Türkiye uzun süredir yıkıcı bir ekonomik kriz ile mücadele ediyor. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı milyonlarca vatandaşın geçim sıkıntısı yaşamasına neden oluyor. Bununla birlikte Türkiye ekonomisinin son günlerdeki öncelikli gündem maddesi, yükselişi bir türlü durdurulamayan dolar! Dolar, Türk lirası karşısında sürekli değer kazanıyor, vatandaşlar her yeni güne doların yeni bir rekor kırdığı haberiyle uyanıyor. Peki, pek çok uzmanın ülkemizdeki ekonomik krizin ve yoksullaşmanın en önemli göstergesi olarak nitelediği bu rekorların sebebi ne? Doların yükselişi neden durdurulamıyor? Detaylara birlikte bakalım.
Geride bıraktığımız birkaç gün içerisinde dolar, Türk lirası karşısında son yılların en yüksek seviyesine ulaştı
Türk lirası, ocak ayından bu yana dolar karşısında yüzde 18 değer kaybetti. Öte yandan sadece bir günde, Türk lirası karşısında yüzde 7 değer kazanan dolar, 23,40 seviyesine ulaşarak yeni bir rekora imza attı.
Pek çok uzman isim ise doların önümüzdeki günlerde daha da yükseleceğini, Türk halkının kısa vadede “dolar yeni bir rekor kırdı” haberlerine hazırlıklı olması gerektiğini belirtiyor. Peki, ama dolar son günlerde neden inanılmaz bir şekilde yükseliyor, doların yükselişi neden önlenemiyor?
Doların müthiş bir hızla yükselmesinin arkasında yatan temel sebeplerden biri, iktidarın “rasyonel olmayan” ekonomi politikaları
Kısa süre önce Nureddin Nebati’nin yerine Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.” ifadelerini kullanmıştı.
Yani Türkiye’de uzun süredir, “rasyonel olmayan,” “akıl dışı” bir ekonomi politikasında ısrar edildiği, birinci ağızdan kabul edildi. İşte ülkemizdeki milyonlarca insanı yoksulluğa mahkûm eden en temel şey, bu akıl dışı ekonomi politikasıydı. Peki, uzun zamandır tarihin en yüksek sevilerinde olsa da, bir süredir sabit seyreden dolar, neden son günlerde inanılmaz bir şekilde yükseliyor?
Pek çok uzmana göre seçim sürecinde görmezden gelinen sorunlar, gün yüzüne çıkmaya başladı
Mehmet Şimşek’in Türk ekonomisini rasyonel bir zemine oturtma çabasının başlangıç hamlelerinden biri olarak, kamu bankalarının piyasaya müdahale etmeyi bıraktığı belirtiliyor. Yani iktidarın, bir süredir görmezden geldiği ekonomik sorunları, seçimi kazanmanın verdiği rahatlık ile gündemine almaya başladığı ifade ediliyor.
Seçimlerden önce Merkez Bankasının, dolar/TL kurunu baskılamak için kamu bankaları aracılığıyla piyasaya müdahale ettiği biliniyor
İşte doların uzun süredir 19-21 TL bandında kalmasının sebebi de buydu. Doların yükselişini önlemek için Merkez Bankası, elindeki döviz rezervlerini satıyor, bu sayede dolar/TL kurunda gözle görülür bir artış yaşanmasın önüne geçiliyordu. Ancak pek çok ekonomiste göre bu sıra dışı eylem planı oldukça tehlikeliydi.
Çünkü suni müdahalelerle doların fiyatını sabit tutmak geçici ve nafile bir çabaydı. Üstelik hiçbir sonuç elde edilemeyeceği son derece bariz olan bu eylem ile Merkez Bankasının döviz rezervi, yani milyonlarca insanın parası adeta “çarçur ediliyordu.”
Ekonomist Mahfi Eğilmez, “Ne Oldu Da Dolar Kuru Uçtu?” başlıklı yazısında doların yükselişinin iktidarın “seçim kazanma politikası” ile yakında alakalı olduğunu ifade ediyor
Eğilmez’e göre, kurdaki hareketliliğin sebebini anlayabilmek için geçmiş dönemdeki ekonomik uygulamalara ve özellikle iktidarın seçim kazanma politikasına dikkatli bakmak gerekiyor. Daha önce de “yüksek enflasyon, düşük faiz” politikasının yanlış olduğunu dile getirdiğini söyleyen Eğilmez “bugün gelinen aşamada, zembereğin boşalmasıyla birlikte, dolar kurunun normal düzeyine geldiğini” ifade ediyor.
Öte yandan Mahfi Eğilmez, iki yıldır iktidarın yalnızca seçim kazanmaya yönelik bir ekonomi politikası yürüttüğünü, ekonominin ağır yara almasına aldırış edilmediğini dile getiriyor… Kısacası doların rekor üstüne rekor kırmasının temel nedeni, uzun süredir uygulanan akıl dışı ekonomik yaklaşımlar ve iktidarın yalnızca seçim kazanma odaklı ekonomi anlayışı!
Yerli ve yabancı pek çok otoriteye göre doların yükselişi devam edecek
Ülkemizdeki seçim sürecinin sona ermesi ile birlikte çok sayıda yabancı finans kuruluşunun, dolar/TL kuru hakkındaki tahminlerini revize ettiği biliniyor. Örneğin Commerzbank, seçimlerin ardından yıl sonu kur beklentisini 20’den 25’e yükseltmişti. Goldman Sachs analistleri ise 3 Haziran tarihli raporlarında on iki aylık dolar/TL tahminlerini 22’den 28’e yükseltti.
Bununla birlikte yurt içindeki pek çok otorite de doların önümüzdeki günlerde daha da yükseleceğini ifade ediyor. Yaygın beklenti ise doların doğal konumu olarak ifade edilen 25 TL sevilerine gelerek, sabit bir zemine oturması yönünde.
Bugünkü tablo bir “TL krizinin” başlangıcına işaret ediyor
Öte yanda gerekli adımların atılmaması halinde, Türkiye’nin “devalüasyon ve yüksek enflasyon sarmalında kalabileceği ifade ediliyor. Peki, bundan sonra ne olabilir, doların yükselişini önlemek mümkün mü?
Dolar/TL kurunun akıbeti, atılacak adımlara göre şekillenecek
Rasyonel ekonomi politikalarına dönülmesi, kısa vadede değilse bile uzun vadede işe yarayabilir. ABD’de yaşayan ekonomist Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankasına getirileceğine yönelik iddialar da ekonomi çevrelerinde ortodoks politikalara dönüşün habercisi olarak yorumlanıyor.
Bazı uzmanlar, doları serbest bırakarak faiz artırımına gidilebileceğini ifade ediyor
Yani Erdoğan’ın uzun zamandır şiddetle karşı çıktığı faiz artırımı, önümüzdeki tek seçenek haline gelmiş gibi görünüyor. Doların üzerindeki suni baskının kaldırılması, doların gerçek seviyesine yükselmesine yani artmasına neden oluyor.
Ancak kimilerine göre ekonomik düzlüğe çıkmak için yapılması gereken de bu. Ancak bu esnada faizlerin de artırılması gerekiyor. Ekonomist Selçuk Geçer, “Yabancı sermayeyi çekmenin tek yolu.” ifadelerini kullanıyor.