Girmiş günlük kullanıma bir elinin hamuruyla kalıbı gidiyor. Sadece listemizdeki kadınlara değil tüm kadınlara söylenmesi tam bir saçmalık olsa da, siz buradakileri yine de ayrı bir yere koyunuz. Ya da koymayınız da ağzınızı murnunuzu kırdırınız.
Şiddetin her türlüsüne karşı olsak da bu ablaların kimi adamları eşşekten düşmüş karpuza çevirmelerine çok da sesimizi çıkarmazdık herhalde (kavga ayırırken bir tarafa pozitif ayrımcılık yapmak.)
Konumuza dönelim tarih boyunca ajanından, halk kahramanına bir çok ünlü kadını duyduk, hikayelerini dinledik, filmlerini izledik. Ama bir de çok bilinmeyen ama insanın aklını başından alacak kadın kahramanlar var. Gelin elinin hamuruyla dediğiniz anda narin elleriyle kafanızı kıracak tarihten 9 kadın karakterimize merhaba diyelim.
1-Hem Wi-Fi’nin mucidi hem de bir Hollywood yıldızı, Hedy Lamarr
Listenin en enteresan isimlerinden olan Bayan Lamarr dünya sinemasında ilk defa tamamen çıplak görünmüş aktristtir. 1932 çek yapımı “Ecstasy” filminde tamamen soyunan Hedy Lamarr, ekranda ilk defa kadın orgazmını da canlandırmıştır. Efsane film stüdyosu MGM (böğüren aslanlı logo) tarafından Avrupa’nın en güzel kadını olarak nitelendirilen Hedy Lamarr, güzellik ve zekanın kusursuz birlikteliği değil de nedir ey ListeList okuru?
Peki bu cesur ablamızın muhtemelen şu anda bu yazıyı okumanıza imkan veren günümüzün Wi-Fi standardının öncüsü olduğunu söyleyip devrelerinizi yaksak? Evet o dönem askeri haberleşme standardı olarak geliştirilen ve radyo kontrollü torpidolarda kullanılması için patentlenen bir teknolojiyi kocasıyla birlikte Hedy Lamarr geliştirmiştir. Askeri sır olarak kalması için uzun süre gizlenen bu standardı Wi-Fi, GPS, Bluetooth ve kimi cep telefonu teknolojilerinde kullanılmıştır. Lamarr ve kocasına 1997 yılında kablosuz teknolojinin gelişmesindeki katkılarından dolayı ödüller verilmiştir. Bugün 101. doğum günü olan Lamarr’ı, Google da ona özel yaptığı Doodle ile andı. Öyle ya olmasaydı olmazdı…
2-Adamı atından alan Khutulun, Moğol savaşçı prenses
Cengiz Han ya da onun torunu Kubilay Han ya da onun oğlu Mengü Han’ın dönemlerinde; yani 13. yüzyıl Orta Asya steplerinde hayatta kalmak hayli zor bir işti. Toplum içinde iyi ata binmek, ok ve yay kullanmak en önemli unsurdu. Moğol kadınları da erkekleri kadar iyi savaşçılardı. Ama aralarından biri hem süvari hem de güreşçiydi.
Prenses Khutulun ayrıca Kubilay Han’ın yeğeniydi. Aileye gel vatandaş. Moğolların o dönem neden galaksiye korku saldıklarını artık daha iyi anlıyoruz. Khutulun rakibinin atına sıçrayıp elemanı aşağı indiriyor, indirdiği anda da Orta Asya bozkırına harman ediyordu. Dönemin ünlü kaşifi Marco Polo, Khutulun’un savaş tekniğini şöyle anlatmış: Bir şahinin küçük bir kuşu pençeleriyle yakalaması gibi.
Takdir edersiniz ki Khutulun’un evlilik için şartı öyle ahırında son model beygiri olsun, çadırında pempe panjurlar olsun falan değil. Kadın demiş ki benimle evlenecek kişi beni güreşte yenmeli. Khutulun’la evlenmek için o er meydanına nice anlı şanlı erler gelmiş de, sırtları çimeni, gözleri güneşi görmüş, tıpış tıpış obalarına dönmüşler.
3-Adolf Hitler’in sinirden bıyığına aklar düşüren ajan Nancy Wake
Kod adı “the White Mouse – Beyaz Fare” olan Nancy Wake, II. Dünya Savaşı’nın en çok aranan casuslarındandı. 5 ayrı ülke tarafından aranan Beyaz Fareye bu lakabı Gestapo takmış hatta başına Beş Milyon Frank da ödül koymuştu.
99. doğum gününden hemen önce 2011 yılında Londra’da ölen Bayan Wake, peşindeki onca askere, ajana, diktatöre rağmen neredeyse bir asır yaşayarak milyonlarca abiye nanik yapmıştır.
Köken olarak Yeni Zelandalı olan ama Avustralya’da büyüyen Nancy Wake mesleğe hemşire olarak başlar. Daha sonra gazeteci olan Wake, Adolf Hitler’le röportaj yapacak kadar başarılı olur. Fransız sosyetesine katılır, İngiliz ajanı olur, II. Dünya Savaşı’nın kilit zamanında Normandiya Çıkarması’nın hemen öncesinde 7000 gerillayı Nazilere karşı örgütleyerek zamanında röportaj yaptığı Hitler’e en kazık sorusunu sorar: Sen bi ara dünyayı fethediyodun nooldu ibibik?
4-Neron’un aklını yakan Kraliçe, Boadicea
Bu amazon style ablamız sağa sola saldırmayı hobi haline getirmiş dönemin Roma İmparatorluğu’nun başına Asterix’ten sonra en çok bela olmuş ikinci savaşçıdır. Tabii Boadicea, Asterix gibi kurgu değil kanlı canlı bir halk kahramanı.
Ölen kocası varlıklı bir Roma Kralı olan kraliçes Boadicea’ya yüklü bir miras kalır. Ancak milattan sonra 61 yılında Britanya’da işgalci olan Romalılara göre kadınlara miras bırakılamamaktadır.
Adi Romalılar bununla da kalmaz Boadicea’yı kırbaçlar, kızlarına tecavüz eder. Kraliçe kendi ve kabilesi için bir isyan başlatır, isyan özgürlük mücadelesi içindir. Neron önderliğindeki Roma hayli kayıp verir. Çıkan ayaklanmada 80.000 kişinin öldüğü söyleniyor.
Bugün İngiltere’de önemli bir kültürel sembol olan Boadicea’nın heykeli Prens Albert tarafından finanse edilerek Londra’ya dikilmiştir.
5-Afrika’nın Güneşi Nana Asma’u
1793-1863 yılları arasında Nijerya prensesi olan Nana aynı zamanda bir öğretmen, şair ve Afrika’da modern feminizm öğretisini ilk defa yaymaya çalışmış tutkulu bir kadındır. Arapça, Yunanca ve Latince bilen Nana, Kuran’ı da hatmetmiş ve ülkesinin önceliğini kadınların eğitimine vermesi için çalışmıştır. Bugün ülke çapındaki eğitim faaliyetlerinde hâlâ onun etkisi görülmekte bir çok eğitim kurumuna adı verilmektedir.
6-Beyaz gecelerin kara cadıları
Şimdi demeyin ki bi yandan kadınları övüyor, ardından cadı diyorsun. Savaş zamanı ölüm kalım mücadelesi esnasında öyle isim takılmış bu ablalara. Takanlar da Naziler.
Bu ekip II. Dünya Savaşı sırasında Rusların tamamı kadınlardan oluşan 3 saldırı timinden biriydi. Savaş süresince 23.000 sorti yapan ekip, Nazilerin kafasına 3000 ton bomba bırakır.
Nazilerin “Nacht Hexen – Gece Cadıları” adını verdikleri bu birlik o kadar etkiliydi ki, onların uçaklarından birini düşüren her hangi bir Alman askeri savaşta üstün başarı anlamına gelen bir gamalı haç takmaya hak kazanıyordu.
7-İsmiyle adamı titreten Kolombiya’lı devrimci, Policarpa Salavarrieta
Sivri dili, korkusuz fikirleri ve hırsı çakmak çakmak gözlerinden belli bir özgürlük savaşçısı. Herkes köşesinde oturup pineklerken o İspanyol prangasına karşı ülkesinin ve Güney Amerika’nın özgürlüğü için savaşmıştır. Bugün resmi Kolombiya paralarına basılıyor. İspanyol Askerleri tarafından yakalandığında ibret olsun diye şehrin en büyük meydanında büyük bir şenlikle idam edilse de mücadelesi sonraki nesilleri etkisini altına almıştır.
8-Dertli gönüllere giren Barbara ablanız
36 ülkede 1 milyarın üzerinde romanı satılan bir isim ve bu kategoride Guinness Rekorlar Kitabı’nda. 700’ün üzerinde aşk romanı yazan Barbara Cartland’ı duymayan yoktur. İşin içinde aşk olduğuna göre, her romanında minimum iki kişi olsa, kafadan 1400 insan eder. Bırak roman yazmayı 700 erkek 700 kadın ismi yaz deseler yazamayız; kadın romanlarını yazmış.
Yazdıkları romanlar sabun köpüğü kabul; ama Barbara teyzenin tek olayı bu değil. Yememiş içmemiş Kraliyet Hava Yolları pilotlarıyla bir olmuş ve hava postasında kullanılan uçak tasarlamış. Cartland 1984 yılında havacılık geliştirilmesinde verdiği katkılardan ötürü “Bishop Wright Havacılık Endüstrisi Ödülünü” almıştır.
9-Begum Hazrat Mahal
1857 Hint İsyanı’nın önde gelen ismidir. Cesaret, bilgelik ve gücüyle halkına önder olan kahraman Begum hayatı boyunca onuruyla mücadele etmiş.
1857-1858 yıllarında İngilizlerin Hindistan’ı işgal etmesi ve kocası Ali Şah’ı Kalküta’da esir alması sonucu, 11 yaşındaki oğlunu tahta geçirerek ülkesini kraliçe olarak ülkeyi yönetmeye başlamıştır.
İsyandaki bazı savaşlara bizzat katılarak asilerin direnişi sürdürmelerini sağlamış olan Mahal, tüm gücüyle mücadele etmesine rağmen İngiliz savaş gücüne karşı duramamış İngiliz sömürgesi olan ülkesine dönmeyi reddederek Nepal’de ölmüştür.