Dünyanın en pahalı arabaları yalnızca bir taşıt veya eğlence aracı olmanın ötesinde. Her biri başlı başına özel bir sanat eseri değeri verilerek üretiliyor ve buna göre fiyatlanıyor. Aşırı lüks yaşam tarzına yapılabilecek eleştrileri bir kenara bırakıp bu arabalara yalnızca otomotiv açısından bakacak olursak, her birinin dudak uçuklatıcı birer eser olduğu ortada.
Her yıl inanılmaz bir hızla gelişen ve doğal olarak daha da pahalılaşan hiper araba sektöründe bu yıl belki de şimdiye kadarki en büyük sıçrama yaşandı. 2019 Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenen, Bugatti’nin yeni “La Voiture Noire” modelinin fiyatı, 2018 yılında yeni alınabilecek en pahalı arabanın fiyatından neredeyse 2 kat fazla olarak açıklandı.
Şunu belirtmekte fayda var. Rolls Royce’un yeni modeli Sweptail için de dünyanın en pahalı arabası olma yarışında fakat bu model için tahmin edilen fiyat, resmi yetkililer tarafından henüz doğrulanmadı. Geçen sene fiyatının 15 milyon dolar olacağı açıklanan Pagani Zonda HP Barchetta’da bu araç tarafından geride bırakıldı. Günümüzde yeni olarak alınabilecek en pahalı araba olan La Voiture Noire’a gelin bir göz atalım.
La Voiture Noire, yalnızca bir adet üretildi ve öyle de kalacak olan çok özel bir model. Aracın vergiler hariç fiyatı tam 12,5 milyon dolar. Aracı satın alan kişinin vergiler dahil 18,7 milyon dolar ödediği söyleniyor.
Araç, Bugatti’nin bir önceki modeli Chiron baz alınarak, geliştirilerek tasarlanmış. Esasen Fransız hiper araba üreticisi Bugatti’nin 110. yılını kutlamak amacıyla, şirketin 1930’larda ürettiği bir modeli olan Type 57 SC Atlantic modelinin modern bir uyarlaması olarak üretilmiş. Yine bu yıl tanıtılan, Chiron’un pist odaklı bir versiyonu olarak tasarlanan Bugatti Divo’nun aksine, La Voiture Noire türünün tek örneği olacak.
Aracın hikayesi 20. Yüzyılın başlarına dayanıyor. “La Voiture Noire” isminin ilk sahibi, 1936’da üretilmiş ve 2. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın Alsas işgali öncesi kayıplara karışan bir Bugatti Type 57 SC Atlantic.
La Voiture Noire (Fransızca “Siyah Araba” anlamına geliyor), Bugatti’nin pazarlama takımı tarafından belirlenmiş havalı bir isim gibi gözükse de aslında isim 1930’lara dayanıyor. Her şey 1935-1938 yılları arasında üretilen dört araçlık Atlantic serisiyle başladı. Dört araç da müşteriye özel üretilmiş, türünün tek örneği arabalardı. 1941 yılında Almanların Alsas işgali öncesi, serinin 2. üretilen aracı kayıplara karıştı ve 80 yıldır tüm çalışmalara rağmen bulunamadı. Bu araç “La Voiture Noire” olarak biliniyordu. Bu olay otomobil dünyasının en gizemli kaybolmalarından biri olarak görülüyor.
Aracın ön camı, yan camlarıyla bitişik bir tasarıma sahip. Bu, cama bir kask vizörü görüntüsü veriyor. Dikey tasarlanan silecekler, ilk La Voiture Noire’in ayrık ön cam tasarımını yansıtıyor.
Araca dışarıdan bakınca eski Atlantic modeli baz alınarak tasarlandığını gösteren iki detay var. Birincisi ön camının tam ortasında, dikey konumda duran silecekler; ikincisi ise çatısındaki yüzgeç tasarımı. Ayrıca firma, aracı oturmuş C şeklindeki tasarım çizgisinden oldukça farklı tasarlamış. Çatısı daha açılı yapılmış, yan tamponları yenilenmiş ve aerodinamik öğeler daha az agresif görünüyor.
Aracın iç tasarımı hakkında resmi bir bilgi olmasa da üreticinin önceki bilinen modeli Chiron’un pist odaklı versiyonu Divo’ya benzer yarış esintili koltuklar ve çok benzer bir konsol kullanılacağı tahmin ediliyor.
Bugatti aracın iç görünüşü hakkında bir duyuru yapmadı ve herhangi bir görüntü paylaşmadı. Sergilendiği Cenevre fuarında da aracın içine girme olanağı sunmadılar, dolayısıyla henüz neye benzediği bilinmiyor. Şirketin, diğer yeni modeli olan Divo’nun iç tasarımını önceki modeli Chiron’a oldukça benzer tasarladığı biliniyor ve La Voiture Noire’in kabininin de bu araçlara benzer olması bekleniyor. Renkler ise belli değil, zira her Chiron’un iç tasarımı kişiye özel yapılıyor. Bu aracın da kabininin nasıl görüneceği alıcısının isteklerine göre şekillenecek.
La Voiture Noire, gücünü 8.0 Litrelik W16 motordan alıyor. Motor 1497 beygir gücü ve 1600 nm tork üretiyor.
Aracın kaputunun altında sıradan bir Chiron motoru bulunuyor. Hayal kırıklığı gibi gözükse de Chiron’un da 3,5 milyon dolarlık, gücünü 1500 beygir gücü üreten 8,0 litrelik dev bir W12 motordan aldığını unutmamak gerek. Yine de La Voiture Noire, satın alınabilecek en güçlü hiper otomobil değil. 1578 beygir gücü üreten Koenigsegg Jesko, 1750 beygir gücü üreten SSC Tuatara gibi rakipleri bulunmakta. Performansa söylenecek pek bir şey yok. 0-100 km/h hızlanma süresi 2,5 saniye olan araç maksimum 420 km/h hıza ulaşabiliyor fakat bu hız üretici tarafından 380 km/h olarak limitlenmiş.
Aracın yalnızca 1 adet olması kimin satın alacağı sorusu da önem kazandı. Söylentilere göre ünyanın en pahalı aracını satın alan kişi yıldız futbolcu Cristiano Ronaldo olabilir.
İlk raporlara göre aracı eski Volkswagen Grup başkanı Ferdinand Piech’in satın aldığı düşünülüyordu fakat son söylentiler bu ismin yıldız futbolcu Cristiano Ronaldo olduğu yönünde. Ronaldo’nun hiper araba sevgisi herkesçe biliniyor. Futbolcu 2016 yılında, yine aynı üreticiden ve döneminin en pahalı aracı olan 2,5 milyon dolarlık Bugatti Veyron model aracı satın almıştı. Elbette bu yalnızca söylenti, konu hakkında resmi bir açıklama bulunmuyor.
Türünün tek örneği ve çok özel bir araç olan La Voiture Noire’ı bir daha kalabalık önünde görmememiz olası.
Bu tür araçlar genelde seçilmiş, çok özel etkinliklerde sergileniyor. Cenevre Otomobil Fuarı’nın bu ilk ve son etkinlik olması yüksek bir ihtimal. Satın alacak kişi de kim olursa olsun, araç için ödediği meblağı göz önünde bulundurursak, aracı mümkün olduğu kadar korunaklı bir garajda tutmak isteyecektir. Bu nedenle aracın halka açık yollarda görülmesi pek olası değil.