu sürece şahit olanların iddiasına göre oldukça kötü olan bir koku yayan Ölü Deniz Parşömenleri ilgi odağı olmayı sürdürüyor.
Bonus: Eski kitap kokusu ve bu kokunun sebepleri
Bilim insanlarının konuyla ilgili yaptıkları araştırmalarda eski kitap kokusuna kâğıdın içindeki bileşenlerin kimyasal bozuma uğraması sebep olduğu ortaya çıkmıştı. Yakın zamanda çözülen bu gizem, büyüyü ortadan kaldırmadı. Aksine eski kitap kokusu ile ilgili merakımızın artmasına da zemin hazırladı bir bakıma.
O bileşenlerin kimyasal bozuma uğrama meselesine dönersek, kitap yaşlandıkça kullanılan kimyasal bileşikler (tutkal, kağıt, mürekkep) parçalanmaya başlıyor. Bununla birlikte kokunun kaynağı olan uçucu bileşikler de salgılanmaya başlıyor. İşte süreç böylece başlıyor.
Kâğıt, ayrıca diğer kimyasallarla birlikte selüloz ve lignin (lignen, odunlaşma) içeriyor. Lignin ise günümüzde basılan kitaplarda, yüz yıl öncekilere göre çok daha az bulunduğu için kitap severler o eski kokuyu deneyimleyemiyor. Lignin, ağaçlarda selüloz liflerini birbirine bağlama konusunda anahtar görevi görüyor. Bu madde, aynı zamanda odunun sertliğini korumasını sağlıyor. Ayrıca eski kâğıtların zamanla sararmasından yine ligninin sorumlu olduğunu söyleyebiliriz. Bunun sebebi ise söz konusu maddenin, oksitlenme tepkimesi sonucu parçalanarak aside dönüşmesi. Çünkü böylece sürecin devamında selüloz yıkıma uğruyor. “Eski kitap kokusu” ise bu kimyasal bozunum sonucu ortaya çıkıyor. Modern, yüksek kalitedeki kâğıtlar lignini temizlemek için kimyasal olarak işleme tabi tutuluyor. Bu nedenle içlerinde bu kokuyu barındırmıyorlar. Ancak, kâğıttaki selüloz, çevrede bulunan asitler sebebiyle zaman içinde yine bozuma uğruyor. Sonuç olarak er ya da geç onlar da, çikolatayı andıran bir kokuya dönüşüyor.