“Eski İstanbul” tanımını hepimiz duymuşuzdur. Onu anlatırken az arabadan, bol yeşil alandan, takım elbise ile çıkılan Beyoğlu’ndan ve göz okşayan mimariden bahsedilir hep. Bir de az bilinen tarafları var Eski İstanbul’un.
Bunlardan biri, yaratıcı bir mimari eser: İstanbul’un Yüzen Evleri.
“Eski İstanbul”da deniz henüz doldurulmamış, sahil yolları henüz betonla kaplanmamıştı

Yeşil ile mavinin iç içe geçtiği şehirde yaşayanlar için deniz yalnızca bakılan bir manzara değildi. Tertemiz ve yaşanabilecek kadar sakindi. Bu avantajlardan yararlanılarak yeni bir yaşam alanı tarzı üretildi

1940’larda, Yüksek Mimar Ahsen Yapanar’ın imal ettiği yüzen ev. Maliyetinin yaklaşık olarak 800 TL olduğu söyleniyor

1970’lerdeyse Mimar Melih Koray’ın yaptırdığı katamaran ev var. Alttaki iki sandal üstüne dizayn edilmiş

Bu fotoğraftaysa 50’li yıllarda, Moda koyunda yüzen evleri görüyoruz

1950 ve 1960’lı yıllarda bankalar mevduat hesabı olan müşterilerine çekilişle yüzen ev hediye ediyorlardı

Yüzen Evler İstanbul’un koylarında uzun süre varlıklarını sürdürmüşler. Kimisi yazlık olarak kullanmış, kimisi de sürekli yaşamak için

Ancak kirlilikten ötürü plajların kapatılması, kıyıya bağlama ve bakım sorunları, yat ve kotraların daha gözde hale gelmesi gibi sebeplerden ötürü cazibelerini kaybetmişler…

Kaynak: 1































