Konuk yazarımız Hasan Deniz Söğüt listeledi, haberiniz olsun. (@Microphe)
Öyle sporcular vardır ki, kariyerlerinde onlarca zaferi, kupası ve madalyası olmasına rağmen adları fazla bilinmez ya da hak ettikleri ilgiyi görmezler.
Kendi dalının en iyi sporcusu unvanını alamamalarının tek sebebi ise kendileri ile aynı dönemde o sporu yapan efsanelerdir. İşte aklımıza gelenlerden spor tarihinin en büyük ikinci sporcuları listesi hazırladık, buyurun bakalım.
Bobby Orr (Wayne Gretzky)
1970’ler Amerikası’nda herkesin kafasını kurcalayan tek soru vardı; Amerikan Buz Hokeyinin en iyi oyuncusu Bobby Orr mu? Wayne Gretzky mi? Orr, kariyeri başarılarla dolu olan ve defans olmasına rağmen attığı müthiş gollerle adından söz ettiren gerçek bir NHL efsanesidir. Tam 4 kez takımına maç kazandıran sayı yapmıştır. Ancak her ne kadar bu özelliklerini takdir etsek de bizce tarihin en iyi buz hokeycisi açık ara Wayne Gretzky’dir. Gretzky hala NHL tarihinin en çok sayı üreten oyuncusudur. O kadar büyük oyuncudur ki 99 numaralı formasını o emekli olduktan sonra hiçbir sporcuya giydirmemişlerdir. 12 yıl aralıksız 40 golü aşmış tek oyuncudur. 200 sayı barajını 4 kere kırmıştır. Buna en çok yaklaşan sporcu ise sadece 199 sayı yapabilmiştir.
Zlatan Ibrahimovic (Messi-Ronaldo)
Attığı inanılması zor goller, verdiği şaşırtıcı paslar ve gittiği her takıma en az 2 kupa kazandırması ile dünyanın en iyi oyuncularından biri olduğu gerçek ama Ibra ne kadar iyi olursa olsun asla uğraşamayacağı iki rakibi var, Ronaldo ve Messi. Yanlış zamanda doğdu mu dersiniz ya da onlardan daha iyi mi dersiniz bilmiyorum ama Ibrahimovic tüm zamanların en iyi ikincileri listesinde olması gereken bir sporcu. (Messi ve Ronaldo’nun hangisinin birinci olduğuna karar veremediğimiz için Ibra’yı ikinci olarak görüyoruz.)
Harald Schmid (Edwin Moses)
Batı Almanya’nın o zamana kadar yetiştirdiği en iyi atlet olan Schmid, Berlin yarışında Amerika’nın en iyi atleti gözüyle bakılan Edwin’i geçerek büyük yankı uyandırmıştı. Bu yarıştan sonra ikili arasında tatlı bir rekabet başladı. Katıldıkları bütün yarışları kazandılar. Ancak birbirleriyle olan yarışlarında sürekli birbirlerine geçildiler. Berlin yarışından sonra ki ilk yarışta Moses, Schmid’i geçmişti. Bu, Amerikalı adına 9 yıl, 9 ay, 9 gün sürecek 122 yarışlık yenilmezlik serisinin başlangıcıydı. Schmid, bu süre zarfında kendi rekorunu tam 7 kere geliştirdi ama Moses her zaman 400 metre engellide harikalar yaratıyordu. Avrupa’da fırtınalar estiren ve sayısız altın madalya kazanan Schmid, ne yaptı ettiysede kariyerinde Moses’ı sadece 1 kere geçebildi. Moses halan 400 metre engellide tüm zamanların en iyi ikinci derecesine sahip. Bu rekoru tam 16 yıl kimse kıramamıştı.
Babe Ruth (Lou Gehrig)
2 kez All Star’a katılmış, 7 kez Dünya Serisi’nde şampiyon olmuş, kariyerinde 12 kere “home run” yapmış gerçek bir beyzbol efsanesi olan Babe Ruth’ı ikinci görmemizin tek sebebi bir diğer efsanedir. Bu efsanenin de kendisiyle bir zamanlar aynı takımda da oynamış Lou Gehrig’tir. Gehrig, 7 kez All Star’a katılmış ve 2 kez sezonun en değerli oyuncusu ödülünü almıştır. Ancak onu Ruth’tan daha iyi olmasının sebebi kazandığı ödüller değil, kırdığı rekorlardır. Çünkü Gehrig’in bazı rekorları aradan geçen 82 seneye rağmen hala kırılamamıştır.
Milian Hector (Alexander Karelin)
Onlarca altın madalyası ve olimpiyat altını olmasına rağmen onun tüm zamanların en iyi ikinci güreşçisi olmasının sebebi ezeli rakibi Alexander Karelin’dir. Alexander tüm otoritelere göre tüm zamanların en iyi güreşçisidir. “İlk kaybettiğim maçta güreşi bırakacağım.” demiştir. Kariyeri boyunca 1 maç hariç hiçbir maçını kaybetmemiştir. Tek yenilgisini 2000 yılında alır ve güreşi bırakır. 3 olimpiyat madalyası ve yüzlerce Avrupa Şampiyonluğu vardır. Sanırım Hector’un neden ikinci olduğunu anladık.
Bobby Jones (Jack Nicklaus)
Golf deyince çoğumuzun aklına Tiger Woods gelir ama golf tarihinin en büyük sporcuları Bobby Jones ve Jack Nicklaus’tur. Kariyerlerini birbirlerinin rekorlarını kırmaya çalışarak geçirmişlerdir. Bobby’nin Jack’ten geride olmasının, yani ikinci olmasının tek sebebi 20 turnuvaya katılıp art arda 13’ünü kazanmasıdır. Ancak Jack Nicklaus katıldığı 20 turnuvanın 20’sini de kazanmıştır.
Joe Frazier (Muhammed Ali)
Dünya Ağır Siklet Şampiyonluğu olan Joe Frazier’in neden ikinci olduğunu çoğumuz biliriz herhalde. Çünkü karşısında Muhammed Ali adlı bir efsane vardı. Kariyerlerinde 3 kez karşı karşıya geldiler ve Joe bunlardan sadece birini kazanabildi. Frazier her ne kadar ikinci olsa da Muhammed Ali’ye kariyerindeki ilk yenilgiyi tattırmıştır.
James Hunt (Niki Lauda)
Eğer listemiz “Spor Tarihinde ki En Büyük Mücadeleler” olsaydı bu iki adam kesinlikle bir numara olurlardı. F1’de sürekli birbirleriyle mücadele ettiler. Louda’nın, yağmurlu bir yarış sırasında geçirdiği kazadan sonra yüzünün büyük bir kısmı yandı ama aralarındaki mücadele o kadar büyüktü ki Louda sırf Hunt’ın şampiyon olduğunu görmemek için pistlere döndü ve puan farkını kapatarak şampiyon oldu. Kimin daha iyi olduğunu ise sadece galibiyetlerine göre değerlendirebiliyoruz. Hunt ve Louda birbirine ne kadar zıt iki karakter olsa da çok iyi iki arkadaş olmuşlardır.
Karl Malone (Micheal Jordan)
9 çocuklu güneyli bir ailenin oğlu olan Karl Malone ne yaptıysa Michael Jordan’ın gölgesinden çıkamadı. Rekorlar kırdı, All Star maçlarında ve NBA’de ikişer kez “En Değerli Oyuncu” seçildi, 2 kez Rüya Takım formasıyla olimpiyat madalyası aldı ancak hiçbir zaman NBA şampiyonluğu kazanamadı. 18 sezon giydiği UTAH formasıyla sürekli rekor kırsa da Chicago Bulls’un yıldızı Michael Jordan, Malone’a hiçbir şampiyonluğu vermedi. Karl Malone’un Michael Jordan’ın arkasından ikinci sırada gösterilmesinin tek sebebi ise şampiyonluk yüzüğünün olmaması diyebiliriz. Buna karşın Michael Jordan tam bir Lord of the Rings.
Tyson Gay (Usain Bolt)
Tyson Gay, Dünya Şampiyonaları’nda 3 altın madalya kazanan 4 atletizmciden biridir, onlarca madalya kazanmış ve rekorlar kırmıştır. 9,71 ile o yıl tüm zamanların en iyi 2. derecesini elde etmiştir. Usain Bolt olmasaydı eğer Tyson Gay’e tarihte ki en iyi 100 metre koşucusu diyebilirdik. Ancak 9,71’lik dereceyi geçebilen ve onun ikinci olmasına sebep olan isim 9,58’lik derecesiyle Usain Bolt’tur. Atletizm tarihinin gördüğü en görkemli sporcudur bu zat. Bundan sonra kırılamaz denilen 100 metre rekorunu tam 4 kez kırmıştır. 9,76 – 9,72 – 9,69 ve son olarak 9,58. Bir insanın asla ulaşamayacağı hızlara ulaşmıştır.
Valerios Leonidis (Naim Süleymanoğlu)
Belki başka bir zaman aralığında dünyaya gelse adını Dünya halter tarihine altın harflerle yazdırırdı Leonidis fakat Naim Süleymanoğlu ona hiçbir zaman birincilik şansı tanımadı. Açık ara dünya spor tarihinde ki en büyük müsabakalara sahne olmuştur bu ikilinin turnuvaları. Hatta 1996 Atlanta Şampiyonası’ndaki maçları tarihe geçmiş ve bu konuyla ilgili belgeseller çekilmiştir. Bu turnuvada 5 dakikada tam 4 tane dünya rekoru kırılmıştır. Bu bir spor müsabakasında en kısa sürede en çok rekorun kırıldığı maçtır. Leonidis Dünya spor tarihinin en şansız sporcularının başında gelir. Naim Süleymanoğlu ise bütün otoritelere göre tüm zamanların en iyi haltercisidir. İlk dünya rekorunu 15 yaşında kırmıştır. 3 kez olimpiyat şampiyonluğu kazanmıştır. Toplamda 46 dünya rekoru kırmıştır. Dünya’da kendi ağırlığının 3 katından fazlasını kaldırabilmiş tek sporcudur.
@Microphe