Hala Bülent Ersoy’un cinsiyetinin tartışmalara açık olduğu güzel ve yalnız ülkemin bir o kadar güzel insanları maalesef iş eşcinsel ilişkiye veya eşcinsel bireylere gelince o kadar da güzel olamıyor.
Değer yargıları ile cinsel eğilimleri arasında çatışma yaşayan, bu nedenle de bu durumu bir sorun olarak görüp ondan kurtulmak isteyen, azınlık olarak yaşayan, daimi bir mücadele içinde olan ve gerçek “kimliklerini” ortaya çıkardıklarında aniden toplumdan dışlanma tehdidiyle karşı karşıya kalan eşcinsel bireyleri anlamak istedik.
Herkesin atıp tuttuğu ve feci derecede yanlış olan birkaç önyargıyı, eşcinsellerin karşılaştığı sorunlar ile birlikte derledik.
Eşcinsel bir erkek, gördüğü her erkeğe yazar
Hayır. Dışarıdaki herhangi bir insan gibi, ilgisini kim çekiyorsa onunla ilgilenir.
Eşcinsel bir erkek heteroseksüel bir erkekle arkadaş olamaz
Hayır, sırf hemcinsine ilgi duyuyor diye kişiliğine, ilgi alanlarına kısacası bir insanı hoşlanılabilir hale getiren şeylerin hiçbirine bakmadan o kişinin üzerine atlayacak diye bir şey yoktur.
Aynı şekilde eşcinsel bir kadın da heteroseksüel bir kadınla arkadaş olamaz
Bütün eşcinsel kadınlar kısa saçlı ve erkeksi tavırlıdır
Olmaları gerekmiyor ama olsalar bile, kimin umurunda?
Eşcinsel bir erkek kadın gibi davranır, deyim yerindeyse “oynak”tır
Söz konusu insan cinsiyetiyken kadınla erkeği birbirinden hiçbir zaman tam olarak ayıramayız. Hepimiz DNA’mızda ve hamurumuzda karşı cinsimizden birer parça bulundururuz. Hani derler ya, fıtratımızda var. Yani toplum rollerinden arındığımızda aramızda böylesine ince bir çizgi varken, bir erkeğe kadına dair sıfatlar takılarak aşağılamak da komiklikten başka bir şey değil.
Eşcinsel insanlar aşk yaşayamazlar, sadece cinsellik düşünürler
İlk buluşmadan birbirlerinin üzerlerine atlarlar, bütün olayları cinsellikten ibarettir gibicesine saçmalıklar.
Eşcinsel insanlar aile kuramazlar
İnsanın yaradılış amacını ve cinselliği üreme güdüsünden ibaret görecek olursak, eşcinsel bireylerin çocuk yapamayacakları aşikar. Ama aile kurmak için sadece bu mu gerekli diye sormalıyız kendimize o zaman.
Eşcinsel kadınlar erkeklerden nefret ederler, kadın hükümdarlığında bir dünya düşlerler
Türü türe düşman edecek önyargılardan bir tanesidir bu da. Sırf bir kadın başka bir kadından hoşlanıyor diye onu feminazi yaparak erkek düşmanı gibi göstermeye gerek yok.
Eşcinsel insanlar hastadır, tedavi edilmeleri gerekir
Eşcinsellik 1993 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından “hastalık” sınıfından kaldırıldı. Amerikalıların paranoyadan deliye dönerek AIDS hastalığının eşcinsel ilişkiyle bulaştığı fikrini yaymalarıyla başlayan bu “eşcinsellik hastalıktır” akımı, bilinmezin verdiği korkudan başka bir şey değil.
Eşcinsel erkek “erkek” değildir
“Erkekler ağlamaz” gibi bir anlayışın hüküm sürdüğü ülkemizde sırf hareketleri kabadayılık, despotluk ve maçoluktan ibaret değil diye erkeklerin cinsiyetsiz olarak sınıflandırılması da acilen düzeltilmesi gereken bir önyargı. Toplumsal cinsiyetçiliğin getirdiği dar fikirlilik ve toplumun sanki iyi insanlar ve kötü insanlar arasında ikiye ayrılması düşüncesi, erkeğin ve kadının toplumca belirlenmiş rolleri ve normları, bir ağacın budamamız gereken dallarıdır.
Heteroseksüel toplum normal, eşcinsel bireyler anormaldir
Toplum, içindeki bireyleri yansıtan bir yapı değil de, o bireylerin kolektif bilincini sömürmeye başladığı anda, kaos doğar. Çoğunlukçu ve köktenci bir anlayışla sırf toplumun onayını alma umuduyla girişilen bu “kim normal, kim değil” sorunsalı, nabza şerbet vermekten de başka bir amaç taşımıyor.
Eşcinsel bir kişi eğer isterse heteroseksüel olabilir
Mağazadan alıp üzerimize olmayan pantolonu değiştirmiyoruz sevgili okuyucu. Kimliğimizi belirliyoruz.
Bonus: Bi’ şey yapmalı!
LGBT hareketine destek veren bir hükümetimiz olmadığı gibi, LGBT destekçisi bir milletimiz de yok. Bu sebeple her taraftan kuşatılmış olan LGBT bireylere, bireylerden gelen destek hayati önem taşıyor. İşe eşcinselliğin ne olup ne olmadığını araştırarak başlayabilir, Onur Yürüyüşü (Pride) gibi etkinliklere katılabilirsiniz. En nihayetinde tek önemli olan bilinç kazanmak ve kazandırmak.