Edebiyatımızın değerli ismi Tezer Özlü, çok değil sadece 43 yıllık bir ömür yaşadı… O, böylesine kısa bir zamana sığdırdı tüm kavgalarını, hesaplarını. Ve hiçbir zaman uyum sağlayamadı bu düzene, en çok bunu istemedi belki de.
Özlü’nün kitaplarından herhangi birini okumuş olan herkes iyi bilir; hiç kolay değildir onun cümlelerini sindirmek. İnsanı kaçmak istediği gerçeklerle yüzleştirir. İşte Eski Bahçe Eski Sevgi de, içerisinde böylesine derin cümlelerin bulunduğu bir eserdir…
1. “Belki de insanların birbirlerine duygularını salt anlatmaları olanaksız. Ben çok açık konuşmaya çalışıyorum. Sonsuz bir bağımsızlık, sonsuz bir özgürlük duyduğum için.”
Bu duygularım, zamanları da, ülkeleri de, kentleri de aşıyor.
2. “Bütün büyük olayları güncel olaylar gibi algılamaya koşullandırıldık. Evimizin kapısı kırılabilir. Silahlar üzerimize dayanabilir. Bunlar günlük olay. Neresinden tutacağız bu ülke üzerine kabus gibi çöken yaşamı?”
3. “Yaşamı cesur yaşamak gerek. Yaşamı doyarak yaşamak gerek. Yaşamı insafsızca yaşamak gerek. Yaşam sert. Yaşamı sert yaşamak gerek.”
4. “…Bu çöküşten seni hangi insanlar, hangi kurumlar kurtarabilir? Sen istemedikten sonra? Sen kendi yaşamını kurtaramadıktan sonra…”
5. “İkimizin konuşabileceğimiz bir dil var, ama o ağır işittiği için beni duymuyor zaten. Duyabildiklerini de hemen sonra unutuyor. -Ne büyük bir mutluluk.-“
6. “Yürümek; her gördüğüm nesnenin gerisinde uzun şeyler düşünmek en sevdiğim uğraşılardan biridir.”
7. “Yaşanmış düşüncelerimde bir şey arıyorum. Acıyı bulamıyorum; yabancılık, özlem bulamıyorum. Derin bir sevgi ya da bir ilişki bulamıyorum.”
Hep o gözlemciyi görüyorum, düşüşleri ve çıkışları düzenleyen gözlemciyi.
8. “Bugüne kadar bir tek hayvana karşı gelişti duygularım: Değişim’deki Gregor Samsa’ya karşı.”
9. “Yorgunum. Ama bu kentte kalmak beni daha çok yoracak.”
10. “Geç saatlerde odama çekildiğimde her şey sessiz oluyor. İçinde yaşadığım kent, bugüne değin içinde yaşamış olduğum tüm kentler siliniyor, geriye çocukluğum bile kalmıyordu.”
11. “Artık sözcüklere inanmıyorum; sözcükler yanıltıyor beni.”
12. “Bazı günler bana çok kısa gelen yaşam, zaman zaman çok uzun. Bütün yaşamlarını birkaç yıl içinde bütünleyen bir canlı da olabilirdik, diyorum.”
13. “Görmek, görmek, görmek. Artık ilgimi çekmiyor. Beni insanlar ilgilendiriyor.”
14. “Yaşamımın bazı kesimlerinde rahatlık da aradım. Biraz sakin, düzenli, belki biraz sevgi dolu günler belli süre kalsın, uzasın istedim…”
Yaşamımdaki tırmanışlar, huzursuzluklar durulduğu an, ailemin, yakın çevremin ve giderek yaşadığım toplumun huzursuzlukları, patlayışları büyüdü, yükseldi. Kavranılmayacak boyutlara erişti. Tedirginlik, güvensizlik, kuşku, zaman zaman umutsuzluk elimde olmayan nedenlerle gene gelip yüreğime, beynime, düşünceme oturdu.