Dünyanın heryerinde saygı duyulan, 35 yaşında ülkemize Çin’den geldiğinde “bitti” dediğimiz ama her seferinde sahadaki varlığıyla bizleri büyüleyen Fildişi Sahilleri’nin efsanesi “Afrika Aslanı” Didier Drogba futbola veda etti.
Ardında 1 Şampiyonlar Ligi Kupası, 4 Premier Lig Kupası, 4 FA Cup, 3 İngiltere Lig Kupası, 2 Community Shield, 2 Altın Top Ödülü, 1 Türkiye Süper Lig Kupası, 1 Türkiye Kupası, 1 Türkiye Süper Kupası, 2 kez Afrika’da yılın futbolcusu ödülü, 1 kez Türkiye’de yılın futbolcusu ödülü bıraktı. Ve bunlardan çok daha fazlasını.
Yaşayan efsanenin 40 yıla sığdırdığı başarılarıyla birlikte, insani yönünün de ağır bastığı kariyerine hep birlikte göz atalım.
1. Fildişi Sahilleri’ndeki iç savaşın bitmesinde büyük bir rolü vardı
Kendi ülkesinin kahramanı olmasında büyük bir öneme sahip olması, sadece onun Fildişi Sahilleri’ne maddi olarak yardım etmesinden kaynaklanmıyor. O siyaset üstü bir figürdü kendi ülkesinde.
2005 yılında ülkesini Dünya Kupası’na götürdüğü maçtan sonra halka seslenerek harika bir konuşma yaptı ve iç savaşın sona ermesinde çok etkili roller üstlendi. Dünya Kupası tarihinde ilk kez Fildişi Sahili olacaktı ve herkes ne kadar büyük bir iş gerçekleştirdiklerini konuşurken onun düşünceleri bambaşkaydı. Konuşması ise şöyleydi:
“Bayanlar baylar, Fildişi Sahili’nin kuzeyindekiler, güneyindekiler, merkezindekiler, batısındakiler! Biz bugün tüm Fildişi halkının bir arada var olabileceğini, tek bir amaç uğruna oynayabileceğini gösterdik. Biz kutlamaların insanları birleştireceğinin sözünü verdik. Size dizlerimizin üzerinde yalvarıyoruz. Affedin! Affedin! Affedin! Afrika’da bunca zenginliğe sahip bir ülke savaşa sürüklenmemeli. Lütfen silahlarınızı bırakın. Seçimlere gidin. Hepimiz kardeşiz. Birlikte yaşayabiliriz ve 1 kişinin daha ölmesine tahammülümüz yok.”
2. Time dergisi tarafında dünyanın en etkili 100 insanı arasında kendisine yer buldu
Didier Drogba’nın saha içerisinde olduğu kadar saha dışında da karizması zirvedeydi. O ne yaparsa arkasında milyonları sürüklüyor, sürekli yardımda bulunmak için organizasyonlar düzenliyordu. Afrikalı çocuklar için düzenlediği organizasyonlarda dünyaca ünlü futbolcularla yardım maçları yapıyor ya da para topluyordu.
2010 yılında Time dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 insanı listesine girmişti.
3. Drogba’nın tek hayali futbolcu olmaktı. İkinci evim dediği Fransa’dan ayrılıp Chelsea’ye giderken “umarım sağlık kontrolünde bir sorun çıkar” demişti
Ailesinden uzakta, futbol olmak için geldiği Fransa ikinci evi oldu Drogba’nın. Marsilya taraftarının sevgilisi olan Drogba, İngiltere’den teklif geldiği zaman hem hayallerine bir adım daha yaklaşmanın mutluluğunu hem de ikinci evim dediği Fransa’dan ayrılmanın hüznünü bir arada yaşamıştı. Chelsea’ye 38.5 milyon Euro karşılığında transfer olurken umarım sağlık kontrollerinde bir sorun çıkar diye dualar ediyor. Fakat kaderin önüne geçilmez.
4. Mourinho ile kaderini değiştiren buluşma onun futbol yaşamını değiştirmişti
Mourinho, Porto’nun teknik direktörüyken karşı karşıya geldiklerinde, Portekizli teknik direktör Drogba’dan çok etkilenmiş ve soyunma odası koridorlarında yakalayıp şöyle bir soru sormuştu.
“Didier, harika bir futbolcusun. Porto’ya gelme şansın var mı? Takımımda seni görmeyi çok isterim. Eğer gelemezsen söyle, sana benzeyen kuzenin bile olsa onu takımımda görmek isterim” demişti.
Drogba ise Mourinho’nun geleceğini görürmüş gibi cevap verdi.
“Merak etme. Benim bonservisimi alabilecek bir kulübün teknik direktörü olacaksın.”
5. Birleşmiş Milletler tarafından 2007 yılında “İyi Niyet Elçisi” seçilmişti
Yaptığı yardımlar ve bunu tüm dünyada duyarabilme kabiliyeti sayesinde Drogba, yaptığı her organizasyonda adından söz ettirmeyi başaran bir yapıdaydı. Herkes tarafından çok seviliyordu. Gittiği ülkelerin cumhurbaşkanları tarafından ağırlanıyor, insanların sorunlarıyla ilgilenmeyi seviyordu.
6. Peri masalı gibi biten Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu
Roman Abramovic’in satın aldığı ve milyonlarca sterlin döktüğü Chelsea, İngiltere Ligi’nde şampiyona olmuştu fakat bir şey eksikti. O da kupaların en büyüğü olan Şampiyonlar Ligi Kupası.
2012 yılında Bayern Münih’e karşı oynadıkları finalde Chelsea, oldukça katı bir savunma uyguluyor ve rakibinin ataklarını savuşturmaya çalışıyordu. Bayern Münih 1-0 öndeydi. Son dakikalarda Chelsea nadir olarak geldiği atakların birinde korner kazanmıştı. Kornerde ön direğe yaptığı koşuyla yaptığı sert kafa vuruşuyla Drogba, maçı uzatmalara taşımıştı. Bu harika adam, finaldeki son penaltıyı da büyük bir soğukkanlılıkla kullanarak Chelsea’yi Avrupa’nın zirvesine çıkarmıştı.
7. Zirvedeyken Çin’e transfer olmuştu
Şampiyonlar Ligi’ni kazandıktan sonra Drogba radikal bir karar alarak Çin’e transfer olmuştu. Drogba bir dünya vatandaşıydı. Çin’de de çok sevildi fakat 34 yaşında olmasına rağmen kendisini oldukça dinç hissettiğini fark etti. Avrupa kulüpleri tekrar onun peşine düşerken o Türk seyircilerinin gözünün pasını silmeyi tercih etmişti
8. Galatasaray’a gelen Sneijder’den sonra ikinci dünya starı
Ünal Aysal yönetiminde yaptığı transferlerle adından söz ettiren Galatasaray, ilk olarak Sneijder’i almıştı. Ardından hiç beklenmedik şekilde Drogba’yı kadrosuna katan sarı kırmızılı kulübün taraftarlarında bir soru işareti vardı.
35 yaşındaki bir futbolcu bu seviyede oynamaya uygun muydu?
9. İlk Galatasaray maçı, ilk kez formayı giyme, ilk dokunuş ve ilk gol
Devre arasında geldiği Galatasaray’da ilk kez Akhisarspor deplasmanında oyuna giren Didier Drogba, oyuna girdikten 4 dakika sonra, topla ilk buluşmasında muazzam bir gole imza attı. Harika geçecek 1 buçuk yılın ilk işaret fişeği gibiydi bu gol.
10. Juventus zaferinde o vardı
Real Madrid, Juventus, Kopenhag takımlarının oluşturduğu 2013/2014 Şampiyonlar Ligi B Grubu son maçında yine onun imzası vardı.
Kar yağışı sebebiyle iki gün süren Juventus müsabakasında, 85. dakikada Sneijder’e asisti Drogba yaptı. Deplasmanda oynanan maçta da Buffon’u çaresiz bırakan Drogba, tüm dünyaya “ben buradayım” mesajı veriyordu.
12. Real Madrid’i Türk Telekom Arena’da soğuk soğuk terleten yine Drogba’ydı
2012-2013 yılında Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk karşılaşmasında Galatasaray, deplasmanda Real Madrid’e 3-0 yenilirken rövanş mücadelesi formaliteden ibaret olacağı düşünülüyordu. Fakat Didier Drogba’nın eski dostu Jose Mourinho’ya bir sürprizi vardı. Maçı 3-1’e taşıyan golü Drogba kaydetmişti ve belki de tarihin en karizmatik gol sevinçlerinden birine imzasını atmıştı.
13. İkinci kez Chelsea’ye transfer oldu ve ardından futbol kariyerini Amerika’da devam ettirdi
Merci Didier Drogba!
Bizlere futbolun ne kadar kutsal olduğunu tekrar tekrar hatırlattığın için teşekkürler.