Gerçek Hayattan Masallara: Disney’e İlham Veren 18 Gerçek Mekan
Bir filmi izlerken, bizi alıp götüren o büyülü atmosferi hiç düşündünüz mü? Disney'in yetenekli sanatçıları, hikayelerimize hayat verirken sıklıkla dünyanın dört bir yanındaki nefes kesici yerlerden ilham almış.
Çizgi film karakterlerini ve elbette o muhteşem animasyonları izlerken kendinizi bir anda bambaşka bir evrenin içinde bulduğunuz o anları bilirsiniz. Devasa şatolar, göğe uzanan kuleler, sislerin arasından beliren tapınaklar ya da gökyüzüne doğru çağlayan su kütleleri… Disney’in büyülü dünyaları her ne kadar fantastik görünse de pek çoğu dünyanın dört bir yanındaki gerçek mekanlardan esinlenerek yaratıldı. Üstelik bu esinlenmeler öylesine belirgindir ki, bu mekanları gördüğünüzde filmlerden bir sahnenin içine düşmüş gibi hissedersiniz. Siz de Disney’in arka planına uzanan gizli ilham kaynaklarını keşfetmek istiyorsanız, bu yolculuk tam size göre. Şimdi gelin, sinemanın hayal gücüyle gerçek dünyanın nefes kesici manzaralarının nasıl birleştiğine birlikte bakalım. İşte Disney’e ilham veren gerçek mekanlar…
1. Uyuyan Güzel – Neuschwanstein Şatosu, Bavyera, Almanya
Disney’in klasikleşmiş Uyuyan Güzel filmindeki o zarif kraliyet şatosunun bir masal kitabından çıktığını düşünüyorsanız, Almanya’nın Bavyera bölgesine gittiğinizde fikriniz tamamen değişebilir. Çünkü filmdeki sarayın tasarımında ilham kaynağı olan yer, Kral II. Ludwig tarafından 19. yüzyılda inşa ettirilen Neuschwanstein Şatosu’dur. Sanata tutkuyla bağlılığıyla bilinen Ludwig, bu yapıyı hem hayallerinin sığınağı hem de besteci Richard Wagner’e bir saygı duruşu olarak tasarlamıştı. Disney sanatçılarının bu şatodan etkilenmemesi neredeyse imkansız olurdu.
2. Güzel ve Çirkin – Alsace, Fransa
Güzel ve Çirkin’de Belle’in her sabah kitaplarıyla dolaştığı o neşeli köy meydanı, Fransa’nın kuzeybatısındaki Alsace bölgesinin kartpostal güzelliğindeki kasabalarına oldukça benzer. Bölge hem Fransız hem Alman kültürünün izlerini taşıdığı için mimarisi kendine has bir dokuya sahiptir. Renkli ahşap evler, dar sokaklar, çiçeklerle süslenmiş pencereler ve küçük meydanlar, Belle’in yaşadığı köyün atmosferini neredeyse birebir karşılıyor. Disney animatörleri bu iki kültürün harmanlandığı sakin ama canlı yaşamın ruhunu filmde o kadar ustalıkla taşımış ki, sanki masalın geçtiği yer hâlâ Alsace’te bir köşede sizi bekliyormuş gibi hissedersiniz.
3. Rapunzel– Mont Saint-Michel, Normandiya, Fransa
Rapunzel’in Kulesi ile çevrili Corona Krallığı size aşina bir manzarayı hatırlatıyorsa, bunun nedeni Mont Saint-Michel’in film için ilham olmuş olmasıdır. Normandiya kıyılarında yükselen bu Orta Çağ yerleşimi, gelgit zamanlarında karayla bağlantısı kesildiği için yüzyıllar boyunca doğal bir kale gibi kullanılmış. Bir gün ada, bir gün yarımada görünümünde olması bile tek başına büyülü bir atmosfer yaratıyor. Karşısında durduğunuzda, kuleleriyle göğe uzanan bu yerleşimin tamamen gerçek olduğuna inanmak kolay değil ama filmdeki o masalsı krallığın neden buradan beslendiğini hemen anlıyorsunuz.
4. Yukarı Bak – Angel Şelalesi, Venezuela
Up filmindeki Paradise Şelalesi’nin dramatik güzelliği, gerçek dünyada Venezuela’daki Angel Şelalesi’nde karşılığını bulur. Yerel Pemon halkının dilinde Kerepakupai Vena olarak bilinen bu şelale, 979 metrelik kesintisiz düşüşüyle dünyanın en yüksek şelalesidir. Auyantepui Dağı’nın tepesinden boşalan su, yere ulaşmadan önce rüzgârla dans edip sis bulutları yaratır. Filmdeki huzur dolu gizli vadi hissinin gerçekteki hali de tam olarak budur. Doğanın sessiz güç gösterisi, animatörlere adeta kaçınılmaz bir esin kaynağı olmuş.
5. Aladdin – Tac Mahal, Agra, Hindistan
Aladdin filmindeki görkemli Sultan Sarayı’nın kubbeleri ve avluları size tanıdık geliyorsa, bunun nedeni tasarımın Hindistan’ın dünyaca ünlü Tac Mahal’inden etkilenmesidir. Pek çok kişi Tac Mahal’i bir saray sanır ancak bu yapı, İmparator Şah Cihan’ın hayatını kaybeden eşi Mümtaz Mahal için yaptırdığı bir anıt mezardır. Beyaz mermerin gün ışığıyla değişen tonları, bahçelerle çevrili dingin atmosferi ve mimari simetrisi öylesine güçlü bir etki yaratır ki, Aladdin’deki fantastik sarayın görsel ruhunu neredeyse birebir taşır.
6. İmparatorun Yeni Ritmi – Machu Picchu, Cusco, Peru
Pacha’nın yaşadığı köyün arka planındaki sarp dağlar, yeşil teraslar ve kayaların üzerine kurulmuş yapılar size Machu Picchu’yu hatırlattıysa yanılmıyorsunuz. Cusco bölgesinde, 2.430 metre yükseklikte yer alan bu antik İnka yerleşimi, yüzlerce yıl boyunca dış dünyadan tamamen gizli kalmıştı. İmparator Pachacuti’nin ikametgahı olduğu düşünülen Machu Picchu, gizemi ve kusursuz taş işçiliğiyle Disney’in görsel tasarımcılarını büyülemiş olmalı. Filmdeki mizahi tonun altında bile bu yerin tarihi ihtişamı sezilir.
Mulan’da imparatorun sarayı olarak gördüğünüz yapı, Pekin’deki ünlü Yasak Şehir’den ilham alır. Yüzyıllar boyunca Ming ve Qing hanedanlarının evi olan bu devasa kompleks, yüksek duvarlarla çevrili olduğu ve sıradan insanların girişine izin verilmediği için bu ismi taşır. Altın çatılar, geniş avlular ve kusursuz simetri anlayışı, filmin görsel dünyasında da hissedilir. Sarayın genişliği ve düzeni, Çin kültürünün tarih boyunca mimariye yüklediği anlamı doğrudan yansıtır. Ancak genel olarak bu yapının kesinlikle bir Disney filmine ilham olmaması imkansız diyebiliriz.
8. Notre Dame’ın Kamburu – Notre Dame Katedrali, Paris, Fransa
Quasimodo’nun sığınağı olan katedral, tahmin edeceğiniz gibi Paris’in ünlü Notre Dame Katedrali’dir. Gotik mimarinin en önemli örneklerinden biri olan yapı, inşası yaklaşık iki yüzyıl süren bir tarihe sahiptir. Katedrali ayakta tutan uçan payandalar, dönemin mimari dehasının gerçek bir göstergesidir. Filmin dramatik atmosferi ve katedralin içindeki gölgeli mekanlar, Notre Dame’ın ihtişamını ve melankolik ruhunu yansıtan bölgelerden birisi.
9. Küçük Deniz Kızı – Chateau De Chillon, Cenevre Gölü, İsviçre
Prens Eric’in sahil kenarındaki şatosu, Cenevre Gölü üzerinde yükselen görkemli Chillon Şatosu’ndan esinlenmiştir. Roma dönemine kadar uzanan tarihi, gölün kıyısındaki romantik konumu ve dağların yansımasıyla birleşen manzarası, şatonun masal dünyasına açılan bir kapı gibi görünmesini sağlar. Gölün üzerinde oluşan sis ve suyun üzerindeki hafif titreşimler, Disney’in bu sahnelerde yarattığı masalsı havayla şaşırtıcı şekilde örtüşüyor.
10. Wreck-It Ralph – Grand Central Terminal, New York City, ABD
Wreck-It Ralph filminde karakterlerin oyunlar arası geçiş yaptığı merkez istasyon, New York’taki Grand Central Terminali’nin bir animasyon versiyonu gibidir. 20. yüzyılın başlarında yenilenen bu dev taş yapı, hem mimari detaylarıyla hem de kalabalığıyla filmdeki kaotik ama eğlenceli atmosferin temelini oluşturur. İçindeki geniş kubbeler ve tavanı süsleyen gökyüzü tasarımı, animatörlerin birebir esinlendiği unsurlar arasında.
11. Güzel ve Çirkin – Chateau De Chambord, Loir-Et-Cher, Fransa
Beast’in yaşadığı görkemli şatonun tasarımı, Fransa’daki Chambord Şatosu’ndan güç alır. Kral I. François tarafından bir av köşkü olarak inşa ettirilmiş olsa da, devasa çatısı, bacaları ve kuleleri sayesinde adeta bir gotik şehir silueti gibi görünür. Disney tasarımcıları bu tuhaf ve büyüleyici mimariyi filmde daha da dramatik hale getirerek ürkütücü ve ihtişamlı bir atmosfer oluşturmayı başarmış.
12. Frozen – St. Olaf Kilisesi, Balestrand, Norveç
Frozen filmindeki sevimli şapel tasarımının kökeni Norveç’in Balestrand kasabasındaki St. Olaf Kilisesi’ne dayanır. İngiliz Margaret Green ile Norveçli Knut Kvikne’nin hikayesiyle şekillenen bu yapı, geleneksel İskandinav ahşap mimarisiyle Anglikan etkisini aynı potada birleştirir. Filmdeki zarif ahşap işçiliği ve doğayla bütünleşen ruh, kilisenin gerçek hayattaki estetiğini başarıyla yansıtır. Bu da yapıyı Disney’e ilham veren gerçek mekanlar arasında önemini anlatıyor diyebiliriz.
13. Prenses ve Kurbağa – Louisiana bataklıkları, ABD
New Orleans’ın büyülü ve biraz da gizemli atmosferini filmde hissediyorsanız, bunun nedeni Louisiana’nın gerçek bataklık ekosisteminin oldukça belirgin şekilde yansıtılmasıdır. Timsahlar, su kaplumbağaları, yavaşça akan karanlık su yolları ve yosunlu ağaçlar, bölgenin karakteristik dokusunu oluşturur. Bu doğal ortamın efsanelere ve halk hikayelerine ilham veren yapısı, filmin büyülü atmosferinin kaynağı olmuştur.
14. Cesur – Eilean Donan Kalesi, İskoçya, Birleşik Krallık
Merida’nın dünyasını oluşturan vadiler ve şatoların arkasında, Highlands bölgesinin tarihi kalelerinden biri olan Eilean Donan bulunur. Adanın üzerinde yükselen bu kale, modern haliyle 20. yüzyılın başlarında yeniden inşa edilmiştir ancak çevresindeki bölge Viking saldırılarından klan savaşlarına kadar uzun bir tarihe sahiptir. Filmdeki güçlü aile bağları, sisli dağlar ve taş duvarlar, İskoçya’nın köklü geçmişiyle birebir örtüşür. Tarihi ile beraber görünümü tam olarak Cesur yapımına uyuyor.
Cars filminde Ramone’un oto boyama dükkanının retro havasını hatırlıyorsanız, bunun kaynağı Teksas’taki U-Drop Inn’dir. Bu alan belki de en eğlenceli Disney’e ilham veren gerçek mekanlar arasında. Art Deco tarzındaki bu yapı, Route 66 döneminde bölgenin en dikkat çeken duraklarından biriydi. Yolun önemini yitirmesiyle bir süre atıl kalsa da, bugün tarihi bir anıt olarak korunuyor. Enerjisi ve parlak detayları, filmin renkli atmosferiyle tam bir uyum sağlamış.
Atlantis’in gizemli tapınaklarının ve saraylarının ilham kaynağı, Kamboçya’daki Angkor Wat’tır. 12. yüzyıldan kalma bu dev tapınak kompleksi, hem Hindu hem Budist kültürlerini barındırmasıyla benzersiz bir yapıdır. İhtişamlı taş koridorları, devasa kabartmaları ve doğayla iç içe geçmiş görünümü, Atlantis’in efsanevi atmosferinin temelini oluşturur. Bunun sonucunda ise Disney’e ilham veren gerçek mekanlar arasında gerçekten görkemli bir görüntü oluşturuyor.
17. Frozen – Hotel De Glace, Quebec City, Kanada
Elsa’nın büyüleriyle yarattığı buzdan sarayın gerçek hayattaki karşılığı Kanada’nın Quebec City yakınlarında her yıl yeniden kurulan Hotel de Glace’tir. Tamamen buz bloklarından yapılan bu otel, her kış farklı bir tasarımla inşa edilir. İçindeki odalardan mobilyalara kadar her detay buzdan oluştuğu için gerçek bir kış masalının içinde yaşıyormuşsunuz hissi verir. Bu benzersiz mimari, filmdeki buz sarayının etkileyici görüntüsüne doğrudan ilham olmuştur.
18. Pamuk Prenses – Segovia Kalesi, İspanya
Kötü Kraliçe’nin sarayının şekli, İspanya’nın Segovia kentinde bir uçurumun kenarında yükselen Alcazar’dan ilham alır. Geminin pruvasını andıran dış formu, masalsı bir kalenin birebir karşılığı gibidir. Yüzyıllar boyunca İspanyol krallarına ev sahipliği yapmış bu yapı, hem stratejik konumu hem de etkileyici silüetiyle Pamuk Prenses’in karanlık atmosferine mükemmel bir zemin oluşturmuştur.
Disney’in büyülü mekanlarının ardındaki bu gerçek ilham kaynaklarını gördükçe, animasyon dünyasının düşündüğümüzden daha gerçekçi bir temele sahip olduğunu fark ediyoruz. Bazen bir şelale, bazen bir tapınak, bazen bir köy meydanı… Hepsi, hayal gücünün sınırlarını aşan büyüyü somutlaştırıyor.