Yüzlerce yıllık uzmanlaşma birikimi günümüzde meslek olarak sunulmuş önümüze. O olmayınca ne evlenebiliyorsun, ne de adam yerine konuyorsun.
Hepimiz olmasa bile birçoğumuz bir şekilde bir meslek edinmiş çalışıyoruz. Sahip olduğumuz bu meslekler -içi boş da olsa- kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor. İnsan elbette sevdiği işi yaparak para kazanmak istiyor, ama ne gezer! Ama bazı meslekler var ki, ne çalışma saatleri, ne kazandırdığı para, ne de o işi yapıyor olmanın verdiği zevk tatmin ediyor.
Bu listede bu mesleklerden birkaçını derledik, hem yatın kalkın halinize şükredin hem de bazı insanların para kazanmak için nelere katlandığını bir kere daha düşünün diye. Huzurlarınızda en zor mesleklerden aklımıza ilk gelenler:
Geri dönüşümün kralları: Atık kağıt işçileri, nam-ı diğer kağıtçı çocuklar
Şehirlerde sabah-akşam, yaz-kış demeden saatlerce çalışan, çekçek usulü arabalarında taşıdıkları çuvalın en dolu halinin 120 kilo falan çektiği güzel insanlar. Topladıkları kağıdı kilosu 60-70 kuruşa (ya da benzer bir fiyata) satarlar. Kazandıkları para da aşağı yukarı 15 TL’dir. Bu işi geri dönüşümü düşünerek yapmazlar, ama geri dönüşüme yaptıkları katkı takdire şayan elbette. (Ayrıca bkz: Geri Dönüşüm İşçileri Derneği) Bu arkadaşlardan birisiyle yapılan bir röportaja buraya, “Çöpte Dostoyevski Buldum” adlı belgesele de şuraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeraltından notlar: Maden ocağı işçileri
Yerin bilmem kaç kat altında ışıktan, havadan, hayattan uzak çalışan insanlar bunlar. Yüzleri her daim siyah ama kazandıkları para ak pak insanlar. Kazandığı parayı bu kadar hak eden başka bir meslek grubu var mıdır bilemiyoruz. En kötüsü de ölümleri hiç ses getirmez, politikacılarımız eliyle toplumda bir alışkanlık oluşturulmuştur. Her maden işçisi ölümünden sonra bir “kader” sözü dolaşır ortalıkta.
Biz imaj yapalım diye hayatları eskiyen insanlar: Kot taşlama işçileri
Hayatlarını idame ettirmek, ailelerini geçindirmek için başka çareleri olmayan, kotlar hafif beyaz görünsün diye silikozis olup ölen insanlar bunlar. Kendi deyimleriyle: “Kot kumlamaya gelirsin, sonra askere gidersin, çürüğe çıkarılınca öğrenirsin hastalığını, köyüne döner, ölürsün.”
Yükseklik korkusu da ne ki: Tersane işçileri
‘Kader’leri ölmek olan, ekonomi kan kaybetmesin diye de cansız bedenleri görmezden gelinen bir işçi topluluğu daha. Sadece Yalova’daki tersanelerde gerçekleşen ölümlerin sebepleri şunlar:
– 18 yaşındaki Hakan Oğuz adlı işçi yüksekten düşerek öldü.
– 12 Eylül 2008’de, 16 yaşındaki temizlik işçisi Muharrem Ceylan, elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
– Cemre Tersanesi’nde 26 yaşındaki Sinan Durhan, 21 Mart 2010’da gemi tankına düşerek öldü.
– 5 Nisan 2010’da, Kalkavan Tersanesi’nde taşeronda montaj işçisi olarak çalışan 36 yaşındaki İsmail Çakır, vinçteki hurda kazanının başına düşmesi sonucu öldü.
– 28 yaşındaki Cemil Kaya da gemi üzerindeki tankerin inşası sırasında menhol (güverteden gemiye iniş yolu) kapağından ambara düşerek öldü.
Dikkat edin, 153 kişinin öldüğü Tuzla’ya değinmedik bile…
Bir sürü yükü omuzlayan kadınlar: Hayat kadınları
Nam-ı diğer seks işçisi. Anlatılması en zor meslek topluluğu… Ne desek boş… Bir başka insanla yaşanabilecek en güzel eylemi -klişe tabirle- ekmek parası kazanmak için kullanmak zorunda kalan insanlar bunlar. Öyle sanıyoruz ki, maruz kaldıkları koşullar ve deneyimledikleri yaşam, hiç kimseninkiyle kıyaslanamaz. Dövülürler, tecavüze uğrarlar, aşağılanırlar, öldürülürler, en kötüsü de sözlü kültürün en çok kullanılan unsurlarıdırlar. Aslında taşıdıkları yükle, pek çok kadının sırtındaki yükü de almış olurlar. Önlerinde saygıyla eğiliyoruz.
Her gün 5-6 saatlik uyku insanları: Dizi seti çalışanları
Saatlerce çalışan ve tabii ki her sektörde olduğu emeğinin karşılığını alamayan bir meslek grubu daha. Oyuncular bölüm başına 30-40 bin TL gibi rakamları görürken, bu çocukların gördüğü tek şey uzun çalışma saatleri ve yapılmayan sigortalar. Dizi seti çalışanlarından bahsedip de set çıkışı trafik kazasında ölen Zehra Sezgin ve Tülay Ergildi’yi anmamak olmaz.
Ev, aile nedir bilmeyenler: Uzun yol şoförleri
İnsanı, evinden, ailesinden, çocuğundan uzak tutan bir meslektir. Günlerce olmazlar evde. Şoförde “Acaba hanım nasıl, çocuklar nasıl?” stresi, evdekilerde “Babam/eşim iyi mi, yollar nasıl acaba?” stresi vardır. Sürekli seyahat halinde olmaları, ölümle burun buruna yaşamalarına da sebeptir. Bir de videodaki gibi manyakları vardır.
Bir sürü ses, bir sürü kapris: Çağrı merkezi çalışanları
Ayda bilmem kaç lira kazanacağım diye, hiç tanımadıkları bir sürü insanın kaprisini çeken meslek grubu. Günleri ne kadar kötü geçerse geçsin, konuştukları müşteriye “evet efendim”, “peki efendim” şeklinde hitap etmek zorundadırlar. Hak ettikleri ücreti almadıkları konusuna değinmemize gerek var mı?
Tatil kavramını unutan insanlar: Kabin memurları
Bir sürü tanımadığı insanın kaprisini çekmek zorunda kalan bir meslek grubu daha. Ne olursa olsun kibar olmak zorundadırlar. Mesai saatleri içinde çay, sigara içmek, yemek yemek, hatta tuvalete gitmek bile hayal olabilir. Aldıkları parayı çok görenlere bir çift lafları vardır.
Binlerce insanın canı onlara emanet: Hava trafik kontrolörleri
Bir anlık dalgınlığının onlarca insanın canına mal olabileceği, iş stresi almış başını gitmiş olan meslek grubu. Aynı zamanda ekşını bu kadar bol olan başka bir devlet memurluğu kademesi var mıdır? Sanmıyoruz. Bir de film önerelim.
Anında bilgi veren uzmanlar: Simultane tercümanlar
Dakikada 150 kelime çevirebilirler. Konferansların ve uluslararası toplantıların olmazsa olmazlarıdırlar. Kısa süreli hafızalarını çok kullandıkları için, Alzheimer olma riskleri de vardır. Uluslararası toplantılarda yaptıkları küçük bir çeviri hatasıyla, bir şirketi, hatta bir ülkeyi uçuruma sürükleyebilirler alimallah.
Ne idüğü belirsiz sıvılara dalan kişiler: Sanayi dalgıçları
Normal dalgıçlar gibi berrak sulara dalmazlar. Nerede pis, nerede kimyasal bir birikinti var, orada bunlar vardır. Çalışma saatlerine göre yüksek ücret alırlar ama hayati tehlikeleri de bir o kadar yüksektir. Küçük çaplı tamirat işlerinden, büyük mühendislik işlerine kadar daldıkları sıvıların içinde birbirinden farklı işler yaparlar.