Ana sayfa » Yaşam » Döstädning: İsveçli İnsanların Hayatını Daha Sade ve Düzenli Yaşamasını Sağlayan Ritüel
Döstädning: İsveçli İnsanların Hayatını Daha Sade ve Düzenli Yaşamasını Sağlayan Ritüel
Dolaplarımız, çekmecelerimiz, tavan aralarımız... Hepsi birer anı mezarlığına dönüşmüş olabilir mi diye düşündünüz mü? İsveçliler düşünmüş ve bu düşünceyi hayatı derleyip toparlamaya dönüştürmüş. İşte "Döstädning" yani ölüm temizliği…
Dolabınızın kapağını açtığınızda üzerinize düşen o eski montu hatırlıyor musunuz? Ya da belki lazım olur diye sakladığınız ama yıllardır elinizi sürmediğiniz o kutuları? İşte İsveçliler bu dağınıklığa bambaşka bir bakış açısıyla yaklaşıyor: Döstädning yani İsveç ölüm temizliği. Adı biraz ürkütücü gelebilir, ancak bu temizlik aslında yaşamı sadeleştirmenin, geçmişle barışmanın ve geleceğe yer açmanın zarif bir yolu. Ünlü bir yazar olan Marie Kondo’nun “sadece mutluluk veren şeyleri tut” felsefesine benzese de İsveç tarzı bu yaklaşım biraz daha derin: Ölmeden önce kendi karmaşanı ortadan kaldırmak. Kulağa kasvetli değil, aksine fazlasıyla özgürleştirici geliyor, değil mi? İşte İsveç ölüm temizliği döstädning hakkında bilmeniz gerekenler
İsveç ölüm temizliği (Döstädning) nedir?
Hadi itiraf edelim: Dolabımızda kaç yıldır dokunmadığımız kıyafetler var? Ya da kutu içinde sakladığımız, artık ne işe yaradığını bile bilmediğimiz ıvır zıvırlar? İşte İsveç ölüm temizliği tam olarak bu noktada devreye giriyor. Adı biraz ürkütücü gelse de aslında yaşamı sadeleştirmenin en pratik yollarından biri.
Marie Kondo’nun “Sana neşe vermeyen şeyleri bırak” mottosuna benzer bir şekilde, İsveçliler bu temizlik anlayışını bir adım öteye taşıyor: Ölmeden önce kendi dağınıklığını kendin ortadan kaldırmak. Hem sembolik hem de pratik. Böylece bir gün geldiğinde, senden geriye kalan karmaşık dolaplar yerine huzurlu bir düzen kalıyor. Bu kavram, ölümün kaçınılmazlığına karşı yaşamı düzenlemenin huzurlu bir yolu olarak görülüyor.
Döstädning: Ölüm ve temizlik aynı cümlede olur mu?
İsveççede “döstädning” kelimesi “dö” (ölüm) ve “städning” (temizlik) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Fakat bu, toz almak ya da paspas yapmakla ilgili değil. Buradaki temizlik, hayatın yüklerinden kurtulmak anlamına geliyor. Bu, dolapları boşaltırken aslında zihni de temizlemek demek. Yani hem kendiniz hem de sevdikleriniz için daha düzenli bir dünya bırakmak.
İsveçli yazar, bu uygulamayı yapması gereken yaş aralığının ise 80 ile 100 yaşları arasında olduğunu söylüyor ve bu fikre kendi deneyimlerinden yola çıkarak ulaşmış. Ebeveynlerinin, eşinin ve arkadaşlarının ardından onların eşyalarını toparlamak zorunda kalmış ve o süreçte fark etmiş: Düzenli bir hayat, arkasında karmaşa bırakmayan bir miras demek. Bu yüzden ölüm temizliği, bir son hazırlığı olmaktan ziyade kalan zamana daha çok yer açmak için yapılan bir başlangıç.
İsveç ölüm temizliği, minimalizmin İskandinav versiyonu gibi düşünülebilir
Yani daha az, daha çoktur felsefesinin uygulanabilir hali. Maryland Üniversitesi’nden Dr. Rosellina Ferraro’ya göre, eşyaları azaltmak insanların hayatlarına denge getiriyor. Çünkü ne kadar az şeye sahip olursak, gerçekten önemli olana o kadar çok odaklanabiliyoruz. Psikolojik olarak da mantıklı: Eşyalar sadece yer kaplamıyor, zihni de dolduruyor. Çekmecedeki gereksiz belgeler, yıllardır giyilmeyen kazaklar, raftaki hediyelik eşyalar… Bunların hepsi fark etmeden üzerimizde bir ağırlık yaratıyor. Fazlalıklardan kurtulmak, sadece fiziksel değil duygusal bir ferahlık da sağlıyor. Sonuçta mutluluk, sahip olduklarımızdan ziyade hatıralarda, ilişkilerde ve deneyimlerde saklı.
Temiz ve düzenli bir ortamda yaşamak, bilimsel olarak da stresi azaltıyor. Psikoterapist Amy Morin’in açıklamalarına göre, çevremizdeki karmaşa azaldıkça iç dünyamız da dinginleşiyor
Northeastern Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, evini dağınık bulan kadınların gün boyu daha yüksek kortizol (stres hormonu) seviyelerine sahip olduğunu göstermiş. Dağınık alan, beynin odaklanma becerisini zayıflatıyor. Çünkü göz, her fazla eşya ile biraz daha yoruluyor. Yani ölüm temizliği yaparken aslında beyninizi de rahatlatıyorsunuz. Daha az eşya, daha az dikkat dağıtıcı unsur demek. Böylece günlük işlere, projelere ve hayata karşı daha verimli, odaklı ve huzurlu bir duruş geliştirilebiliyor.
Ölüm hakkında konuşmak çoğu insan için zor olsa da, bu süreci kabullenmenin bir yolu olarak görülüyor. Eşyaları elden geçirirken, aslında “Ben kimim?” ve “Benden sonra ne kalsın isterim?” gibi soruların da yanıtı aranıyor
Kansas Üniversitesi’nden Prof. David Ekerdt, bu yöntemin insanların ölümlülük fikriyle daha sağlıklı bir şekilde yüzleşmesine yardımcı olduğunu belirtiyor. Ayrıca erken yaşta bu sürece başlamak, yaşlılıkta karşılaşılabilecek fiziksel ve duygusal yükleri azaltıyor. Ölüm temizliği bir çeşit hazırlıktır ancak daha çok farkındalık pratiğidir. Hayatın geçiciliğini kabullenmek, onun kıymetini daha derinden hissetmeyi sağlıyor.
Elbette herkesin düzen anlayışı aynı değil. York Üniversitesi’nden Dr. Russell Belk’e göre, bazı insanlar temizlikle güç ve kontrol duygusu hissederken, bazıları dağınıklık içinde daha rahat hissediyor
Bu yüzden döstädning herkes için doğru yöntem olmayabilir. Minimalizmin popüler kültür tarafından yüceltilmesi, aslında tek bir yaşam tarzını idealize ediyor olabilir. Gerçek şu ki, bazı insanlar karmaşa içinde de mutlu. Ancak bu, İsveç ölüm temizliğinin sunduğu iç huzurdan yararlanamayacakları anlamına gelmiyor. Morin’in dediği gibi, önemli olan esneklik. Herkesin kendi sınırlarını bilmesi ve kendi yaşam tarzına uygun bir sadeleşme biçimi bulması. Ölüm temizliği, isterseniz bir maraton, isterseniz de bir arınma olabilir.
Döstädning nasıl yapılır?
Başlamak için en doğru zaman, şu andır. Önce zihinsel bir hazırlık yapın: Bu bir vedalaşma olarak görmeyin bu aslında hayatı özgürleştirme projesidir. İşe, başkalarının görmesinden rahatsız olmayacağınız alanlardan (bodrum, depo) başlayın. Her eşyayı elinize alın ve şu üç soruyu sorun: Bunu kullanıyor muyum? Bu bana mutluluk veriyor mu? Bunu benden sonra birisi gerçekten ister mi? Fotoğraf albümü veya mektup gibi duygusal yüklü eşyaları en sona bırakın. Ayırdığınız eşyalar için çöp, bağış ve hediye kutuları oluşturun.
Her dolap düzenlemesi, her “buna gerçekten ihtiyacım var mı?” sorusu, biraz daha özgürleşmek demek. Bu yöntem geçmişle, alışkanlıklarla ve duygusal yüklerle de vedalaşmanın bir yolu. En önemlisi ise, sizden sonra sevdiklerinize karmaşa değil, huzur bırakmak. Kısacası bu temizlik, aslında hayatla barışmanın bir yöntemi. Ve belki de dolabınızdaki eski monttan kurtulmak, düşündüğünüzden çok daha derin bir başlangıcın ilk adımı olabilir.