Ebru Tireli, 32 yaşında Manisa Turgutlu’da yaşayan evli ve bir çocuk annesi bir kadın. Tireli 4 aylık hamile, dün evine 50 metre mesafedeki bir parkta spor yaparken kimliği henüz belirlenemeyen bir erkeğin saldırısına uğradı. Kendi ifadesine göre belki de ölümden “hamileyim lütfen vurma” şeklinde yalvarması üzerine kurtuldu.
Ebru Tireli: “Hamileyim ne olur vurma diyerek yalvardım, ne olduğunu anlamadım. Gözü dönmüş bir şekilde bana vurmaya devam etti. Yere düştüm, başımı kaldırıma vurdum, bu kez üzerime çıkıp, yüzüme vurmaya devam başladı. Hem küfür ediyor hem de vuruyordu. Sonra birden beni bırakıp kaçtı.” şeklinde konuştu.
Konuşmasının bir yerinde “üzerimde kapüşonlu mont vardı ve her yeri kapalıydı” şeklinde konuşan Ebru Tireli, Türkiye’de kadınların bilinçaltlarına işleyen “benim suçum” algısını da gözler önüne seriyor aslında.
Ebru, her yerin açık olsa bile herhangi birinin sana saldırmaya, bırak saldırmayı arkandan “mırıldanmaya” hakkı yok.
Bir kadın günün her saatinde, istediği her yerde, istediği her kıyafetle bulunma hakkına sahiptir. Kadınlar uğradıkları şiddet yüzünden asla suçlu olamaz.
“Bir daha orada spor yapamayacağım, bakkala, markete gidemeyeceğim…” Bu sözler de Ebru Tireli’ye ait.
Kadınların yaşanan bu kör şiddet karşısında nasıl sindiğinin, korktuğunun, eve kapanmak zorunda kaldığının bir kanıtı bu sözler. Bu şiddeti önlemekle, bu şiddete tepki göstermekle, ne olursa olsun mağdurun yanında olmakla sorumlu kimselerin “dövmek yerine mırıldan”, “hamile kadının sokakta ne işi var”, “kızlarına sahip çıksalarmış”, “mini etek giysersen böyle olur”, “o saatte orada ne işi varmış”, vb. saçma ve suçluya destek çıkan açıklamaları bizi bu noktaya getirdi.
“Özür dilerim, bir daha yapmayacağım, yürümeyeceğim, hakkını helal et, tamam senin istediğin gibi olsun…” Ebru Tireli’nin kendi ifadesiyle en çok zoruna giden sözleri bunlar.
Bu sözleri kendisini darp eden insan müsveddesine sarf etmek zorunda kalıyor. Neden? Çünkü yarın bu kişi yakalansa bile birkaç gün içinde salıverileceğini biliyor. Türkiye’de büyük bir çoğunluğun bu kişinin arkasında durabileceğinin farkında Ebru. Devlet büyüklerinin (!) dahi destek veren açıklamaları olabileceğini görüyor, çünkü geçmişteki tecrübelerimiz bize bunu gösteriyor.
Biz ne zaman mağdurun, kendisini mağdur edene yalvardığı, ondan özür dilediği bir ülke olduk?
Bunun sorumluları kimler, kimler her daim kadına şiddeti meşrulaştırmaya, kadınları eve kapatmaya, özgürlüklerini kısıtlamaya çalışıyor?
Ne zaman kadınlarımızı polis eliyle korumaya çalışmayı bırakacağız? Ne zaman en olmadık yerlerde, en saçma sebeplerle kadınların şiddet görmesinin önüne geçeceğiz?
Ebru Tireli ne kadar anlamı olur bilmiyoruz ama yanındayız, evinin 50 metre uzağındaki parka gitme özgürlüğünü kimsenin elinden almasına izin verme.
Bugün buna izin verirsek yarın senin çocuğunun sokağa çıkma hakkı kalmayacak.