Gösterişli dekoru, rengârenk spotların altında parlayan yıldızlarıyla eğlencenin mabediydi burası. Zeki Müren burada salıncakla sahneye indi, Ajda Pekkan burada süperstar oldu… Maksim Gazinosu uzun yıllar konuklarını ünlü isimlerle buluşturdu.
Kaderin Rusya’dan İstanbul’a sürüklediği Frederick Bruce Thomas mekânın isim babasıydı. Fahrettin Aslan da burayı devleştirirken “Gazinocular Kralı” oldu.
Bugün artık gazinolar bambaşka bir çehreye bürünmüş durumda. Sadece şanslı bir azınlık eski gazino kültürüne yetişebildi. Bu kültürün en esaslı adreslerinden Taksim’deki Maksim Gazinosu, 53 sene önce bugün kapılarını yeniden araladı. 2000’lere kadar da pek çok tanıdık sanatçı Maksim’in sahne tozunu yutacaktı.
Thomas’ın Maxim’i
Sene 1921. Amerikalı siyahî Frederick Bruce Thomas, Sıraselviler Caddesi’nde Majik Sineması’nın yanı başında duruyordu. Binada hummalı bir çalışma vardı. Yüzlerce kişinin oturacağı mekâna, küçük bir sahne ve dans pisti yapılıyordu. İçerideki sütunlar, Amerikan barı ve Boğaz manzaralı teras buranın görkemini daha da artırıyordu. Kasım ayında tabela asıldı. Maksim açılmıştı.
Orkestra fokstrot, shimmy, çarliston!
Burası adını Thomas’ın Rusya’daki kulübünden alıyordu. Çarlık döneminde Moskova’da kulüp işleten Thomas, Ekim Devrimi’yle elindekileri kaybetmişti. Sıfırdan başlayacak gücü, karısıyla birlikte kaçtığı İstanbul’da bulacaktı.
Thomas, İstanbul’daki ilk lokali Stella’yı Şişli’de açtı. Burası kısa sürede İstanbul’un dans mekânına dönüştü; en iyi caz orkestraları burada çalıyor; fokstrot, shimmy, çarliston gibi dönemin popüler dansları burada yapılıyordu.
Zengin mönü, içkiler, sahne şovları…
Stella bir anda parlayınca Thomas, şansını Taksim’de, şehrin kalbinde denemek istedi. Maxim de kısa sürede ünlendi. Zengin mönüsü, içkileri, müdavimlerinin kulağının pasını silen orkestrası ve sahne şovlarıyla burası beş yıl boyunca kentin en beğenilen gece kulübüydü. Ta ki Thomas kazandığından fazlasını harcayıp borçlanıncaya kadar.
Nâzım Hikmet dizelerinde adı geçti
“Çalsın Maksimbarın cazbant kolu
çal bre kara köpoğlu
anlatayım Konstantinopl’u:
Yüzük, bilezik, gerdanlık, küpe
muslin, krepdöşin, tül, ipek
– Şu herif de karıma sersemce kur yapıyor pek!”
Nâzım Hikmet 1930’da kaleme aldığı 835 Satır’da, Maksim’in eski şaşalı günlerini böyle anlattı.
Maksim’in 34 yıllık uykusu
Thomas’ın savurganlığı ayyuka çıkmışken bir de Yıldız Sarayı’na açılan kumarhane, mekânın sonunu getirdi. Maksim önce müşterilerini şehrin yeni gözdesine kaptırdı, ardından Thomas borçları yüzünden cezaevine düştü.
Çöküş çok büyüktü. Thomas 22 Aralık 1927’de Maksim’i borçlarının bir kısmına karşılık devretti. Bir sene sonra da cezaevinde zatürreye yakalanıp vefat etti. Bir devir böylece kapanırken Maksim efsanesi 34 yıllık bir uykuya daldı.
Yeniden İstanbul gecelerinin bir numarası
Sene 1960. Yeni Maksim diye anılan, neredeyse batakhaneye dönüşmüş mekânda bu kez Fahrettin Aslan dolaşıyordu. Aslan, eski patronu ve ortağı Emin Yeyman ile burayı baştan aşağı yeniledi.
28 Ekim 1961’de Maksim Gazinosu açıldı. Köhne bar, sihirli değnek değmişçesine ışıldıyordu. Burası gösterişli dekoru, seçkin mutfağı ve sahneye çıkan muazzam sanatçılarıyla kısa sürede -ve yeniden- İstanbul gecelerinin bir numarası olacaktı.
Biraz belalı bir “ikinci baba”
Fahrettin Aslan, İstanbul’un gece hayatına çok küçük yaşta girdi. Sahne dünyasının Fahri Bey’i pek çok sanatçının elinden tuttu, yıldızını parlattı. Yaşı büyütülerek sahneye çıkarılan Gönül Yazar, oryantalden assolistliğe yükselen Sibel Can gibi isimler, 2005’teki vefatının ardından Aslan’ı “İkinci babamızdı” diye andı.
Gece hayatının bu en meşhur adamının başı zaman zaman derde de girdi. Aslan, 1984’te, dönemin Emniyet Müdürü Şükrü Balcı ile birlikte gayrimüslimleri korkutarak para topladığı, Dündar Kılıç ile de bir Suudi heyete 150 gram kokain verdiği iddiasıyla tutuklanmıştı.
Her keseye uygun adresler
O dönemin gazinoları, bugün gazino dendiğinde aklımıza gelen yerlerden epey farklıydı. Çoğu deniz kıyısında veya deniz manzaralıydı. İlla ki her keseye uygun bir adres, bir program bulunurdu. Memur maaşıyla bile ayda birkaç kere ailece gidilip doyasıya eğlenilirdi. Radyodan, plaklardan tanınan sanatçıları canlı dinleyebilmek kim bilir ne heyecan veriydi.
İlanlar, saz heyetleri, uvertürler, komedyenler…
1960’ların ikinci yarısından itibaren burası en önemli eğlence merkezlerinden biriydi. Boy boy ilanlar hazırlanıyordu. Saz heyeti, üç uvertür, orta solist, türkücü, ikinci solist, arada dansöz ve komedyen, son olarak da assolist sahneye çıkıyordu. Hatta Yeşilçam’ın ünlü isimleri de buradaydı.
Diğer gazinolarınkinde olduğu gibi Maksim’in hazırladığı afişlerde de bir hiyerarşi vardı. Sanatçıların önem sırasına göre fotoğrafları ve isimleri büyük tutulur; programlar paket halinde hazırlanırdı. Aynı ekibin 70 gece üst üste sahneye çıktığı bile olurdu.
Titiz ve kıskanç assolistler devri
Mekânın müdavimlerinin uğradığı geceler sanatçılara muhakkak söylenirdi. Sanatçılar da ona göre elbiselerini ayarlar, böylece aynı müşterinin karşısına aynı kıyafetlerle çıkmamaya özen gösterirdi. Assolistler, kendinden önce sahneye çıkanların seçtiği şarkılara, kılık kıyafetlerine bile karışırdı.
Çiçekler arasına saklanan pırlantalar
Assolist sahneye çıkarken kulise gönderilen çiçeklerden en gösterişlisi sahneye taşınır, çiçek gönderenlerin adı tek tek okunurdu. Garsonlar ünlü isimler sahnedeyken pek ortalıkta dolaşmazdı. Diğer solistler ve uvertürler tavan lambaları ile şarkı okurken assolistlere renkli spotlar tutulurdu.
Kulisler de bu dönemde epey renkliydi. Sanatçılar arasındaki kıskançlıklar, kavgalar dönemin magazin dergilerini süslerken, gönderilen çiçeklerin içinden çıkan pırlanta dedikoduları seyircileri bile meşgul ederdi.
Sarmalar, dolmalar eşliğinde kadınlar matinesi
Kadınlar matinesi gündüz kadınlar için düzenlenirdi. Fiks mönü yerine kadınların kendi yemekleri ile gelmesine izin verilir, sadece giriş ve içecekler için para alınırdı. Bu programlardan sanatçılar ücret almazdı.
Böylece kadınlar ellerinde sarmaları, dolmaları, börekleriyle gazinonun önünde uzun kuyruklar oluşturur, sevdikleri sanatçıları sahnede izleme şansı bulurdu.
Aslan “Gazinocular Kralı”
1960’ların ortalarında Maksim’e rağbet büyüktü. Zeki Müren, Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Seçil Heper, Emel Sayın, Ajda Pekkan, Bülent Ersoy gibi ünlü isimler buradaydı. İzleyiciler sahnedeki devlerle coşarken Aslan ortağının hisselerini devraldı ve Maksim’i kendi cumhuriyeti yaptı. O artık Gazinocular Kralı’ydı.
Maksim Gazinosu’nun başarısı Aslan’ın Caddebostan, Taşlık ve Bebek’te açtığı şubelerle devam etti. Merkez konumundaki Taksim ise artık “Büyük Maksim” adıyla anılacaktı.
Türkiye Güzellik Yarışması bile yapıldı
Maksim eğlence dünyasında o kadar devleşti ki 1967 yılının Türkiye Güzellik Yarışması bile burada yapıldı. Assolist Gönül Yazar’ın yanı sıra Ajda Pekkan, Durul Gence Beşlisi, Cem Karaca ve Apaşlar’ın sahne aldığı yarışmanın sunuculuğunu Halit Kıvanç yapıyor; Orhan Boran ve Altan Erbulak şovlarıyla geceye renk katıyordu.
Gazino out, TV in
Maksim 1970’li ve 80’li yıllarda da rağbet görmeye devam etti. Ama TV’lerin evlerimize girmesiyle eğlence anlayışı yavaş yavaş değişti. Artık o şovları, sanatçıları para ödemeden, hatta koltuğumuzdan kalkmadan izleyebiliyorduk. Elbette gazinodakinin yerini tutmuyordu ya neyse. Zaten ekonomik durum da eskisi gibi değildi. Öyle memur maaşıyla gidilecek yerler kalmamıştı. O yüzden ortadirek çoktan gazinolardan elini eteğini çekmişti.
Yeniden dirilmeye çalışıyor
1980’lerin sonunda kapanan Maksim 1993’te büyük bir eğlence kompleksi olarak yeniden düzenlendi. Ama ancak beş yıl sonra Emel Sayın’ın sahne almasıyla tekrar gazinoya döndü. Hatta o dönemde Fahrettin Aslan, bu açılışı oğlu Sacit ve Emel Sayın ile birlikte gerçekleştirdiği bir basın toplantısı ile duyurdu.
Yine de hiçbir zaman eski şaşaalı günlerine dönemeyen Maksim, 2000’lerde son kozunu oynadı. Petek Dinçöz, İbrahim Tatlıses, Mehmet Ali Erbil ve Hande Yener’li kadro üç ay; Dinçöz, İzzet Yıldızhan, Mehmet Ali Erbil ve Demet Akalın dörtlüsü de 1,5 ay sahne aldı.
Beklenen son 2000’lerde geldi
Dönem dönem kadroya giren yeni isimlerle, yeni hamleler denense de devir değişmişti. O eski günler geri gelmedi. Maksim gazinoları 2000’lerde art arda kapandı. Günümüzde Caddebostan Maksim‘in yerinde süpermarket, Taşlık Maksim‘in yerinde bir otel yükseliyor. Taksim Büyük Maksim‘in otel ve AVM yapılmasını öngören projenin ise bu yılın başında ruhsatı iptal edildi ve proje durduruldu.