Uzun uzun Mazhar Fuat Özkan, kısaca MFÖ. Duyduğumuz anda akan suları durdurduğumuz, kuvvetle muhtemelen ülkede yaşayan insanların çok büyük bir kısmını ortak paydada buluşturabilecek, adeta milli takım tadındaki nadir gruplarımızdan biri.
MFÖ, hepsi teker teker dev 3 ismin bir araya gelip adeta voltran oluşturmasıdır. Türkçe pop müzik tarihidir, yer yer eğlence, yer yer keder, yer yer “şapkasız çıkmam abi”dir. Birden çok nesle ilham vermiş, örnek olmuş, güzel müzikleriyle ruhları beslemiş bir efsane kadrodur.
Sizlere MFÖ’nün neredeyse yarım asırlık hikayesini anlatacağız, en keyifli, en efsane MFÖ şarkıları eşliğinde.
Nerde Hani
Mazhar – Fuat (1973) Türküz Türkü Çağırırız
Hiç unutmayız sene 1966, Mazhar ve Fuat’ın tanışmasıyla başlar tüm olaylar, hatta rivayet edilir ki bir the Beatles plağı vesile olur bu tanışmaya. Sene 1971’de ikili Mazhar – Fuat ismiyle ‘Türküz Türkü Çağırırız’ albümünü çıkartır. Artık yolculuk başlamıştır.
Güllerin İçinden
Mazhar – Fuat (1973) Türküz Türkü Çağırırız
Güllerin İçinden’in ilk hali de daha üçlü olmadan evvelki bu albümlerinde yer alır. Müziğin en saf hali dedirtecek güzellikte ve naiflikte bir kayıttır bu, vokal partileri çok ufak tefek değişiklikler gösterir, bir de sadece kulağımıza değil gönlümüze de yer etmiş o perdesiz bas solosu bu kayıtta yoktur. Aynı albümde başka pek bilinmeyen efsaneler de vardır, hoş gerçi bilenler biliyor neyse ki.
Heyecanlı
İpucu Beşlisi (1976) Heyecanlı / Hop Otur, Hop Kalk
Sonrasında olaylar müthiş bir yönde gelişir ve Özkan sahneye çıkar. Özkan çılgınlığında bir insan sanki yetmezmiş gibi bir de Ayhan Sicimoğlu katılır ekibe, Galip Boransu’nun da işin içine girmesiyle dönemin en çılgın kadrolarından biri kurulmuş olur: İpucu Beşlisi. İzzet Öz tarafından çekilen ve ülkenin ilk klibi sayılan ‘Heyecanlı’ da bir İpucu Beşlisi klibidir. Tiplere koş dedirten kliplerimizden. 🙂
Ele Güne Karşı
(1984) Ele Güne Karşı Yapayalnız
Yıl 1981’e geldiği zaman kader Mazhar Fuat Özkan için ağlarını örmeye başlamıştır. Seyyal Taner’e verdikleri ‘Ele Güne Karşı’ şarkıları, sanatçının TRT’den boykot yemesi üzerine tekrar gruba kalır ve onlar da patlatırlar 3 sene sonra bu şarkıyı, yıl 1984’e geldiğinde artık devir Mazhar Fuat Özkan devridir.
Yalnızlık Ömür Boyu
(1984) Ele Güne Karşı Yapayalnız
Ele Güne Karşı albümü içindeki birbirinden dev şarkılar, müzisyenler ve sözlerle adeta bir başyapıttır. Nasıl olmasın efendiler? Sizin de albümünüzde Erkan Oğur, Garo Mafyan, Onno Tunç, Taner Öngün, Asım Ekren gibi isimler yer alsa; o albüm de başyapıt olur.
Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da
(1984) Ele Güne Karşı Yapayalnız
Mazhar Alanson bu albümde ne büyük bir besteci ve söz yazarı olduğunu (ecnebiler singer/songwriter der) cümle aleme kanıtlamıştır, sonraki albümlerinde de bunun devamı gelir zaten. Bir şarkıyla insana İstanbul’un tüm kederini yüklerken, bir diğer şarkıyla “Haydi gidelim buralardan, varalım Bodrum‘un huzuruna.” dedirtebilmektedir.
New York Sokaklarında
(1985) Peki Peki Anladık
Sene 1985 olduğunda ‘Peki Peki Anladık’ albümü ortaya çıkar. Bu yıllarda arka arkaya albüm yapmak makbuldür. Albümün gizli canavarlarından biri şüphesiz ki New York Sokaklarında. Aynı albümde yer alan Diday Diday Day ile Eurovizyon’a katılmaları, kendilerine ülke çapında bir tanınırlık sağlar. Bir diğer eğlendiren konu ise albüme ismini veren Peki Peki Anladık şarkısının Ayhan Sicimoğlu’na ithaf edilmesi mevzusudur. Biz Ayhan Sicimoğlu’nu çok severiz ama her yönüyle bu kadar dolu dolu bir insanın yanındakilere “Peki Peki Anladık” dedirtme ihtimali de hiç az değil gerçekten düşününce. 🙂
Vak the Rock
(1986) Vak the Rock
1986 ise ‘Vak the Rock’ albümünün yılıydı. Rock’n Roll eşliğinde, eline gitar alan herkesin hayalini kurduğu o şan şöhret hikayesini anlatır Vak the Rock. Şu izlediğiniz animasyon klip de yine ülke piyasamızın ilk gördüğü animasyon klip olma özelliğini taşımaktadır. İlklerin grubu denilebilir MFÖ için.
Gözyaşlarımızı Bitti mi Sandın
(1986) Vak the Rock
Şayet bize sorsanız en efsane 3 MFÖ şarkısını sıralayın diye, kaçıncı sıraya koyarız bilmemekle beraber bu şarkıyı ilk üçe alırız. Bu kadar hisli, bu kadar anlamlı şarkı yapmak, içinde ‘zülfikâr’ gibi, ‘cumhuriyet’ gibi kelimeler geçirmek her baba yiğidin harcı değildir kısacası. Aynı albümün gizli vurucusu ise Bazen‘dir. “Güneş doğar güneş batar ama insan uyumaz bazen düşünür…”
Yalnızlar Garı
(1987) Yalnızlar Garı
‘No Problem’ albümü gelir, yıl 1987’dir. 80’li yıllar MFÖ’nün Eurovizyon yılları olarak hafızamıza kazınır. 85’teki Diday Diday Day’ın ardından 1988’de de Sufi ile yarışmaya katılırlar. Bu arada onlara MeFeÖ değil de eMeFÖ dememizin sebebi de bu Eurovizyon maceralarıdır. Grup buralarda Mazhar Fuat Özkan olarak anılırkan Eurovizyon’daki sunucu anons esnasında isimlerini kısaltmış ve İngilizce okurcasına eMeFÖ demiştir, sonrasında bu isim grubun üstüne oturmuştur. (Not a musical flying object şakası da fena değilmiş ablacım.)
Ali Desidero
(1990) Geldiler
Ve bir neslin ezberleyeceğim diye hafızasının üçte ikisini harcadığı efsane şarkı Ali Desidero! Müthiş bir hikaye ve müthiş bir canlandırma duyarız burada MFÖ’den. Böylelikle 90’lara gelmiş oluruz ve ‘Geldiler’ albümü de çıkmış olur. Albümün bir diğer dillere pelesenk, günlük yaşantımızı yerden yere vuran şarkısı ise Mecburen‘dir. Albümün en güzel sürprizi ise içinde Fahir Atakoğlu’nun da katkılarının oluşudur herhalde.
Rüşvet
(1992) Agannaga Rüşvet
Gönül isterdi ki bir playlist yazımızda da gündemi vurmayalım ama kabahat MFÖ’de. Rüşvet diye şarkı mı yapılır, “Rüşveti kimler alır?” diye soru mu sorulur? Aynı sene çıkan iki MFÖ albümünden biri ‘Aganaga Rüşvet’. Eleştirel sözleriyle dikkat çeken bir albüm, o yılın ikinci albümü ise ‘Dönmem Yolumdan’, sanıyoruz ki grup tarihinde içinden en az hit şarkı çıkan albüm bu.
Mazeretim Var Asabiyim Ben
(1995) M.V.A.B.
1995 yılı MFÖ açısından kritik yıllardan biriydi, keza Mazeretim Var Asabiyim Ben (M.V.A.B.) albümü, grubun yeni nesille imtihanıydı ve grup müthiş bir şekilde bu imtihanı geçti. Albümün bir diğer efsane şarkısı da sözleri Fikret Kızılok’a ait olan Sakın Gelme‘ydi. Bu yıllarda Yavuz Çetin’in MFÖ’yle çalıyor olması da bir başka efsane birlikteliktir.
Vurgun Yedim
(2006) AGU
2000’ler sonrasında da çıkarttıkları 2 albümle hâlâ güzel müzikler yapılabileceğini kanıtlamıştır abilerimiz bize. 2006’da 11 yıl aradan sonra ‘AGU’ albümünü yayınlamışlar, Vurgun Yedim gibi Sarı Laleler gibi dev eserleri bize armağan etmişler; 2011’de de ‘Ve MFÖ’yü piyasaya çıkarmışlardır. Bize adeta MFÖ’nün yaşlanmayacağını hatırlatan Hep Yaşın 19 ise 3 kuşağın diline pelesenk olabilmiştir.
Bonus gibi bonus: Sanatçının Öyküsü
Mazhar Alanson, Fuat Güner, Özkan Uğur sadece grup olarak değil teke tekte de müthiş müzik adamlarıdır, hepsine ayrı ayrı listeler düzmek gerekir muhakkak ama biz bonus olarak tercihimizi Mazhar Alanson’dan yana kullandık. Çünkü o “Sanatçının Öyküsü”nü anlatıyor bize. “Ben bir şarkı söylerim yorgun insanlara.” diyor ve bize de dedirtiyor iyi ki yıllardır şarkı söylüyorlar bu yorgun insanlara.