Ekoseksüellik (Ecosexulaity) henüz bizde pek bilinmese de yurt dışında her geçen gün kendisine yeni katılımcılar bulan bir akım. Hatta kendi manifestolarını bile açıkladılar, bununla da yetinmediler Avustralya, Melbourne’de Kraliyet Botanik Bahçesinde ekoseksüelliğinizi ifşa edeceğiniz bir mekan bile açıldı.
Madem siz yanlış biliyorsunuz, gerçeği nedir bu ekoseksüelliğin? Birçok insanın algıladığına ve bildiğine göre, ekoseksüel insanlar biriyle çıkarken sürekli çevreye duyarlı olmaya dikkat ediyor. Ekoseksüellerin en belirgin özelliği randevuya bisiklet veya hibrid otomobille gitmeleri. Hediye alırken geri dönüştürülebilir olmasına dikkat ederler. Böyle bir kişiyle buluşacaksanız, hayvan ürünlerinden üretilen şampuan veya kozmetik kullanmamaya veya kullanıyorsanız asla söylememeye dikkat etmelisiniz. Yatak odasında yüzde yüz organik pamuktan üretilmiş yatak örtüleri kullanmak, ayrıca akşam yemeğini tasarruflu lamba ışığında yemek ve hatta klima yerine pervaneyi çalıştırmak ekoseksüel olmanın gerekleri.
Oysa değil, ekoseksüeller bizzat doğa ile hemhal olmaktan zevk alan kişiler. Ağaç kucaklayan, toprağı okşayan, çiçeklerle dirty talk yapan kimseler. Ormanda çırılçıplak koşuyor, çınar ağacına sürtünüyor, çimenlerin üzerinde kendilerinden geçiyorlar. Birbirleriyle sevişecek olduklarında çimenden yapılma ağılıklar takıp tabiatı soluyorlar. Şelalelerden tahrik olup, suyun içinde kendilerinden geçiyorlar.
Yani birisi size ekoseksüel olduğunu söylediğinde, “aa ne kadar duyarlı biri” demeden önce ne tür bir ekoseksüellikten bahsettiğinden emin olun. Yoksa kendinizi bir anda tarlada toprağa sürtünürken bulabilirsiniz.
1. Ekoseksüel manifestonun ilk maddesi: “Doğa bizim aşkımız”, gerçekten de öyle bir insan aşkıyla ne yaparsa hepsini yapıyorlar.

2. Doğaya karşı dayanılmaz bir arzu, aşk ve şevk duyuyorlar ve bunu her gün hissediyorlar.

3. Bu sadece yılda bir akıllarına estikçe yaptıkları bir şey değil, mesela gürgen ağacıyla sevişmek için dayanılmaz bir istek duyuyorlar.

Gürgen şart değil, meşe, ardıç, köknar, vs. hepsi olabilir.
4. Doğa ile ilgili her şey kendilerinden geçmeleri için yeterli, suya, nehire, ağaca, çimene, şelaleye, denize, vs. aklınıza gelebilecek her şeye aşıklar.

5. Ekoseksüel insanların sadece çevrecilerden oluştuğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, doktorundan, öğretmenine, avukatından, profesörüne kadar her alandan insanlar ekoseksüel olmanın tadını çıkarıyor.

6. Doğa ile özel anları paylaşmanın, onu onore etmenin en güzel yolu olduğunu düşünüyorlar.

7. Melbourne’deki Kraliyet Botanik Bahçesinde yer alan mekanda bitkilerle, toprakla, ağaçlarla halvet olmanız mümkün.

8. Önce bahçenin lobisinde ufak temaslarla başladığınız sevişme, bahçede zirveye ulaşıyor.

9. Joseph Kramer, Annie Sprinkle, Beth Stephens, vb. sanatçılar ekoseksüelliğin öncüleri.

10. Tabii sadece cinsellik olarak algılamamak lazım, başta bahsettiğimiz çevre ve doğa duyarlılığı bu insanlarda üst seviyede.

11. Haliyle bir insan sevgilisine kötü davranılmasını ister mi? Ekoseksüeller de sevgililerinin zarar görmesine tahammül edemiyor.

12. Netice itibariyle ekoseksüellik içinde cinsellik de barındırsa bir çevre duyarlılığı hareketi.

13. Ekoseksüel olmak için illaki ağaçlara sarılmanıza, şelale altında kendinizden geçmenize gerek yok, siz hele bir başlayın devamı zaten gelir.

Ekoseksüel manifestonun son cümlesiyle bitirelim: Yaşasın Ekoseksüel Devrim!
































